24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

zorlukla karşılaşandır... Şairin istediği de zaten bu zorlukların aradan kalkması, çocukların güzel<br />

bir hayat yaşamasıdır.<br />

Ersoy’un Hasta eserinde çocuk hayatının zorlukları aktarılmıştır. Burada yaşanan<br />

olayların Halkalı Ziraat Mektebi’nde olduğunu şair not olarak göstermiştir. Okulun öğrencilerinden<br />

olan Ahmet’in çaresizliği şair tarafından canlandırılmıştır. Öğrenci Ahmet’in doktor<br />

tarafından müayine edildiyi zaman Ersoy yürekleri sızlatan mısralarla onun durumunu anlatıyor:<br />

Soydu biçareyi üç beş kişi birden, o zaman<br />

Aldı bir heykeli üryani sefalet meydan!<br />

Bu kemik külçesinin dinlenecek bir ciheti<br />

Yoktu. Zannımca tabibin coşarak merhameti.<br />

“Bakmasak hastayı nevmid ederiz belki” diye<br />

Çocuğun göğsüne yaklaştı biraz dinlemeye<br />

-Öksür oğlum... Nefes al... Alma nefes... Oldu, giyin<br />

Bakayım nabzına... Ala... Sana yavrum, kodein<br />

Yazayım: öksürüyorsun, o keser, pek iyidir...<br />

Arsenik hapları al, söylerim eczacı verir. (Ersoy, 2007 : 41)<br />

Doktor Ahmet’i tedavi edeceğine dair söz verse de aslında ömrüne az kaldığını biliyor.<br />

Okulun müdürü Ahmet’in hasta olduğunu öğrendiyi zaman onu okuldan dışarı atmayı düşünüyor.<br />

Bir de onlar bunu yaparken Ahmet’i kandırmayı pilanlıyorlar. Fakat Ahmet enayi degil,<br />

okul müdürünün bu davranışının sonuçunun ne olacağını anlıyor.<br />

Ahmet tedavi edilirken onunla olan davranış ünlü yazar Midhat Cemal Kuntay’ın da<br />

dikkatini çekmiştir. Bu konuyu üstad yazar şöyle inceliyor: “Ahmet’in verem olduğuna<br />

mektepte inanmıyorlar. “Bir defa verem olduğunu kendisi söylüyor, sonra da çocuk degil mi,<br />

özeniyor.” Ve mektebin hekimleri Ahmet’in vehmini tedavi ediyorlar. Doktorların inanmadığı<br />

verem hastalığı Ahmet’i her gün öldürmeye devam ediyor, fakat hekimler musır: Ahmet vehminden<br />

zayıflıyor. Vehmin de ilacı olmadığı için “evham getiren” çocuğu “telkin”le iyi etmeye<br />

karar veriyorlar. Leblebi unundan haplar yaptırarak Ahmet’e tembih ediyorlar, her gün bunlardan<br />

dört tane alacak, on beş gün sonra kendisine bir fenalık gelecek o gün ya kurtulacak, ya<br />

ölecek. Hakikaten, on beşinci gece fenalaşıyor, fakat zavallı Ahmet seviniyor, çünkü ölmüyor.”<br />

(Kuntay, 2009 : 79)<br />

Ahmet’in tüm yalvarışlarına rağmen onu okuldan kenarlaştırırlar. Hiç degilse küçük<br />

kardeşine acımaları için onlara yalvaran Ahmet’i dinleyen de yok. Onu dinlemeyen sadece okul<br />

müdürlüğü degil, hem de cemiyettir. İnsanlarla böyle acımasızca davranış çocuğu çok üzüyor.<br />

Ahmet tedavi edilmek yerine okuldan atılıyor. Bu adım insanlığa sığmazdır.<br />

Akif insanlık adına iyilik yapmayi taktir ederken okuldakı insanların davranışını<br />

eleştiriyor. İnsanlarda ahlak oluşturan okulların durumunu anlatırken Mehmet Akif burada Ahmet<br />

gibi hastaların taliyini canlandırmıştır. “Akif, mevcut marifin taklitçi, ezberçi, tekrarcı, yarım<br />

bilimli insanlar yetiştirmesile beraber, eğittiği şahısların ahlakının da bozduğunu söylüyor...<br />

Marifte öğretmenin de önemli bir yeri olduğunu söyleyen Akif, öğretmenin her şeyden<br />

önce imanlı, edepli, ahlaklı ve vicdanlı olmasının muhakkak olmasını aktarıyor. Ayrıca, mütevazi,<br />

ve temiz olmalıdır, diyor. Çünki öğretmenlik, Akif’e göre büyük görevdir. Yoksa, zararı büyük<br />

olur.” (Tüylü, 2005 : 159)<br />

Hasta çocuk Ahmet’le olan bu davranış Mehmet Akif’i de çok üzüyor. Ahmet tedavi<br />

edile bilirdi, yeniden eğitime devam ede bilirdi, cemiyet için yararlı bir insana dönüşe bilirdi,<br />

fakat okul müdürlüğü bunu yapmak yerine Ahmet’i yarı yolda bırakıyor. Eser şöyle sonuçlanır:<br />

Son sınıftan iki vicdanlı refikin koluna<br />

Dayanıp çıktı o biçare sefalet yoluna,<br />

Atarak arkaya bir lemhabi lebrizi elem,<br />

Onu tebid edecek faytona yaklaştı “verem!”<br />

Tuttu bindirdi çocuklar sararak her yerini,<br />

Öptüler giryeyi matem dökerek gözlerini.<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 431

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!