24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yönetim anlayışı eline silah almayan ada sakinlerini savaşa hazır bir askere dönüştürür. Başkan’ın<br />

martılarla yaptığı mücadeleye adalıların destek vermesi için hazırladığı duyuru anlatıcı<br />

çocuğu hayrete düşürür; fakat yetişkinlerin büyük bir çoğunluğu onu desteklemeyi kabul eder.<br />

Başkan’ın savaşçı zihniyeti ve çözüm anlayışı şu cümlelerle dile getirilir:<br />

“ Barış ve sevgi dolu adamızda bir gün bir savaşa çağrılacağımız hiç aklıma gelmezdi<br />

ama bu da olmuştu işte.<br />

Duyuru ayrıca, adalı tüm yetişkinlere silah dağıtılacağını belirtiyor, kadın erkek herkesin<br />

pantolon ve bot giymesi talimatını içeriyordu. Uzun süre evlere dönmeyeceğimiz için yanımıza<br />

su ve fazla olmamak şartıyla bir miktar yiyecek alabilirdik.” (Livaneli, 2015, s.105)<br />

İktidarını sağlamlaştıran Başkan, teknolojiden uzak bu adada insanları gözetleyebilecek<br />

teçhizata sahip değildir. Gözetleme iktidarın otoritesini sağlamlaştırırken insanları da huzursuz<br />

eder. “Ütopyanın söz konusu olduğu yerlerde en çok dikkat çeken unsur, gözetlenme ve iktidar<br />

ilişkileridir.” (Dağ, 2013, s. 133.) Ada sakinleri izleniyor olma korkusunu martıların kendilerine<br />

saldırmasıyla yaşarlar. Martılar kendilerine açılan savaşa insanlara karşı gerçekleştirdikleri intihar<br />

saldırılarıyla karşılık verirler. Martıların saldırısından korkan insanlar evlerinden dışarıya<br />

çıkamazlar ve hareket etme özgürlükleri kısıtlanır. “Çaresizlik herkesin elini kolunu bağlıyordu.<br />

Kafalarına geçirdikleri tencerelerle hızlı hızlı yürüyen, arada bir bu tencereleri miğfer gibi<br />

kenarından tutarak başlarını havaya kaldıran, korku içinde martıların gelip gelmediğini kollayan<br />

adalılar için hayat çekilmez olmuştu.” (Livaneli, 2015, s. 132) Başkan, martıları yok etmeyi<br />

başaramaz ama iktidarların sahip olması gereken gören göze martılar sayesinde sahip olur.<br />

Martılar başkanın tüm insanları gören gözü olur. Martıların adadan uzaklaştırılması için başlatılan<br />

katliam sonucunda insanlar, dışarı çıkarken kendilerine çevrilmiş bir çift martı gözü var mı<br />

yok mu buna dikkat etmek zorunda kalırlar. Başkan, martılar aracılığıyla yarattığı huzursuzluk<br />

neticesinde insanların yaşam alanlarını daraltır ve hareket etme özgürlüklerini denetim altına<br />

alır. Daha güzel bir yaşam ve daha fazla para kazanma hayaliyle insanlar önce kendi kabuklarına<br />

çekilerek yalnızlaşır sonra da kendilerine ve çevreye yabancılaşırlar.<br />

Son Ada’nın Çocukları’nda insanların isimlerine yer verilmez. Adadaki herkes ev numaralarıyla<br />

adlandırılmıştır. Adadaki bu durum, sınıfsız toplum anlayışıyla ilişkilendirilebilir.<br />

Çünkü isimler kültürel kimliğin parçasıdır ve kimi zaman kimliği ele verecek ipuçlarını barındırır.<br />

İsimler insanların ideolojilerini, inançlarını ve etnik kimliklerini yansıtabilecek özelliklere<br />

sahiptir. Adadaki insanlar ve cennet gibi bir yaşam için kimliğe dair bu farklılıkların hiçbir kıymeti<br />

yoktur; bu nedenle herkes ev numarasına göre tanınırlık kazanmıştır. Adadaki bu isimsizlik<br />

hâli insanların sayılarla ifade edilişi bir süre sonra farklı anlamlar kazanır. “Çünkü antiütopyalarda<br />

insanlar birey olmaktan çok standartlaştırılan sayılardan ibarettir.” (Dağ, 2013, s.<br />

138) Başkan, bu durumu devletin herkese bir kimlik numarası vererek bireyleri standartlaştırması<br />

gibi düşünür ve buna uygun bir şekilde hareket eder. Onun için bireyler değil sayılar vardır,<br />

tıpkı devlet için insanların değil onların yerine kimlik numaralarının belirleyici olması gibi.<br />

Adanın sahibi ve adaya ev yapan ilk kişi 1 Numara diye adlandırılmıştır. Yedi (7) Numara anlatıcı<br />

çocuğun dayısı yazardır. Başkan için 7 Numara sorunların kaynağıdır. Yedi, kırk gibi sayılar<br />

hem masallarda hem de hikâyelerde karşımıza çıkan Türk halk edebiyatı için belirleyici sayılardır.<br />

Bir numara başlangıçta herhangi bir üstünlüğü veya liderliği ifade etmez. Başkan’ın gelişinden<br />

sonra bir numaranın ifade ettiği anlam da değişir. Çünkü “bir (1) sayısının bir başka özelliği<br />

de kendinden önce sıfırın gelmesidir. Sıfır, yokluğu hiçliği sembolize eder. Bir ise hiçliğin<br />

hemen arkasından gelir diye sayılar ondan türemiş gibi bir izlenim verir. Yani birin yaratıcılık<br />

özelliği açığa çıkar.” (Dağ, 2013, s. 138) Bu yaratıcı özellik adadakiler için daha sonra bir tehdit<br />

unsuru oluşturur. Ada sakinleri 1Numara’nın ve dolayısıyla Başkan’ın istediği gibi bir düzen<br />

kurulmasına karşı çıkarlarsa evlerini alıp adayı terk etmek zorunda kalacaklardır. Ada 1<br />

Numara’nın mülküdür. Diğerlerinin toprağı değil yalnızca evleri vardır. Başkan’a göre adadaki<br />

düzeni bozan 7 Numara’dır. Yedi numaradaki yazar, insanlara doğruları anlatmaya çalışan daha<br />

önce de düşünceleri sebebiyle yargılanan bir aydındır. Başkan ve Başkan gibi düşünen devlet<br />

adamları sebebiyle düşünce suçlusu ilân edilmiş yüzlerce insandan birisidir. “Kırk sayısı ise<br />

kararlılık, olgunluk ve sabrın işareti olarak karşımıza çıkar.” (Dağ, 2013, s. 139) Adadaki evler<br />

için kırk sayısı yeterli görülmüştür ve daha fazla ev yapılmasına izin verilmemiştir.<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 371

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!