24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

zengin bir edebi hayat geliştirdiğini görmekteyiz. Topraklarımızda gelişen Türk edebiyatı, o<br />

dönemi bütün Türk edebiyatının gelişme durumunu yansıtmaktadır. Bu açıdan baktığımız zaman<br />

söz konusu bölgelerdeki Türk edebiyatının da Balkan Savaşlarına kadar, ana ülke Türkiye’deki<br />

edebiyatıyla aynı karakterde ve aynı çizgide geliştiğini görmekteyiz. Böylece aynı kaynaktan<br />

yani aynı gelenekten beslendiğini söyeleyebiliriz. Balkan Savaşları'ndan sonra Makedonya<br />

Türk Edebiyatı'nda görülen durum, bu topraklarda yaşamaya devam eden Türklerin<br />

toplumsal, ekonomik, kültür-eğitim durumlarının doğal uzantısından başka bir şey değildir.<br />

Konuya bu açıdan yanaşıldığı takdirde, bu dönemde edebiyatta göze çarpan durgunluğun asıl<br />

nedenlerini belirleyebilmek için kolaylaşacaktır.<br />

Osmanlıların Rumeli’de toprak kayıpları 17’ci yüzyılın sonlarında başladı, 18. ve 19.<br />

Yüzyıllarda hızla devam etti. Nihayet, 1912 Birinci Balkan Şavaşından sonra Rumeli’nin hemen<br />

tamamı kaybedildi. Ancak, “Osmanlı kültür izleri bugün dahi bütün varlığını sürdürmektedir.<br />

Balkan uluslarının mimarisinde, halk yaratıcılığında, dillerinde ve hergünkü hayatlarında Türk<br />

kültürü izlerine her adımda rastlanır. Dolayısıyla, Balkan ülkelerinin en küçüğü olan Makedonya<br />

Cumhuriyeti’nde Türk kültür varlığı kaçınılmaz bir gerçektir. Makedon ulusun varlığında<br />

Türk etkileri görkemli bir yer alır. Makedonya Cumhuriyeti’nde yaşıyan Türk unsuruna gelince,<br />

Osmanlı-Türk kültürünün gerçek mirasçıları olan Makedonya Türkleri, milli benlikleri ile kültürünü<br />

koruyup geliştirmekle yetinmeyerek, Makedonya ile Türkiye arasında heryanlı ilişkilerin<br />

gelişmesinde adeta altın bir köprü rolünü oynamaktadır.” (Sesler, 1995: 33)<br />

Kanımızca, Makedonya Türk edebiyatı'nın ilk ve en büyük darbeyi, Balkan Savaşlarıyla<br />

birlikte gelen göçle yediği hiç kimsenin yadsıyamayacağı bir gerçektir. Çünkü, çok kısa sayılabilecek<br />

bir zaman dilimi içinde gerçekleşen bu göç, en geniş halk kitlelerinin göçü olmakla<br />

birlikte, kitlevi bir aydın göçüydü de aynı zamanda. Osmanlı'nın yüzyıllar boyunca sadece<br />

bu topraklan fethederek değil, aynı zamanda büyük yatırımlar yaparak hayatın her hücresine<br />

yer etmesini amaçladığı Türk-İslam kimliğinin büyük ölçüde yok olmaya terk edilmesi anlamına<br />

gelen bu göç, Makedonya'da kalan Türklerin sesinin her alanda olduğu gibi edebiyatta<br />

da uzun bir süre için nerdeyse tamamen kısılmasına neden olmuştur.<br />

Makedonya Cumhuriyeti'nde Türk edebiyatının temel taşları 1944’te atılmıştır. “Osmanlı<br />

döneminde divan edebiyatında bir Aşık Çelebi, mutasavvıf Muhammed Nur-ul Arabi ile<br />

Şeyh Sadeddin Efendi, Yahya Kemal Beyatlı, Yaşar Nabi, Şefket Rado ile Makedonya doğumlu<br />

ya da kökenli daha yüzlerce Türk yazar ve sanatçılara Makedonya Türkleri de haklı olarak<br />

sahip çıkmaktadırlar.” (Sesler, 1995: 35)<br />

Makedonya Türklerinin halk edebiyatından yapılan derlemeler gözden geçirilince<br />

edebiyattaki bu suskunluğun ne denli büyük olduğu hemen göze çarpmaktadır. Balkan Savaşları<br />

öncesinde olduğu gibi Balkan Savaşları esnasında da Türklere yapılan büyük zulüm ve<br />

işkencelere rağmen, derlenip yayımlanan halk edebiyatı metinlerinde bu zulüm ve işkencelerden<br />

bahsedildiğine neredeyse hiç rastlayamadık diyebiliriz. Bunun asıl nedeni nedir bilemeyiz,<br />

fakat tahminlerimize göre bunun iki nedeni olabilir. Bu nedenlerden biri, can derdine düşen,<br />

zulüm ve işkenceye maruz kalan Türklerin Balkan Savaşları öncesinde ve esnasında başlarından<br />

geçenlerle ilgili türkü yakmayı, destanlar söylemeyi akıllarından geçiremeyecek kadar<br />

perişan bir halde olmaları, ikincisi de, Balkan Savaşları sonrasında yaşadıkları baskıların ve<br />

çektikleri çilenin korku ve tedirginliğinin etkisi altında susmayı tercih etmiş olmalarıdır. Evlerinden<br />

barklarından edilen, soykırım tehdidiyle gözdağı verilen, katliama maruz kalan bu<br />

insanların, neşelerinin-kederlerinin, sevinçlerinin-acılarının sözcüsü olan halk edebiyatları aracılığıyla<br />

içlerini dökmemelerini başka bir nedene bağlamak olası değil çünkü.<br />

Sonuç olarak, Balkan Savaşlarından sonraki yıllarda Makedonya Türk Halk Edebiyatı'nın<br />

önemli bir varlık gösteremediğini söyleyebiliriz. Bir ulusun kültür dağarcığında halk<br />

edebiyatının nedenli önem taşıdığının bilinmesine rağmen, Makedonyalı Türk aydınları maalesef<br />

bunun nedenlerini aydınlatmaya yönelik herhangi bir ciddi çalışma yapabilmiş değillerdir.<br />

Fakat yine de, Makedonya'da yaşayan Türkler söz konusu olduğunda, son derece çalkantılı<br />

geçtiğini söyleyebiliriz.<br />

Böylece, Makedonya Türk edebiyatı da, Balkan Savaşları, ardından gömüldüğü sus-<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 491

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!