24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Giyim-Kuşam:<br />

Giyim, kuşam ait olduğu kültürünün zenginliğine bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Bu çeşitliliğe<br />

sebep pek çok etken vardır, bunlardan biri de dinsel etkendir. Romanda da sarık, gül desenli<br />

başörtüsü, uzun mintan gibi kişilerin giyim tarzında bu türden bir etkinin olduğu söylenebilir.<br />

“…Osman Hoca, bugün tepeden tırnağa beyazlar içindeydi. Çizgili beyaz sarığı başındaydı…”<br />

(Kuduz Köpek, s.5-6)<br />

“…Başlarına gül desenli başörtüler takmış, uzun rengarenk mintanlar giymiş köy kadınları…”<br />

(Kuduz Köpek, s.183)<br />

Erkeklerde Bıyık ve Sakal:<br />

Sakal, dindarlığı; bıyık erkekliği simgelemektedir.<br />

“… Osman Hoca, dua etmeye başladı. Herkes ellerini, yukarıya kaldırdı. Osman Hoca, ellini<br />

sakallarına götürdü ve “Âmin” dedi. Diğerleri de aynı şekilde onunla birlikte ellerini sakallarına<br />

götürüp hep birlikte “Âmin” dediler…” (Kuduz Köpek, s.155)<br />

“...Biraz sonra, meydanın öbür tarafında uzun boylu, pala bıyıklı bir genç öne çıktı…” (Kuduz<br />

Köpek, s.12)<br />

Düğünde Para Saçma:<br />

Düğünlerde gelin ve damat arabasının önünü kesen çocuklara para saçılması, gelinin başına para<br />

saçılması, paranın bereketle ilişkilendirildiğini düşündürmektedir.<br />

“…Çocuklar gelin ve damat arabalarının önünü kesmişlerdi. Hepsi birden arabanın etrafına<br />

üşüştü ve arabanın camlarına yapıştı. Bu iki arabadan para saçılacağını biliyorlardı…” (Kuduz<br />

Köpek, s.86)<br />

“…Gelinin yanındaki sağdıçlar, gelini arabadan indirdiler. Gelinin başında, kırmızı bir başörtüsü<br />

vardı. Ailenin kadınlarından birkaç kişi, bozuk para ve buruşmuş banknotları, avuç avuç<br />

gelinin başına saçtılar…” (Kuduz Köpek, s.87)<br />

Cenaze Kaldırılırken Kadın:<br />

İslâm dini akidelerinde, cenazeyi taşıma ve cenazeyle gitme vazifesi erkeğindir. Kadının cenazeyle<br />

gitmesi, hoş karşılanmaz. Roman da Tuvak’ın babasının tabutunu taşıyana erkeklerin Tuvak’ın<br />

annesi Gözel’i, mezarlığa gelmemesi hususunda uyardıkları görülmektedir.<br />

“…Köyün erkekleri ona, “Hey Gözel, dön! Kadınlar mezarlığa gelemez, iyi değil. Dediler…”<br />

(Kuduz Köpek, s.131)<br />

Ağıt Yakma:<br />

Genellikle ölen kişinin arkasından duyulan derin üzüntüyü ifade etmek için söylenen ezgili sözlere<br />

ağıt; bu ezgili sözleri söyleyen kişiye de ağıtçı denilmektedir. Romanda, Tuvak’ın halası,<br />

ölen kardeşinin arkasından şöyle ağıt yakmaktadır:<br />

Halı Dokuma:<br />

Ezizim gitdi elden (Yitirdim canımın canını!)<br />

Yalnız kaldım neylayin (Yalnız kaldım neyleyim)<br />

Elimden gelcek iş yok (Elimden gelen bir şey yok)<br />

Gıy ızında ağlayın (Bırakın onun için ağlayayım)<br />

Gıratıma müneyin (Beyaz atıma bineyim)<br />

Dağa, düz çapayın (Dağ, bayırda koşayım)<br />

Elden giden doğanmı (Yitirdim kardeşimi)<br />

Nirden gözlap tapayın (Nerden arayıp bulayım) (Kuduz Köpek, s.132)<br />

Tarım, hayvancılık, balıkçılık gibi ekonomik faaliyetler içerisinde halı dokuma, daha çok kadınlara<br />

ayrılmış, düşük gelir sağlayan bir iş koludur. Romanda, Tuvak’ın annesi evin geçimini halı<br />

dokuyarak sağlamaya çalışır ancak bu işten kazandığı para emeğini tam olarak karşılamaz.<br />

246 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!