24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

1926 yılında bir havayolu şirketinde pilot olarak çalışmaya başladıktan sonra da yazmayı<br />

bırakmadı. Çeşitli roman, öykü ve denemeler kaleme aldı. İkinci Dünya Savaşı sırasında<br />

Fransız Direniş Ordusu’na katıldı. Pilotluk yapmasına yaşında ötürü yasak getirildi fakat Saint<br />

Exupery, yeni görevler almak için ısrar etti. 31 Temmuz 1944 yılında Korsika’daki Borgo kasabasından<br />

havalandı ve bir daha geri dönmedi (Exupery 2014, 4).<br />

Askeri eğitim hayallerinin yanında sanatla (resim, edebiyat) uğraşan yazar çok yönlü bir<br />

kişiliğe sahiptir. Savaş yıllarını anlatan eserler yazmasının yanı sıra kendi hayatını anlatan eserler<br />

de kaleme almıştır. Exupery’nin çocuk kitabı yazmasının altında yatan sebepler incelendiğinde<br />

çocukluk yıllarındaki bilinç akışının etkileri vardır. Çünkü yazar henüz 4 yaşındayken<br />

babasını kaybetmiş ve çeşitli hayaller peşinde koşmuştur. Yazmış olduğu eseri dikkate aldığımızda<br />

aslında Exupery, babasını kaybettiğinde hemen hemen oluşturduğu karakter olan Küçük<br />

Prens yaşlarındadır. Küçük Prens’in evreni algılama biçimi Exupery’nin algılama biçimine paralel<br />

olarak ilerlemiştir denilebilir.<br />

Bir yazar için, oluşturduğu hiçbir karakter tesadüfen doğmamıştır. Kendine ve yaşadığı<br />

hayata hâkim olmak isteyen insanın kurduğu her cümlede “kendinden izler” vardır. Bu nedenle<br />

bir eseri okumadan önce o eserin yazarının hayatıyla ilgili bilgi sahibi olmak gerekir. Zira yazar,<br />

okuyucuya hangi mesajı vermek isterse okuyucunun birden çok okumalar yaptığı metinden<br />

anladığı, yazarın vermek istediği mesajdır. Yazar, bir eylemde bulunur ve sanatsal gereklilikleri<br />

hiçe sayan bir romanda bile bize sunduğu betimlemelerin hayal gücümüze ve fiziksel tepkilerimize<br />

bir dürtü olması gerektiğini belirtmek üzere kendini gösterir. Daha romanın ilk sayfasında<br />

okura hangi duyguları hissetmesi gerektiğini belirterek ona -bu duyguları aktarmasa bile- hemen<br />

kendini gösterir (Eco 2009; 27-28). Küçük Prens, bu bakış açısıyla ele alındığında Exupery’nin<br />

yapmak istediği -okuyucuda oluşturmak istediği algı- hem okuyucuya kendini göstermek hem<br />

de küçük bir çocuk gibi olan biteni saklandığı yerden izlemektir. Exupery bu masaldaki pilot<br />

mudur yoksa Küçük Prens midir sorusunun cevabı kesin değildir. Bazen olay örgüsünün içinde<br />

-yapmış olduğu meslek itibariyle- pilot olarak zihinde canlanan yazar bazen hayal gücünün derinliğiyle<br />

Küçük Prens’te hayat bulur.<br />

Küçük Prens, bir çocuğun gözünden büyüklerin dünyasının karmaşıklığını anlama serüveni<br />

olarak 1943 yılında Fransa’da yayınlanmıştır. Sahra Çölü’ne düşen bir pilotun Küçük<br />

Prens’le karşılaşma anından itibaren 27 bölümden oluşan eserde en çok yer verilen bölüm Küçük<br />

Prens’in kendi gezegeninden/astreoidinden ayrılıp diğer gezegenleri tanımaya başladığı<br />

bölümdür.<br />

Çocukluğunda resim yapmak isteyen pilot, yaptığı resimlerin maalesef büyükler tarafından<br />

anlaşılmaması üzerine resim yapmayı bırakmıştır:<br />

“Büyükler kendi başlarına hiçbir şey anlamıyorlar ve onlara sürekli açıklama yapmak<br />

çocuklar için çok yorucu” der. Fil yutmuş bir boa yılanını çizmiş ama büyüklerden hiç kimse<br />

onun tam olarak ne çizdiğini anlamamıştır. Bu durum bir çocuk için oldukça hayal kırıcıdır.<br />

Böyle bir durumla karşılaşan çocuklar iki şey düşünürler. Ya güzel ve gerçekçi resimler yapamıyorlardır<br />

-ki bu, özgüven eksikliğinin başlamasına sebep olur- ya da kendileri gayet iyi resim<br />

yapıyorlar ama büyükler onları anlamıyorlardır. Pilot ikinci seçeneğe inanmak istemiş ama bir<br />

yandan da resim yapma isteğinden vazgeçmiştir.<br />

Büyük Sahra Çölü’nün üstünde uçarken motoru bozulan ve çöle iniş yapmak zorunda<br />

kalan pilot orada uyuyakalmıştır. Uyandığında başucunda “bana bir koyun çiz” diyen Küçük<br />

Prens’le karşılaşır. İlk üç denemede çizdiği koyunların Küçük Prens tarafından beğenilmemesi<br />

üzerine (fil yutmuş boa yılanına gönderme) kutunun içinde bir koyun çizer ve o koyunu kendinin<br />

hayal etmesini ister. Bu, tam olarak Küçük Prens’in istediği koyundur. Çünkü onun nasıl bir<br />

koyun olduğuna sadece o karar verecektir.<br />

Küçük bir çocuğun tek başına, yalnız kendinin sığabileceği bir gezegende çiçeği, yanardağları<br />

ve zehirli baobab ağaçlarıyla birlikte hayatta kalma mücadelesi olarak görünen bu kurgu<br />

aslında sahip olunan şeylerle “özgür” bir biçimde yaşanılabileceğinin görüntüsüdür. Çünkü<br />

Küçük Prens sadece kendinin sığabileceği büyüklükte olan o gezegende mutlu olma yolları<br />

bulmuştur. Büyükler gibi düşünmediği için mutludur. Çünkü büyüklerin her zaman -sadece<br />

534 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!