24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Le Guin çocuklara inanmak gerektiğini, çocukların yetişkinlerin çogunlukla yaptığı gibi<br />

gerçeklikle fantaziyi birbirine karıştırmadığını, bunları birbirinden ayırd etmeyi çok iyi becerdiklerini<br />

söyler. Çocuk tek boynuzlu atların gerçek olmadığını tabii ki bilir, ama öte yandan tek<br />

boynuzlu atlar üzerine yazılan bir kitabın eğer yeterince iyiyse hakiki bir kitap olduğunu da<br />

bilir. Çoğunlukla bu anneyle babanın bildiğinden daha fazla bir şeydir; çünkü yetişkinler çocukluklarını<br />

inkar ederek bilgilerinin yarısını da inkar eder ve şu hüzünlü, güdük gerçekle başbaşa<br />

kalırlar: “Tek boynuzlu atlar gerçek değildir.” Oysa bu gerçeğin kimseye bir yarar sağladığı<br />

görülmemiştir. (Le Guin, 2011:29)<br />

Fantastik edebiyatın bir başka önemli ismi olan Tolkien ise fantastik edebiyatın “insanların<br />

gerçeğin esiri olmasını değil, gerçeği tanımasını” sağladığını söyler. (Tolkien, 1999:77) Fantastik<br />

edebiyat için zekaya ihtiyaç vardır. Akıl ne kadar keskin ve açıksa o kadar iyi bir fantazi<br />

ortaya konabilir. Sanatçıya göre, fantazinin kaynağının ne olduğunu sormak, dil ve aklın kaynağının<br />

ne olduğunu sormakla eşdeğerdir. (Tolkien, 1999:30)<br />

Yine Tolkien fantazinin kendi tanımıyla “cezbedici tuhaflık” gibi bir avantaja sahip olduğunu<br />

söyler. Ancak bu avantaj ona karşı kullanılmış ve fantazinin kötü şöhretine katkıda bulunmuştur.<br />

Çünkü çoğu insan cezbedilmekten ve birincil dünyalarına herhangi bir şekilde müdahale<br />

edilmesinden hoşlanmazlar. (Tolkien, 1999:69)<br />

Fantastik Roman Türünün Dünya Edebiyatındaki Gelişimi<br />

Batı edebiyatında fantezinin geçmişi binlerce yıl öncesinin mitolojilerine dayanmaktadır.<br />

Fantastik eserler, eski Yunan medeniyetinde ya da Ortaçağ Hıristiyanlığında, bireylerin bilinmeyen<br />

dünya ile kurmak istedikleri bağın sonucu, günlük inanışın bir parçasıdır. Modernizm<br />

sonrasında ise fantastik edebiyat, modern bireyin, günlük hayattan kovulan “olağanüstüye” dair<br />

merakına seslenmektedir.(Uğur, 2015:136)<br />

Batı dünyasının gerçek algısı ile Doğu dünyasının gerçek algısı arasında temeli teolojiye<br />

dayanan büyük farklar vardır. Bu farklılıkların Batı ve Doğu dünyasında maceraları da farklılık<br />

göstermektedir. Batı'da başlangıçta mitolojinin, masalın, destanın, söylencenin etkisi altında<br />

gelişen edebiyat on sekizinci yüzyılda kaynağını değiştirmeye başladı. Sonrasında insanın olağanüstüyle<br />

Yaratıcı ile bağını kesen ve onu sadece görünenin sınırları içine hapseden bir edebiyat<br />

ortamı neredeyse bütün dünyayı etkisi altına almıştır. Bu ortam, insanı ruhu ve bedeniyle bir<br />

bütün olarak algılamamakta, onu sadece duyu organları ve akıl ile sınırlandırmaktaydı. Doğu<br />

dünyasında ise durum farklıdır. Doğu, her zaman görünenle sınırlanmayan bir âlemin varlığını<br />

kabul etmiş ve ortaya koyduğu eserlerle görünmeyen âleme ait unsurları kullanmış, fakat buna<br />

dair ayrı bir isimlendirmeye ihtiyaç duymamıştır. Bunda Doğu dünyasının hayatı ayrıştırmayan,<br />

onu bütün olarak ele alan düşünce yapısının tesiri büyüktür. (Reçber, 2012:58)<br />

Batı medeniyeti, gerçeği yorumlarken duyu/akıl/bilim gibi temel dinamiklerinden faydalanırken,<br />

insan ruhuna sınırlar çizilemeyeceği gerçeğini anlamakta zorlanmıştır. Yirminci yüzyılın<br />

sonlarına doğru, yine Batı edebiyatının önemli ürünlerinden olan romanda gerçekliğin/maddeciliğin<br />

etkisinin azaldığı görülür. Hatta bunu insanın gerçeğin katı sınırlarına bir isyanı<br />

gibi düşünmek mümkündür. Büyülü gerçeklik ve fantastik romanların kabul görmesinde bu<br />

etkinin payı düşünülebilir. Özellikle Avrupa'da kabul gören üç ciltlik, beş ciltlik, on iki ciltlik<br />

hatta altmış ciltlik kitaptan oluşan fantastik roman furyasını, çağın sosyal bir olayı olarak algılamak<br />

mümkün olduğu gibi fantastiğin yeniden doğuşu olarak değerlendirmek de mümkündür.<br />

(Reçber, 2012:58)<br />

Türk Edebiyatında Fantastik Roman TürününGelişimi<br />

Fantastik edebiyat türü içinde yaşadığımız coğrafyaya yabancı bir tür değildir. Mezopotamya<br />

topraklarından çıkan, dünyanın elimize geçen en eski yazılı edebiyat parçası olan Gılgamış<br />

Destanı’nın günümüzün bakış açısıyla tam anlamıyla bir fantazi eser olduğunu söylemek<br />

mümkündür. Jules Verne ve H. G. Wells’den binlerce yıl önce, aya yapılan seyahatler ve gezegenler<br />

arası savaş gibi konuları işleyen True History (Gerçek Tarih) adlı eseriyle, bilim-kurgu<br />

türünün öncüsü kabul edilen Samsat’li Lukianous da MS 125 yıllarında Adıyaman’da dünyaya<br />

gelmiştir (Çevik, 2012:103).<br />

700 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!