24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kurguda Sakız Sardunya pek çok konuda çevresindekilerden farklı davranır, yaşının<br />

üzerinde fikirler taşır ve hayaller kurar. Onun çevresindekilerden farklı düşündüğü konulardan<br />

biri de isim koyma bahsidir. Büyüklerin neden akıllarına gelen isimleri evlatlarına verdiğini aklı<br />

almayan ve bu konuda çocuklara danışılmamasına hayret eden Sakız Sardunya, insanın hayatı<br />

boyu taşıyacağı isim konusunda söz sahibi olmamasını doğru bulmaz (22). Sakız Sardunya’nın<br />

akranlarından farklı düşündüğünü gösteren diğer bir örnekse derste geçer. Japonya’ya niçin<br />

Uzakdoğu denildiğine anlam veremeyen Sakız Sardunya, bu durumun nedenini sorgulayarak<br />

öğretmenine bir soru yöneltir. Öğretmeninin “Hem uzak hem doğuda olduğu için” cevabından<br />

tatmin olmayan Sakız Sardunya, “Ama Çin’de yaşayan birine göre Japonya yakın. Avustralya’daki<br />

biri için orası Uzak Doğu değil, Yakın Kuzey (26-27)” diyerek klasik düşünmediğini bir<br />

anlamda ispatlar. Sakız Sardunya’nın sadece düşünceleri değil hayalleri de bir hayli farklıdır.<br />

Hayallerin sınırları olmadığı bilinmekle birlikte eserde kurulan hayallerin ciddi bir zemine oturduğu<br />

da aşikârdır. Örneğin derste canı sıkılan Sakız Sardunya’nın başını önüne eğip gözleri<br />

dolu dolu atlasa bakması ve başka bir diyarda olmayı düşleyerek “Afrika'da filler, zürafalar,<br />

zebralarla koşmak; Güney Amerika'da lamaları beslemek; Asya'da çöl geyiklerini kovalamak ve<br />

Antarktika’da foklarla top oynamak (32)” şeklinde tasavvurlarda bulunması onun hayallerinin<br />

de farklı olduğunu ortaya koymaktadır.<br />

Eserde hayal, düşünce ve birikim noktasında Sakız Sardunya’nın üst noktada konumlandırılışı<br />

onun diline de yansımıştır. Oldukça güzel cümleler kuran Sakız Sardunya etkili bir<br />

üsluba sahiptir. Örneğin yetişkinlerin sıklıkla tekrarladığı “çocuk aklı” kavramını her çocuğun<br />

birbirine benzememesi nedeniyle doğru bulmayan Sakız Sardunya, “Çocuk aklı” diye bir şey<br />

vardı demek. Büyükler bunu bu kadar sık tekrarladığına göre. Peki ya ergenler?(Kuzeni Bahar<br />

on üç yaşındaydı) Onlarınki de “ergen aklı” olmalıydı… Gençlerinki “genç aklı”… Orta yaşlılarınki<br />

“orta yaşlı aklı”… Emeklilerinki “emekli aklı”… Tabii yaşlılarınki de “yaşlı aklı” olmalıydı<br />

(20).” şeklindeki cümleleriyle bu durumdan yakınmakta, bu yakınma hâlini de etkili bir<br />

söylemle ortaya koymaktadır. Sakız Sardunya’nın dili etkili kullanmasının bir başka örneği ise<br />

somon balığı ile konuşmasında görülür. Somon balıklarının ağızlarını açıp kapamak suretiyle<br />

konuştuklarını fakat bu konuşmayı insanların duymadıkları öğrenen Sakız Sardunya bu durumu<br />

“Bazen birinin ne dediğini bilmiyorsan o konuşmadığı için değil, sen duymadığın içindir (120-<br />

121).” şeklindeki veciz bir cümleyle özetler. Benzer şekilde bir ateşböceğinin kendisini dev<br />

görmesi sonucu Sakız Sardunya’nın kurduğu “Bakan göze göre her şey değişmekte. Kimine dev<br />

görünen, kimine cüce (126).” cümlesi de bir önceki cümle kadar vecizdir. Sakız Sardunya bu<br />

kadar etkili cümleler kurmasından kaynaklanıyor olacak ki aynı zamanda ikna kabiliyeti çok<br />

yüksek bir karakterdir. Nitekim o kendilerine kötülük yapmak isteyen bir cadının aklını bile<br />

kurduğu cümlelerle karıştırmış, cadıya “Ben aslında kötülük yapmak istemiyorum. Sonra bütün<br />

çocuklar benden nefret ediyor. Hâlbuki ben sevilmek istiyorum (108).” cümlelerini söyletmiştir.<br />

Kitapta Sakız Sardunya karakteri özelinde belirgin olarak ortaya çıkan bir diğer özellik<br />

ise Sakız Sardunya’nın oldukça hisli bir çocuk oluşudur. Asutay’ın ismini ilk duyduğu anda<br />

“Hiç böyle isim duymadım (83).” diye ağzından bir cümlenin kaçması üzerine suratının kıpkırmızı<br />

kesilmesi ve utanması (83); küreyi kütüphaneden çıkardığı için Asutay ve Zeliş’e istemeden<br />

zarar verdiğini düşünüp bu durumun üzüntüsünü yaşaması (90); eve geç kalınca anneannesinin<br />

meraklanacağını düşünüp bu nedenle kaygılanması (138); belki de en önemlisi anne ve<br />

babası üzülmesin diye babasının ameliyatını bilmiyormuş gibi davranması (68) bu eksende düşünülebilecek<br />

kesitlerdir. Esasında Sakız Sardunya’nın hisli oluşuyla birlikte düşünülebilecek<br />

başka bir husus ise onun duyarlı bir birey oluşudur. Özellikle çevreye karşı oldukça duyarlı olan<br />

Sakız Sardunya, ne kadar kâğıt harcanırsa o kadar çok ağaç kesmenin gerekli olduğunu bildiğinden<br />

defterini son derece dikkatli kullanıp boşa kâğıt harcamamaktadır (69). Aynı şekilde<br />

sokakların, evlerin aksine temiz olmadığını düşünerek bu duruma üzülmekte (42), yeşili ve doğayı<br />

korumak için kampanyalar yapmaktadır (150).<br />

Son olarak Sakız Sardunya için yol gösterici ve lider özelliklere sahip bir karakterdir<br />

denilebilir. Sakız Sardunya’nın EFHİMA Ülkesinde orijinal fikirler üretmek adına “Şehirdeki<br />

bütün çocuklara kâğıt kalem verin. Onları özgür bırakın. ‘Sen çocuksun yapamazsın, sen çocuksun<br />

anlamazsın,’ demeyin. Anlatın. Konuşun. Yüreklendirin. ‘Yapabilirsin,’ deyin. Cesaretlendi-<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 147

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!