24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“Mehmet yeniden ağlamaya başladı. Şimdi Ali’yi ve Mehmet’i ne kadar sevdiğimi anlıyordum.<br />

Ali’yi bir daha göremeyeceğimi anlayınca duyduğum derin acıdan neredeyse bütün yapraklarımı döküp<br />

sonsuza dek tomurcuksuz ve kuru kalacaktım.”(Behrengi,2015: 49)<br />

“Artık köyde daha fazla kalamam. Nereye gitsem gözümün önüne Ali’nin yüzü geliyor, içim sızlıyor.<br />

Dağa gittiğimde, keçiyi tepeye çıkardığımda, köpeğin başını okşadığımda, tezek çiğnediğimde, tarlalarda<br />

ötekilerle birlikte çekirge ve kertenkele yakaladığımda, saman kestiğimde, çatıların üzerinde yürüdüğümde<br />

hep önümde Ali’nin yüzü var. Sanki bana sesleniyormuş gibi geliyor: Mehmet!.. Mehmet!..<br />

Şeftali Ağacı. Onun seslenişine dayanamıyorum. Kente, amcamın yanına, bakkal çırağı olmaya gidiyorum.<br />

Ali’nin sağ kalması için ne yapmam gerekirdi bilmiyorum. Onun gibi birden ölmemek için ben ne<br />

yapmalıyım, bilmiyorum. Küçüğüm daha. Çok az şey anlıyorum.” (Behrengi,2015: 49)<br />

Dedem Bir Kiraz Ağacı<br />

“Birgün yuvadan döndüğümde, evde ne annem ne babam vardı; beni Luigi Dede’mle babaannem<br />

karşıladılar. Ciddi bir yüz ifadesiyle bana, anneannemin uzun bir yolculuğa çıktığını, onu bir daha göremeyeceğimi<br />

söylediler.<br />

‘Ne demek yolculuğa çıktı!’ diye bağırdım. ‘Peki ama, neden bana söylemedi, neden bana hoşça<br />

kal demedi?.. Ya Alfosina, o şimdi ne yapacak?’ (Alfosina Anneanne’nin kazıdır.A.N)<br />

Kendimi ihanete uğramış gibi hissediyordum ve anneannemin bu davranışı karşısında öyle hayal<br />

kırıklığına uğramıştım ki, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Bunun üzerine, babaannem beni kucağına<br />

aldı ve bana anneannemin gökyüzüne yaptığı yolculuktan söz etti, benim oraya gidemeyeceğimi söyledi.<br />

‘Uçakla mı gitti?’ diye sordum; çünkü annem ve babamla bir uçak yolculuğu yapmıştık, çok hoşuma<br />

gitmişti.<br />

‘Hayır, uçakla değil. Anneannen öldü.”<br />

Böylece ölmenin gökyüzüne uçaksız bir yolculuk yapmak olduğunu öğrenmiştim. Bu yolculukta ne<br />

kazlara ne çocuklara yer vardı.<br />

Cenaze günü işler daha da karmaşıklaştı, çünkü birisi bana çiçeklerle kaplı tahta sandığın içinde<br />

anneannemin olduğunu ve onu mezarlığa götüreceklerini söylemişti. Eğer gerçekten o sandığın içindeyse,<br />

anneannem gökyüzünde olamazdı; bana yalan söylenmişti!<br />

Bağırmaya başladım:<br />

‘İnanmıyorum! Hepiniz yalancısınız! Anneannemi görmek istiyorum!’<br />

O kadar çok bağırmıştım ki, herkes korktu, çünkü bir türlü beni sakinleştirmeyi başaramıyorlardı.<br />

Ottaviano Dede’m yanıma gelip şöyle dedi:<br />

‘Anneanneni göremeyiz, ama o aslında hiçbir yere gitmedi, biliyor musun? Yerine Alfosina’yı bıraktığını<br />

söyledi ve onun yokluğunu hissettirmememiz için, Alfosina’ya çok iyi bakmamızı istedi.’<br />

Dedeme baktığımda çok rahatlamıştım.<br />

‘Tam olarak öyle mi dedi?’<br />

‘Evet. Hem de sana selam söylememi ve bşir öpücük vermemi söyledi.’<br />

‘Peki ne zaman dönecek?’<br />

Dedem omuz silkip yanımdan uzaklaştı. Döndüğünde, kucağında Alfosina vardı ve mezarlığa kadar<br />

tabutu onunla takip etti. Herkes ona bakıyordu, ama dedem kimseye bakmıyordu. Benim elimden<br />

tuttu; sık sık eğilip, başıyla kendisini onaylayan Alfosina’ya bir şeyler fısıldayıp durdu.<br />

O an emin oldum ki, anneannemle konuşuyordu.”(Nanetti, 2014:30-32)<br />

Nemik ile Onbaşı<br />

“Annesi iki kardeş daha getirdi dünyaya. İki oğlan çocuğu… Ancak Memet’ten sonra doğanı, büyüklerin<br />

söylediğine göre, bir buçuk yaşında melek oldu, göklere uçtu gitti. Salih demişlerdi adına.<br />

Nemik bütün ayrıntıları ile anımsıyordu: korkunç bir ishale yakalanmıştı. Yaz günüydü. Alıç ağacının<br />

altında sağlıksız soluklanıyordu Salih. Dayanılmaz bir koku sarmıştı çevreyi. Küçük Nemik, bebeğin<br />

başında saldırgan karasinek ordusuna karşı kahramanca bir savaş veriyor, var gücüyle kovuyordu onla-<br />

690 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!