24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

PEYAMİ SAFA’NIN "DOKUZUNCU HARİCİYE KOĞUŞU"<br />

ROMANINDA <strong>ÇOCUK</strong> PSİKOLOJİSİ<br />

Eşqane BABAYEVA *<br />

ÖZET<br />

Birçok alanda yaratıcı çalışmaları bulunan Peyami Safa, özellikle romanlarıyla tanınmır. "Canan",<br />

"Fatih-Harbiye", “Yalnızız”, “Matmazel Noraliya’nın Koltuğu” gibi romanları vardır. Peyami Safa’nın eserleri<br />

içinde "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu" ilginç psikolojik bir romandır<br />

Bildiride Peyami Safa'nın Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanındaki psikolojik kharakter incelenecektir.<br />

Anahtar kelimeler: Türk edebiyatı, Peyami Safa, roman, psikolojiK roman.<br />

GİRİŞ<br />

"Canan", "Matmazel Noralya`nın Koltuğu", "Yalnızız" vs.gibi romanların yazarı olan<br />

Peyami Safa`nın eserlerindeki çatışma genellikle, insan ve onun iç dünyasıyla ilgilidir. Bu<br />

yüzden onun eserlerinde, psikolojik, felsefi yön daha ağır basar.<br />

Onun önemli yapıtlarından biri de "Dokuzuncu Hariciye Koğuşu"dur. Bu roman ruh<br />

tahlilleri üzerinde kurulmuştur. Eser hastalık, ölüm ve sağlıklı hayat arasında çelişkiler yaşayan<br />

bir çocuğun hikayesidir. Eserin kahramanı on beş yaşlarında hasta bir çocuktur. Romanda,<br />

sekiz yaşından beri hastalıkla mücadele yürüden, çocukluğunu bile yaşayaman ve bir ayağının<br />

kesilme korkusuyla yaşayan bir çocuğun ruhi telatümleri verilmektedir. Eser boyunca, Hasta<br />

çocuğun maddi ve manevi çilelerini görmekteğiz.<br />

En önemlisi, Hasta çocuğun felsefi düşünce sistemi, onun duyguları onu yaşına göre hiç<br />

de büyük göstermemektedir. Bu olgunluğun nedeni, hastalığın ona verdiği çilelerdir. Örneğin,<br />

minderin üzerinde yatan çocuk, etrafındakı telaşı sakince izlemesine rağmen, herkes gidince<br />

büyük bir boşluğa düşdüğünü, ayağının kesilmesiniyse, kendi ölümünden daha dehşetli<br />

bulduğunu itiraf etmektedir. Veya,<br />

“O gece hastalığımdan fazla zihnimi işgal ettiğinin farkında olmadan yalnız bunu<br />

düşündüm. Nüzhet’le beraber büyüdük. Benden yaşça büyük olduğu halde, onun küçükken<br />

bebekleriyle oynamasını, ben, istihfafla seyrederdim, bilhassa hastalığımdan sonra. Ben ondan<br />

evvel, ruhen çocukluktan çıktım, daha evvel ciddileştim. O hala çocuktu. ( Fakat bu da benim<br />

hoşuma gidiyordu.) Kendimde kaybettiğim şeyleri onda buluyordum. (Safa, a.g.e. s:26)<br />

Romanın baş kişisi olan Hasta Çocuk'un isminden romanda bahsedilmez. Romanın ilgi<br />

çekici yanlarından biri olan bu durumla ilgili İsmail Habib bu konuda şöyle der: "Bütün<br />

edebiyatımızda kahramanın adı olmayan ilk roman budur sanırım. Niye öyle? Çünkü, romanın<br />

kahramanı müellifin kendisidir; kendi adını zikretse romana uymayacak, başka bir ad taksa<br />

hakikatten ayrılmış olacak; öyle ise en iyesi kahramanı adsız bırakmaktır."<br />

Yukarıda da kaydettiğimiz gibi, Hasta Çocuk, 15 yaşındadır. 8 yaşından beri dizindeki<br />

meçhul hastalıkla uğraşır. Dizinden iki defa ameliyat olan çocuk, bir üçüncüsüne de hazır-<br />

*<br />

Doç.Dr., Azerbaycan Millî Bilimler Akademisi Nizami adına Edebiyat Enstitüsü Genç Âlimler Birliği Başkanı. eshqane@mail.ru<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 159

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!