24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

şisini de yerinden eder. Mustafa Ruhi Şirin’e göre, “üretilmiş değerleri tüketen toplumlarda<br />

kimlik sorunu olan yeni bir çocukluk oluşmaktadır. Yeni çocukluğun kimlik sorunu bütün dünya<br />

çocuklarını kapsamaktadır ve bu sürecin çocuk edebiyatıyla ilişkisi henüz kurulamamıştır”<br />

(Şirin 2007: 49). Bu açıdan duruma bakıldığında çocuk muhayyilesinde sosyal gerçekliği inşa<br />

etmek için ‘rafine bir çocuk’ edebiyatına ihtiyaç duyulduğu gibi çocukluğa atfedilen yeni anlamlarla<br />

birlikte teknolojik gelişmelerin de dikkate alınması gerekir. Modern çağların hâkim<br />

değerleri özellikle medya ve internet kültürü ile duyurulur ve sosyal toplum da yerini sanal ağ<br />

toplumuna bırakmaya başlar. Bu noktada çocuk edebiyatının derdi, “hangi çocuk” sorusuyla<br />

başlar. Zira yetişkin tahayyülle beslenen çocukluk, yetersiz ve çorak kalır. Değişen kültürel<br />

kodlarla birlikte çocukluğun asli beslenme kaynaklarının farklılaşmaya başlaması ise yetişkinlerin<br />

eylemleriyle doğrudan ilişkili olduğu için çocuk edebiyatının sosyolojiyle kuracağı bağ da<br />

bu çerçevede ele alınmalıdır. (Kanter 2014: 572)<br />

Çocukların da toplumsal yapının ana damarlarından birini oluşturduğu gerçekliğini önceleyen<br />

çocuk sosyolojisindeki gelişmeler, çocuk edebiyatı yazarlarının yeni bakış açıları üretebilmelerini<br />

mümkün kılar. Ancak çocuk edebiyatının kapsamına dâhil edilen ürünlerin, hem<br />

psikolojik açıdan hem de sosyolojik gerçekliklerle şekillenen bulgular açısından yeni çocukluğun<br />

ilgi alanlarına ilişkin bir kurgu içinde yapılandırılması gerekir. “Çocuksu bakış”ın ve “çocuksu<br />

duyarlığın” yansıtıldığı eserlerin sosyolojik zemininin “çocuk dürbünü ile dünyaya açılabilen”<br />

(Şirin 2007: 36) bir yönelimle kurgulanmaları da önem arz eder. Yeni çocukluğun ihtiyaçlarının<br />

ve sosyal dokunma eşiklerinin değişmesiyle, yaşadığı toplumun değerler bütününe<br />

yabancılaşan çocuk öznenin edebiyatla kuracağı bağın da hem “yeni çocukluk”u yok saymayan<br />

hem de edebî ve estetik özellikleri göz ardı etmeyen sağlam temeller üzerine inşa edilmesi gerekmektedir.<br />

SONUÇ<br />

Modernizmle birlikte çocukların yaşam alanları da farklılaşmış, yetişkinler ve çocuklar<br />

arasındaki toplumsal sınırlar ortadan kalkmaya başlamıştır. Bu noktada, iletişim teknolojisindeki<br />

ve medya kültüründeki gelişmelerle çocukların, yetişkinlerin dünyasını doğrudan tanımaları<br />

hatta bu dünyanın içine aktif olarak dâhil olmaları, çocuklar için üretilen edebî ürünlerin kenarda<br />

kalmasına yol açtığı gibi çocuk öznelerin okuma uğraşı yerine görsel medyayı tercih etmelerine<br />

neden olmuştur. Bu bağlamda çocukların edebiyatla/okumayla bağlarının kopmaya başladığı<br />

ve rol modellerinin değiştiği de söylenebilir. ‘Okuru çocuk olan bir edebiyat’ın kendini<br />

yenilemesi, günceli takip etmesi ve modern ve postmodern zamanların sosyolojik bulgularından<br />

istifade etmesi, söz konusu alanın sınırlarını genişleteceği gibi çocuk öznelerin kendi ruh evrenlerine<br />

uygun yaşamsal kodlarla karşılaşmalarını da mümkün kılar.<br />

Elektronik ortamın ve medya teknolojilerinin ortaya çıkardığı yeni çocukluk, değerleri<br />

yerinden etmekte ve evrenselliği öncelemektedir. Böyle bir öncelik, dünya ölçeğindeki çocukların<br />

sosyal, kültürel ve zihinsel referanslarının kaygan bir zemine taşınmasına yol açmaktadır.<br />

Sosyal ve zihni referansları değiş(tiril)en çocukların kendi kültürlerine yabancılaşmalarının<br />

önüne geçilmesi için çocuk edebiyatı ürünlerinin pedagojik yönünün millî olanı da kapsaması<br />

gerektiği söylenebilir. Ancak pedagojik yön de güdümlü bir anlayışı empoze etme anlayışını<br />

içermemelidir. Bununla birlikte yeni çocukluğun gerçekliklerinin kavranması ve bu gerçekliğin<br />

de estetik bir örüntüyle ifade edilmesi, çocuk edebiyatının daralan sınırlarını genişletebilir ve<br />

yeni edebî koridorlar açmasına imkân sunabilir. Zira günümüz çocuklarının hem sözlü kültür<br />

ürünlerine hem de çocuk edebiyatının yazılı eserlerine mesafesinin giderek belirginleştiği görülmektedir.<br />

Çocuk edebiyatı yazarlarının ‘çocuğa göre’liği ıskalamamaları ve çocuk sosyolojisinin<br />

teorik zeminini göz ardı etmemeleri, çocuk ve edebiyat arasındaki uzaklaşmayı ortadan<br />

kaldırabilir. Ancak şunu da vurgulamak gerekir ki; çocuk edebiyatı da bir edebî eserin ölçütlerini<br />

bünyesinde barındırmalı ve estetik unsurları yok saymamalıdır.<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 19

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!