24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

2- Kaleme alınırken özel bir muhatap kitleye dönük olmaksızın ya da yetişkinlerin muhatap<br />

kitle olarak hedeflendiği, ancak eğitimciler, çocuk edebiyatı uzmanları ve çocuk uzmanları<br />

tarafından çocuklar için uygun görülen edebî eserler.<br />

3- Bizzat çocuklar tarafından çocuklar için veya özel bir muhatap kitle olmaksızın kaleme<br />

alınan ve çocukların ilgisini çeken yaratıcı edebî eserler.<br />

Uygulama konusuna gelince öyle anlaşılıyor ki klasik tanımda bu edebiyat türünün tek<br />

muhatap kitlesi olarak çocuklar öngörülmüştür. Oysa son yıllardaki değişimlere dikkat edildiğinde<br />

yetişkinlerin de bu tür edebî eserlere ihtiyacı olduğu görülür.“(Hejvanî 2015: 7)<br />

Hejvani’nin 3. sırada zikrettiği “Bizzat çocuklar tarafından çocuklar için veya özel bir<br />

muhatap kitle olmaksızın kaleme alınan ve çocukların ilgisini çeken yaratıcı edebî eserler.”<br />

fanzinlerle hayat bulacak ve fanzinlerde görücüye çıkacak eserlerdir. Fanzinler sadece edebî<br />

eser için değil, yazar adayları için de görücüye çıkma alanlarıdır. Mahallî takımların maçlarını<br />

izleyip yetenekli gençleri keşfederek büyük takımların altyapısına kazandıran spor adamları gibi<br />

yayıncılar da fanzinleri izleyerek oralardan yetenekli çocuk ve gençleri keşfetmeyi denemeliler.<br />

Bu hem gazete, dergi ve yayınevi sahiplerini hem ülkemizin edebiyatını kazançlı çıkaracaktır.<br />

“Çocuklar için yazılan ve öznesi çocuklar olan çocuk edebiyatının estetik ve edebî değeri<br />

dışında sosyolojik bir boyutu da söz konusudur. Bu çerçevede, çocuklara yaşadıkları toplumun<br />

kültürel kodlarını, gündelik yaşam pratiklerini ve toplumsal deneyimlerini sade ve içten<br />

bir dille aynı zamanda da estetik bir ölçütle anlatması beklenen çocuk edebiyatı, teknik gelişmeler<br />

karşısında ikincil bir konumda kalmaktan kurtulmanın çözümlerini bulmak zorundadır. Zira<br />

modern iletişim araçları sayesinde hız kazanan enformasyon ile dünyada yeni bir çocukluk biçimlen(mektedir).<br />

(Şirin 1999: 13). İnşa edilen bu yeni çocukluk kurgusu, çocukluğu tükettiği<br />

gibi çocuğu da edilgenleştirmekte ya da yetişkinlerle eşitlemektedir.” (Kanter, 2015: 14).<br />

Yaşının üstünde duygusal alanlara kayan, ilgilerini, hatta zevklerini büyüklerle eşitleyen<br />

bir çocuk modeli var karşımızda. Günümüzde “nereye bakılsa yetişkinlerin ve çocukların davranış,<br />

dil, tutum ve arzularının hatta fiziksel görünümlerinin, giderek artan biçimde birbirine<br />

benzediği, birbirinden ayırt edilmediği görülmektedir” (Postman, 1995, akt. Kanter 2015: 14).<br />

Bu süreçte çocuk da çocukluk da yok olmakta. Toplumumuzda “büyümüş de küçülmüş” deyimiyle<br />

anılacak çocukların oranı her geçen gün artıyor. İlk bakışta günümüz çocuklarının bizden<br />

daha zeki ve daha gelişmiş olduğu kanaati uyandırdığı için bazı yetişkinleri günümüz çocuklarına<br />

hayran bırakan bu durum, aslında çocuk ve gençlerimiz için başta çocukluğun yaşanmaması,<br />

çocuk duyarlılığının yok olması, erken olgunlaşma, büyüklerin kopyası kimliksiz ve kişiliksiz<br />

bireyler olmak gibi birçok kötü sonucu doğurmaktadır. Ekonomik etkinlik alanını büyütmek<br />

için dünyayı küçülten uluslararası sermaye kesimleri de en önemli tüketici hedef kitleleri arasında<br />

gördükleri bu doyumsuz, maymun iştahlı çocuk kitlesini seviyorlar. Bu edilgen çocuklar,<br />

bir yandan onların ürünlerini tüketirken bir yandan kendi çocukluklarını, kimlik ve kişiliklerini,<br />

kültürel değerlerini, hatta ebeveynlerinin hayatlarını da tüketmektedirler.<br />

“Düş kuramayan, gerçekler dünyasının kıskacındaki” (Şirin, 1999: 47) çocuklar, neredeyse<br />

hiçbir ulusun kendi kimlik ve kişiliğinin yansımasını tam olarak bulamayacağı sanal<br />

mekânlarda gezinerek çocukluğun doğal ortamlarından uzaklaşmakta ve kültürel yozlaşmaya<br />

maruz kalmaktadırlar. “Modernizmle birlikte çocukların yaşam alanları da farklılaşmış, yetişkinler<br />

ve çocuklar arasındaki toplumsal sınırlar ortadan kalkmaya başlamıştır. Bu noktada,<br />

iletişim teknolojisindeki ve medya kültüründeki gelişmelerle çocukların, yetişkinlerin dünyasını<br />

doğrudan tanımaları hatta bu dünyanın içine aktif olarak dâhil olmaları, çocuklar için üretilen<br />

edebî ürünlerin kenarda kalmasına yol açtığı gibi çocuk öznelerin okuma uğraşı yerine görsel<br />

medyayı tercih etmelerine neden olmuştur. Bu bağlamda çocukların edebiyatla/okumayla bağlarının<br />

kopmaya başladığı ve rol modellerinin değiştiği de söylenebilir. ‘Okuru çocuk olan bir<br />

edebiyat’ın kendini yenilemesi, günceli takip etmesi ve modern ve postmodern zamanların sosyolojik<br />

bulgularından istifade etmesi, söz konusu alanın sınırlarını genişleteceği gibi çocuk<br />

öznelerin kendi ruh evrenlerine uygun yaşamsal kodlarla karşılaşmalarını da mümkün kılar.”<br />

(Kanter, 2015: 17)<br />

748 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!