24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Beyaz Ölüm adlı eser Adil ve Neriman Karagöz tarafından kaleme alınmış olup eseri resimleyenin<br />

kim olduğu ile ilgili bir bilgi verilmemiştir.<br />

Eserlerde Ölüm ile İlişkili İfadeler ve Ölen Kahramanlar<br />

Bir Şeftali Bin Şeftali<br />

Ölen Kişi: Ali (çocuk kahraman)<br />

Ölüm ile ilgili ifadeler: gitti, bıraktı, çaresiz, mezar, derin acı, içim sızlıyor, dayanamıyorum...<br />

Dedem Bir Kiraz Ağacı<br />

Ölen Kişi: Anneanne ve Babaanne<br />

Ölüm ile ilgili ifadeler: uzun bir yolculuğa çıktı, ihanet, hayal kırıklığı, hıçkıra hıçkıra<br />

ağlamaya başladım, gökyüzüne yaptığı yolculuk, cenaze, çiçeklerle kaplı sandık, tabut...<br />

Nemik ile Onbaşı<br />

Ölen Kişi: Salih (bebek), Nemik (engelli çocuk kahraman)<br />

Ölüm ile ilgili ifadeler: melek oldu, göklere uçtu gitti, soluklanması tükendi, çığlık, ağlama,<br />

bağrışma, telaş, suçlu, korku, günah, cennet...<br />

Beyaz Ölüm<br />

Ölen Kişi: Abla (genç kız)<br />

Ölüm ile ilgili ifadeler: morali bozulmuştu, gözleri yaşlarla dolmuştu, çok üzgün, hıçkıra<br />

hıçkıra ağlıyordu, teselli etmeye çalıştı, yavrusunu kaybetmenin acısıyla, ablam ölmüştü, o artık<br />

yoktu, bir daha gelmeyecekti, hayatının baharında, yüksek dozda uyuşturucudan ölen bir genç<br />

kızın cesedi...<br />

Eserlerde Ölüm Konusunun İşlendiği Bölümler<br />

Bir vaka olarak ölümün yaşandığı, üzerine konuşulduğu ve bu vakaya karşı tepkilerin dile<br />

getirildiği sahneler aşağıda verilmiştir. Bu araştırmadan istifade edeceklerin berrak bir fikir sahibi<br />

olabilmesi için araştırmanın hacminin verdiği imkan dahilinde ayrıntılı alıntı yapılmıştır.<br />

Alıntıların ardından incelemeye geçilmiştir.<br />

Bir Şeftali Bin Şeftali<br />

“Benim güzel şeftalim. Ne oldu biliyor musun? Bugün niye yalnız geldiğimi bir bilsen. Bilmediğinin<br />

farkındayım. Ali öldü. Bir yılan ısırdı onu… Kocakarı Muncuk bütün gece ona baktı, ama bir işe yaradığını<br />

sanmıyorum. Ali’nin babasıyla çıkıp dağlardan, bozkırdan kadının istediği bütün şifalı otları<br />

topladık, ama Ali iyileşmedi. Zavallı Ali!.. Niye gidip beni böyle bir başına bıraktın?<br />

Günler önce ben köye geri dönerken tepenin üstünde buluştuk. Geçen yıl yaptığımız gibi bir yılan<br />

yakalayıp senin toprağını beslemee karar vermiştik. Yılanlar Vadisi’ne gittik. Yılanlar Vadisinde düşünemeyeceğin<br />

kadar çok yılan var. Vadinin bir tarafında bütünüyle kayalardan oluşmuş bir dağ var. Öyle<br />

tek bir kaya değil ama. Yok. Daha çok, gökyüzünden yağmış irili ufaklı kayaların üst üste yığılıp bir yığın<br />

oluşturduklarını düşün. Yılanlar kayaların arasında yuva yapmışlar, ısınmak için dışarı çıkıyorlar…<br />

Ali’yle birlikte dağın eteğindeki kayalara baktık, sana tombul bir yılan bulmak için sopalarımızı deliklere<br />

soktuk. Yarı çıplaktık. Benim üzerimde yalnızca pantolonum vardı. Sırtım o kadar ısınmıştı ki üzerinde<br />

yumurta pişirebilirdin. Kayadan kayaya atlıyorduk ki birden Ali’nin ayağı kaydı, arkaya devrildi, bütün<br />

vadiyi acıyla dolduran bir çığlık attı. Bir yılanın kıvrılıp yattığı bir kayanın üzerine sırtüstü düşmüştü.<br />

Yeniden bağırdı, yere kaydı. Yılanın bir daha sokmasına fırsat vermedim. Kafasının köküne, sonra karnına,<br />

sonra yeniden kafasına vurdum. Midesinde iki fare bir de kırlangıç vardı. Ali kendinden geçmişti.<br />

Sopası kimbilir nereye düşmüştü. Yılanın ısırdığı yer kızardı. Yılan kolunu ya da bacağını ısırmış olsaydı<br />

ne yapacağımı biliyordum. Ama sırtının tam ortasına ne yapabilirdim? Çaresizdim. Ali’yi sırtlanıp köye<br />

taşıdım. Sabah, mezarının başındayken Kocakarı Muncuk, anneme, Ali’yi daha çabuk getirseydim ölmeyeceğini<br />

söylüyordu. Ama daha hızlı nasıl getirebilirdim? Şeftali Ağacı, sen de biliyorsun, Ali benden<br />

daha ağır. Bir eşeğim olsaydı da yine de yavaş gelseydim, o zaman Kocakarı Muncuk bunun benim suçum<br />

olduğunu söylemekte haklı olurdu. Ama ben ne yapabilirdim ki…” (Behrengi,2015: 47-48)<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 689

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!