24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

gelişmiş ve çocukluk fikri de kelebek etkisi gibi bu devrim sayılan değişimlerin öncülüğünde<br />

dünya literatürüne girmiştir.<br />

Çocukluğun tarihine baktığımızda, ilk çağlarda bugünkü manada bir çocukluktan bahsedilemez.<br />

Eski Yunan’da çocukların aile ve toplum içindeki yeri ile ilgili çok detaylı bilgilere<br />

ulaşmak mümkün olmasa da, onların “okul” düşüncesini icat ettiklerini söyleyebiliriz. Ancak bu<br />

okul sistemi bugün anladığımız gibi değildir. Çocuklara uygulanan disiplin yöntemlerinin, onların<br />

hırpalanmasına neden olması, çocukluk fikrinin doğuşunda soru işaretleri uyandırsa da, Eski<br />

Yunan düşüncesinde gençlikte özellikle okullarda verilmeye çalışılan ahlak ve erdem öğretileri,<br />

çocukluk fikrinin doğuşu için ilk adım sayılabilir.<br />

Ortaçağ’da ise çocukluk fikrinin oluşamamasının nedenini Postman (1995:30), “okuryazarlığın,<br />

eğitim düşüncesinin, ‘ayıp’ fikrinin yokluğuna ve önemsenmeyen çocuk ölümlerine”<br />

bağlar. Daha çok resimlerden edinilen bilgiler ışığında, Ortaçağ’da sanatsal eserlerde çocukların<br />

yüzleri yetişkin bir insan yüzü gibi resmedilmektedir. Tek fark ise küçük ölçekle çizilmiş olmalarıdır.<br />

Aries’in (1962:34) ifadesine göre; “Ortaçağ sanatı 12. yüzyıl’a kadar çocukluk veya<br />

bunu canlandıracak girişimden haberdar değildi. 13 yüzyılda çocukluğun modern kavramına<br />

ilişkin biraz daha yakın; “melek, genç adam” gibi söylenen birkaç çeşide rastlanabilir.” 14. ve<br />

15. yüzyılda 13. yüzyılda belirtilen tiplerinin daha geliştiği görülür. İyi bir gözlemci 11. yüzyılda<br />

hiç olmayan çocukluk fikrini, Kutsal Çocuk teması içinde, 13. yüzyılda kolektif bilinç, doğurganlık,<br />

ilerlemeye tanıklık, çocukluğun popülerliği gibi çeşitlilik ve kapsamlılık içinde gözlemleyebilir<br />

(Aries, 1962:36).<br />

Çocuğun dönemsel olarak gruplandırılması, Aydınlanma Dönemi’yle birlikte görülür.<br />

Şöyle ki aile veya toplumdaki yavaş yavaş beliren işbölümüne göre çocukların da konumları<br />

sınıflandırılmaya başlamıştır. Ancak yine bu dönemde çocuklar geri planda kalmış, yetişkinler<br />

daha öne çıkmıştır. Tam manasıyla çocukların eğitimlerine önem verilmesi, sanayi devrimine<br />

bağlı olarak, toplumsal ve ekonomik yapılarda meydana gelen değişiklikler sonucu eğitim ve<br />

ahlak anlayışının da yeniden gözden geçirilmesine neden olmuştur.<br />

“Çocukluk anlayışı” nın ortaya çıkışı, okuryazarlık ve okulların toplumsal hayatta yer<br />

edindiği döneme denk gelir. Postman, bunu matbaanın icadına kadar götürür ve 16. ve 17. yüzyıllardan<br />

sonra “çocukluğun varlığını doğal düzenin bir özelliği olarak benimsenmeye başladığını”<br />

söyler (1995:53). Bütün bunlara şunu da ekler: Bebeklik, konuşma ediminin becerildiği<br />

noktada sona eriyordu, çocukluk ise, okumanın öğrenilmesiyle başlıyordu( 1995:59).<br />

Çocukluk fikrinin doğuşu her ne kadar gerçekleşmiş olsa da dünyanın değişen sosyoekonomik<br />

yapısı elbette çocukları etkilemiştir. Özellikle 18. Yüzyılda sanayinin gelişmesi, çocukluk<br />

anlayışını ve çocukların dünyasını alt üst etti desek abartmış olmayız. Zira endüstriyel<br />

kentlerin gelişmesi işçilere gereksinim duyduğu kadar, ucuz işgücü olan çocukları da kendi<br />

bünyesine katmıştır.<br />

Çocukluğun başlangıcıyla modern yaşam anlayışının aynı tarihlerde doğduğunu söylemek<br />

mümkündür. “Modern çocukluk paradigmasının, modern yetişkinlik paradigması da olduğunu<br />

anımsamalıyız. Çocuğun ne olmasını istediğimizi söylediğimizde, kendimizin ne olduğunu söyleriz”<br />

(Postman, 1995:85). Belki de bu düşünce doğrultusunda modern yaşam sonucu büyümeye<br />

başlayan orta sınıf, özellikle İngiltere’de paralarını daha geniş ev satın alıp daha iyi imkânları<br />

ailelerine sunarak ve çocuklarına paralı okullarda eğitim aldırarak, bugünkü anlamda kalitesi<br />

parasına bağlı okulların giderek artmasına neden olmuştur.<br />

“1850 ile 1950 arası dönem, çocukluğun doruğuna ulaştığı bir dönemdir. ABD’de bu yıllar<br />

esnasında tüm çocukları fabrika dışına çıkarıp okula çekebilmek, kendi giyim, eşya, edebiyat,<br />

oyun ve sosyal dünyalarına yöneltebilmek için başarılı çalışmaların gerçekleştirmiş olması”<br />

(Postman, 1995: 89) bakımından önemlidir.<br />

Çocukluk fikrinin ortaya çıkışıyla birlikte çocuklar bugün, tarihsel süreç içerisinde bir takım<br />

değişimlerle, el üstünde tutuldukları, deyim yerindeyse kıymetlerinin daha çok bilindiği ve<br />

hatta gelecek için bir yatırım aracı olarak görülmeye başlanan bir dönem yaşamaktadırlar. Ortaçağ’da<br />

“çocukluğun yokluğu”, Rönesans’la her yeni düşünce gibi çocukluk fikrinin ortaya çıkı-<br />

578 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!