24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yalan söylüyor cadı,/ Ak Ece yeme sakın, /Cadı gülüyor bakın. DOĞRUCU: Elmacı değil Cadı/<br />

Büyücü onun adı. MASALCI NİNE:İki yokmuş bir varmış,/Masal böyle yazarmış./ Bu elmayı<br />

yiyecek,/ Güzel Ece ölecek. ARICIK: (Elmayı gülerek alır.) Al elma tatlı elma./ Sakın<br />

sepette kalma. (Elmadan ısırır ısırmaz eli ile yüreğini tutarak kıvranır ve yere düşer.)<br />

GÜLEÇ:Prens buraya gelsin/ Karbeyaz’ı diriltsin. MASALCI NİNE: Cüceler ağlamasın/ Karalar<br />

bağlamasın. METELİK: (Elindeki kavalı bırakır, ata binmiş geliyormuş gibi koşar.) Nedir<br />

bu duyduğum ses?/ Bu ne güzel Prenses…(Eğilir Arıcık’ı öper. Arıcık kalkar, gülerek selam<br />

verir.) (Köksal,2008;47-48)<br />

Elinde cam ayakkabılarıyla bir genç kız göstergesi Külkedisi masalını ve karakterini<br />

göstermektedir. Yine oyun içinde gerçekleştirilen konuşmalar da Külkedisi masalıyla kurulan<br />

metinlerarası ilişkiyi ortaya koymaktadır. “GÜLEÇ: Külkedisi hep yalnız / Gülemez zavallı kız<br />

/Elbise bulamaz ki / Baloda olamaz ki… MASALCI NİNE: (Yıldızlı sopayı alır, hemen iyi yürekli<br />

peri olur.) Külkedisi giyinsin,/ Gözyaşları silinsin.(Yıldızlı sopayla dokununca Güleç’in<br />

üzerindeki eski püskü yamalı pelerin düşer, alttan güzel süslü giysiler ortaya çıkar.) Araban<br />

teker meker, / Prensin seni bekler. (Güleç gülerek ve koşarak uzaklaşır, az sonra geri gelir.<br />

Barış yavaşça yerinden kalkar, Güleç’e yaklaşır. Barış kendini oyuna katmış, prens olmuştur.)<br />

BARIŞ: Beklediğim sizdiniz, / Bu dansı lütfediniz. (Dans müziği, vals ritminde yavaştan yükselir.<br />

Renkli ışıklar, dans eden Barış ile Güleç’in üzerinde dolaşırlar. Işıklarda müziğe uyarak<br />

dans ederler. Öteki çocukların alkışları )”<br />

Uzun burunlu ya da burnu uzayan bir çocuk da hemen akla Pinokyo’yu getirmektedir.<br />

“MİSKİN: (Sonunda o da oturduğu yerden zorla kalkarak oyuna katılmak ister. Upuzun burun<br />

maskesini takar, sahne ortasına yaklaşır, kukla gibi hareketle şarkı söyler.)Şu burnuma bir bakın./<br />

Ellemeyiniz sakın/ Hiç durmadan büyüyor,/ Benden önde yürüyor./ Söylersem bir tek yalan,/<br />

Burnum olacak yılan. / Pinokyo’ya acıyın / Beni de çocuk sayın” (Köksal,2008;49)<br />

Elinde kavalıyla sahneye çıkan oyuncu ise Fareli Köyün Kavalcısı masalının görsel göstergesi<br />

durumuna gelmektedir. “METELİK: Vermediler paramı/ Deşmeyiniz yaramı/ Kavalımı<br />

çalarsam / Çocuklarla kaçarsam” (Köksal,2008;50).<br />

Takkeyle de Keloğlan simgeleştirilmiştir. “DOĞRUCU: (Keloğlan takkesini başına geçirerek)<br />

Keloğlan’ım Keloğlan,/ Demeyin bana yalan, / Her zaman darda kalan, /Keloğlan’ım<br />

Keloğlan / Sırtına vurdum palan,/ Dünya güzeli ceylan,/ Oldu vahşi bir aslan/ Altından çektim<br />

kolan. / Aslan oldu küheylan,/ Küheylan oldu yılan, / İşte kuyruklu yalan, / Hey Keloğlan’ım<br />

Keloğlan.” (Köksal,2008;50)<br />

Bu uygulama ilk metinlerarasılık özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Metinlerarasılığın<br />

en belirgin özelliklerinden biri de oyun içinde oyun ya da anlatı içinde anlatıya yer vermektir.<br />

“Anlatı içinde anlatı, yapıtın konusunu yinelediği gibi onun anlamına daha da açıklık getirir.<br />

Yapısal anlamda ise dolantıyı yineler”(Aktulum,2000:160)<br />

Masalcı nine bütün masal kahramanlarının bir arada olduğu bir masal anlatmaya başlar.<br />

Aynı masalda buluşan masal kahramanları farklılaşmaya başlarlar. Masal içerisinde yeni anlam<br />

kazanmaya başlanır. Parodik anlatımla masaldan yeni anlamlar oluşturulur. “GÜLEÇ: Demek<br />

sen de benim gibi dertlisin… İki dertli birbirine yaraşır. Gel birlikte uzaklara gidelim. Derdimize<br />

çare arayalım… DOĞRUCU(KELOĞLAN): İyisin güzelsin Külkedisi ama… Senden bana<br />

ne hayır gelir? Kusura bakma akılsızsın biraz… Döverler söverler ses etmezsin. En ağır işleri<br />

yaptırırlar sana yaparsın. Haksızlık ederler, başını eğersin. Hakkını aramaz şikâyet etmezsin.<br />

KÜLKEDİSİ(GÜLEÇ):Öyle deme Keloğlan… Bendeki sabır kimde var? Sabır dağları ufalar,<br />

ırmakları kurutur… Sabretmeyi öğretirim sana. Sen padişahın kızını ararsın ben de prensi…”(Köksal,2008;55).<br />

Sırça Köşk Tiyatrosunda Metinlerarası İlişkiler<br />

Sırça Köşk, ön oyun ve oyundan oluşmaktadır. Ön oyunda Hacivat ve Karagöz’ün muhavere<br />

özelliği taşıyan bölümü yer almaktadır. Bu bölümde Hacivat Karagöz’ü çağırır ve aralarında<br />

yanlış anlamaya dayalı klasik konuşmalar geçer. Karagöz her zamanki gibi iş aramaktadır.<br />

Ön oyun Hacivat’ın Balpınar Köyü’nü öğrenmesiyle ana oyuna bağlanır. Balpınar Köyü huzur-<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 465

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!