24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

olmamaktadır. Kas gücünü ve psikolojik durumunu zorlayabilmektedir. Bu beklentiler çocuğun<br />

strese girmesine ve beklentileri yerine getirememesi sonucu özgüven zedelenmesine neden olmaktadır.<br />

‘Ben yapamıyorum’ diye düşünen çocuk kendini suçlu hissetmektedir. Bazen de bu<br />

aşırı beklentiler çocuğu yalan söylemeye itebilir. (Aydın, 2007: 172,173) Şarkıdaki beklentiyi<br />

yerine getirmeyen çocuk ailesinin, öğretmeninin nazarında kendisini kötü çocuk kabul edecektir.<br />

Bu masum şarkının karşısında çocuğun düştüğü durum ne üzücüdür. Arabasını verse bir<br />

türlü vermese bir türlüdür.<br />

İlk çocukluk dönemindeki çocuk soyut bir kavram için, elindeki somut şeyleri feda edemez.<br />

Şarkıda mana olarak yaklaşık şöyle denilmektedir: “Bana oyuncağını ver sana Allah’ın<br />

rızasını vereyim?” Bu öneriyi kabul edecek bir çocuk tanıyor musunuz? Çocuklar basit düşünür.<br />

Eğer Peygamberi görmek için bunları vermesi gerekiyorsa, Peygamberi görmek iyi bir şey değildir.<br />

Çünkü ondan yarış arabasını, bebeğini feda etmesi beklenmektedir. Bu durumda çocuk<br />

zihninde, oyuncaklar ‘olumlu, sevilen’ taraf; peygamberi görmek ise ‘olumsuz, sevilmeyen’<br />

taraf olarak yer alır.<br />

Hristiyan dünyası çocuklara dinlerini sevdirmek, onların gönlüne hitap etmek için ‘noel<br />

baba’ figürünü başarıyla kullanmaktadır. Noel baba, çocuklara oyuncaklar getiren, sevimli bir<br />

dede şeklinde sunulmaktadır. Bu imaj, her türlü medya faaliyetleri, alışveriş sektörü, okullar ve<br />

aileler tarafından desteklenmektedir. Böylece ‘hediye oyuncak dağıtan noel baba’ ile çocuklara<br />

dinî bir bayram olan noel ve dinî bir kişilik olan aziz Nikola (Nicholaos) sevdirilmektedir. Bu<br />

açıdan bakıldığında söz konusu şarkıda ise çocuklara yönelik tam tersi bir tutumun yer aldığı<br />

görülmektedir. Hz. Peygamberin “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin.”<br />

hadis-i şerifi özellikle çocuk din eğitimi hususunda bizim için temel ilke olmalıdır. (Buhari,<br />

İlim: 11)<br />

Eğitim bilimlerinde, öğrenme genelde bilişsel, duyuşsal ve psikomotor olmak üzere üç<br />

alana bölünür. Bilişsel öğrenme, zihinsel etkinliklerin ağırlıkta olduğu bilgiyi tanıma, hatırlama,<br />

onun üzerinde işlem yapma gibi davranışları kapsar. Duyuşsal öğrenme, bir nesne veya olaya<br />

karşı ilgi, tutum ve duygu geliştirme davranış eğilimlerini içerir. Psikomotor öğrenme ise belirli<br />

fiziksel hareketlerin doğru, hızlı yapılmasını amaçlar. (Yalın, 2004 :27-29) Din eğitiminin özellikle<br />

itikat kısmı, duyuşsal öğrenmenin kapsamına girer. İman esaslarının öğretiminde amaç,<br />

çocukların bunlara ilgi duyması, bunları benimsemesi ve sevmesidir. Bu da ancak çocukların<br />

duygu dünyasına hitap edilerek, onların gönlüne girilerek sağlanır.<br />

Sana Canım feda olsun<br />

Sana Canım feda olsun<br />

Gönlümün sultanı<br />

Canım peygamberim<br />

Bu dizeler ise ‘Canım feda olsun’, ‘Gönlümün sultanı’ gibi çocuğun anlayamayacağı derecede<br />

soyut ifadeler taşımaktadır. Bununla birlikte çocuk anlamını kavrayamasa bile, okulöncesi<br />

dönemde bazı dinî duygu ve düşüncelerin telkin edilmesi kabul gören bir yaklaşımdır. Bireyin<br />

çocukluk döneminde aldığı dini telkinler, hayatı boyunca onun yaşamında derin izler bırakır.<br />

Çocuğun karakterinin tohumları ilk çocukluk yıllarında atılmaktadır. (Tavukcuoğlu, 2002:<br />

58)<br />

Dolayısıyla bu dörtlüğün sorun teşkil etmediği düşünülmektedir.<br />

Şarkının mana yönüyle ilgili değerlendirmelerin yanı sıra bir de dil yönünden bakalım:<br />

Peygamberi görmek için<br />

Peygamberi görmek için<br />

Neler, neler, neler<br />

Neler vermezdim<br />

Bu dizeler şekil yönünden hatalar barındırmaktadır. Çocuklar deyim ve atasözlerinin çoğunu<br />

anlayamazlar. Çünkü soyut düşünme becerileri ve dili kullanma kabiliyetleri henüz onları<br />

kavrayacak düzeye gelmemiştir. Dolayısıyla buradaki ‘neler neler vermezdim’ ibaresini olumlu<br />

değil olumsuz olarak anlarlar. Buradaki mecazi anlamdan bihaber olarak ‘vermezdim’ şeklinde<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 203

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!