24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sürekli kendine düşmanlar ve ötekiler yaratmasına sebep olur. Geldiği yerde de kendisine düşman<br />

olduğunu düşündüğü ötekiler vardır. Meydana getirdiği her kaosla iktidarını daha da sağlamlaştırır.<br />

Çünkü kaosun olduğu yerde insanlar bir yöneticiye ihtiyaç duyar. Adadaki ötekiler<br />

ise martılar, ağaçlar, yedi numaradaki yazar, anlatıcı çocuğun annesi ve dilsiz arkadaşıdır. “Saldırıya<br />

daha şiddetli bir saldırıyla karşı çıkmak” (Livaneli, 2015, s. 124) “düşmana karşı zayıf<br />

duruma düşmek” (Livaneli, 2015, s. 125) “kıyıyı gören bir sığınak yapmak” (Livaneli, 2015, s.<br />

125) “tüm yetişkinlere silah dağıtılması ve kadın erkek herkesin pantolon ve bot giymesi talimatını<br />

vermek” (Livaneli, 2015, s. 105) gibi ifadeler Başkan’ın militarist zihniyetinin göstergesidir.<br />

Martıların öldürülmesine karşı çıkan ve bu uğurda aktif mücadeleyi başlatan anlatıcının annesidir.<br />

Komşularını ikna etmek amacıyla bir bildiri hazırlar ve bu bildiride Puşkin’e ait bir şiir birkaç<br />

sözcüğü değiştirilerek kullanılır. “ Yasak tanımaz rüzgâr / Zincir vurulmaz martıya / Bir de<br />

insan kalbine” (Livaneli, 2015, s.98) Çünkü anneye göre “Şiir silahtan güçlüdür.” (Livaneli,<br />

2015, s.95) Bu ifade, ekofeminizmin doğaya karşı bilinç uyandırma noktasında edebiyattan<br />

faydalanılması gerektiği düşüncesiyle örtüşür. Başkan’ın bildiriyi okuduktan sonraki tavrı ekofeministlerin<br />

altını çizdiği aklı, gücü önceleyen iktidar sahibi beyaz erkeğin tavrıyla benzerdir.<br />

Aklı ve gücü önemseyen Başkan için şiir hiçbir şey ifade etmez. Onun hayatında duyguya, duygusallığa<br />

yer yoktur. Başkan bunu, bildiriyi okuduktan sonraki tavırlarıyla ve sözleriyle kanıtlar:<br />

“Bir süre okuduklarına hayretle baktı, sonra kahkahayla gülmeye başladı. Öyle yapmacıktan<br />

değil, sahiden, gözlerinden yaş gelecek kadar gülüyordu. (…) Başkan, ‘Hele şu şiir, hele şu<br />

şiir!’ diyerek katılıyor ve kahkahalardan kesik bir biçimde okumaya çalışıyordu.” (Livaneli,<br />

2015, s. 98) Martıları korumak için hazırlanan bildiride şiire yer verilmesi insanlarda doğa tahribiyle<br />

ilgili bilincin oluşturulmasında edebi eserlerden faydalanılması gerektiğine vurgu yapar.<br />

Son Ada’nın Çocukları hikâyesinin yazarı da böyle bir görevi üstlendiğinin farkındadır.<br />

Başkan’ın yedi numaradaki yazarı kendine düşman olarak seçmesi hayata bakışlarındaki<br />

farklılıkla ilgilidir. Yazarın Başkan’ın istediği hayata uyum sağlaması mümkün değildir. Uyum<br />

sağlayamamasında ve çatışmasında etkili olan yazarın sorumlu aydın kimliğidir. Toplumsal<br />

eşitlikten yana olan yazar, Başkan’ın dayatmalarını ve faşist kararlarını reddeder. Başlangıçta<br />

adada eşit ve ideal ölçütlere sahip bir topluluk vardır. Başkan’ın kapitalist düşünceleri toplumsal<br />

eşitlik anlayışını bozar.<br />

Martılara açılan savaşın sonunda adada yılan sayısının arttığı görülür. Biyo-çeşitliliğe yapılan<br />

müdahaleler, doğada bir türün yok edilmesi veya azaltılması daha büyük sorunlara neden<br />

olur. Bir türden boşalan yer başka bir türle dolar. Faydacı zihniyet doğaya zarar verirken aslında<br />

kendi bedenine zarar verdiğini fark edemez. Martılara açılan savaş martıların adadaki insanlara<br />

fiziksel zarar vermesine hatta yaşlı bir ada sakininin ölmesine neden olur. Martılarla yaptığı<br />

savaşı kazanmaya kararlı olan Başkan, “ düşmanın karşısına başka düşman güçleri çıkarmak ve<br />

onları birbirine düşürmek” (Livaneli, 2015, s.134) ister. Martıların karşısına tilkileri çıkarır.<br />

Adada tilki olmadığı için dışarıdan adaya tilkiler getirilir ve doğaya bırakılır. Tilkiler martı yumurtalarını<br />

çalar, onları yer ve martıların azalmasında öte yandan yılanların sayısının da artmasında<br />

etkili olurlar. Yılanlarla mücadele edebilmek için de tilkilerden kurtulmaları gerekir. Tilkileri<br />

ormandan çıkarmak için bir yangın başlatılır. Kontrolden çıkan yangın birçok ağacın ve<br />

hayvanın zarar görmesine sebep olur. Yılanlar Başkan ve ada sakinlerinden yaşlı bir teyzeye<br />

zarar verir. Başkan’ın kendi eliyle çoğalmalarına sebep olduğu bu tehlikeli hayvanların Başkan’ı<br />

elinden sokması manidardır. Doğayı sömürülmesi gereken bir mülk olarak gören Başkan ve<br />

ailesi, Başkanla aynı düşünceye sahip olan ve olmayan bütün insanlar ekolojik dengenin bozulmasından<br />

zarar görürler.<br />

Doğa yazını okura, bütünsellik anlayışının yeniden oluşturulması gerektiğine dair farkındalık<br />

yaratmak ister. Son Ada’nın Çocukları’nda doğayla insanın bir bütün olduğu gerçeği adada<br />

yaşanan felaketlerden sonra yedi numarada oturan yazar tarafından şu cümlelerle dile getirilir:<br />

“Hayatımda birbirini bu kadar seven bir aile görmedim. (…) Ama benim asıl ailem, bu ada.<br />

Bu topraklar, bu ağaçlar, bu hayvanlar, bu dostlar; benim annem, babam, oğlum, kızım, eşim.<br />

Burası benim hep özlemini çektiğim sevgi dolu yuvam.”(Livaneli, 2015, s. 189) Yazarın bu sözleri<br />

ada sakinlerini daldıkları derin uykudan uyandırır. Onlar için yeniden doğuş bütüne dahil<br />

olduklarında, doğanın efendisi değil bir parçası olduklarını kabul ettiklerinde gerçekleşecektir.<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 369

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!