24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Cumhuriyet dönemi çocuk yayınları arasındaki polisiye romanlar, okuyuculara çok yönlü<br />

düşünebilme, olay zincirini ve ipuçlarını takip edebilme, öngörüde bulunma, dikkatli olma,<br />

okuma alışkanlığı yapma gibi farklı kazanımlar edindirmeye çalışmıştır. Merak unsurunun sürekli<br />

canlı tutulmaya çalışıldığı bu eserlerde çocuğa olayları takip etmeyle analiz ve sentez yeteneği<br />

kazandırmak amaçlanmıştır. Tanzimat aydınının eğlendirerek öğretme çabası ‘popüler<br />

edebiyat’ ürünü olarak nitelendirilen bu eserler için de büyük önem taşır. “Çocukların hemen<br />

hemen her yaşta merakla okudukları eserler arasında serüven hikâye ve romanları başta gelir.<br />

Çocukların hareket ve heyecan ihtiyacını karşılayan bu tür eserlerde hayale, entrikaya, tehlikeli<br />

ve esrarlı olaylara, ruhsal gerilimleri yansıtan durumlara ve beklenmedik sonuçlara geniş yer<br />

verilir.” (Oğuzkan, 2013: 102). Polisiye türü, masalın yapay dünyasından yaşamın gerçeklerine<br />

sert bir geçiş yaptırsa da çocuğun ‘suç’a ve ‘suçlu’ya yönelik merakını gidermede ona oldukça<br />

yardımcı olur. Okuyucunun merakı polisiye hikâye ve romanların Türk ve dünya edebiyatında<br />

büyük bir ilgiyle karşılanmasını sağlamıştır. “Polisiye edebiyat içerdiği gizem unsurları nedeniyle<br />

dünyada ve ülkemizde ciddi okur kitlesine ulaşmış bir konumdadır. Özellikle çocukluk ve<br />

ilk gençlik dönemi için kaleme alınmış polisiye eserlerin çocukların okuma alışkanlığı ve zevki<br />

kazanmalarına, bununla beraber doğru çizilmiş kahramanlarla kendilerini özdeşleştirerek hayata<br />

hazırlanmalarına yardımcı olacağı bir gerçektir.” (Yakar, 2014: 675).<br />

Polisiye eserler çocuklar için özellikle belirli bir dönemde kritik öneme sahiptir: 12-15<br />

yaş. Bu yaş grubundaki çocuk “meslek seçmeyi etkileyecek, meslekler hakkında bilgi veren<br />

kitaplar okumak ister. Polisiye hikâyeler (örneğin Erich Kästner’in Emil ve Küçük Dedektifler<br />

isimli kitabı), gençlik romanları, soyut konuları işleyen hikâyeler ve mizah dergilerine rağbet<br />

eder.” (Şimşek, 2012: 142). Bu yaş grubu içerisinde 14 yaşa özellikle dikkat edilmelidir; çünkü<br />

“14 yaş gerek İngiltere, gerekse bazı Avrupa ülkeleri ve ülkemizde en çok suç işlenen yaş olarak<br />

belirlenmiştir.” (Yavuzer, 1996: 32). Çocuğun tanık olduğu olumsuzluklar onu farklı serüvenler<br />

aramaya, kendini denetimden uzak ve tamamen özgür bırakmaya sevk edebilir. Kişiler, olaylar<br />

ve toplum karşısında kendisine bir rol biçip konum belirlemeye çalışan çocuk, bilerek ya da<br />

bilmeden yanlış adımlar atarak suça karışabilir. Polisiye çocuk romanları ‘yaşanmamışı yaşanmış<br />

yaparak’ çocuğun suçtan uzak kalmasını sağlar. Bu eserler çocuğa suçluluk psikolojisinin<br />

ne denli ağır olduğunu hissettirir. Bu nedenle çocuğun kişilik gelişiminde iyilik ve kötülükten<br />

yana tavır alarak konumunu belirlemesinde polisiye eserlerin rolü büyüktür.<br />

Polisiye Çocuk Romanı Bağlamında Öksüz<br />

Lemia Balı’nın Öksüz adlı çocuk romanı temelde ‘köy-köşk yaşamı’nı anlatmasının,<br />

‘varsıllık-yoksulluk’ karşıtlığına dayanmasının yanı sıra kurgusundaki gizem ve cinayetle polisiye<br />

çocuk romanı olma özelliği gösterir. Balı, romanının daha ilk sayfasında gizemli olayların<br />

ve cinayetin cereyan edeceği sarı köşkü betimlerken “kulağınıza söyliyeyim ki bu köşkte her<br />

odadan ötekine açılan gizli veya belli kapılar vardır.” (Balı, 1946: 5) diyerek eserinde gizemli<br />

bir olayı ele alacağını bildirir.<br />

Romanda okuyucuyu meraka sürükleyecek birçok unsur yer almaktadır. Bunlardan birisi<br />

de köşkün üst katındaki girilmesi yasak odalardır. Köşk sahibi Bay Ömer’in “üst kata gelince;<br />

buraya çıkmak yasak kere yasak… Siyah perdeli kapılar kilitli… Bay Ömer: ‘Bu kapıları benden<br />

başka kimse açamaz.” (Balı, 1946: 21) tembihi okuyucunun zihninde merakı artırmaktadır.<br />

Yazar, romanın eyleyeni küçük Can’ın “hem size çok tuhaf bir şey söyliyeyim mi: Üst kata<br />

çıkmak yasaktır… Merdiven başlarındaki siyah kalın perdeler hiç açılmaz… Merak etmiyorum<br />

desem inanır mısınız?.. On beş yaşında kocaman bir çocuğun, bu kısmı deli gib[i] merak ettiğimi<br />

her halde tahmin edersiniz… Fakat nafile… Yasak, yasak, yasak…” (Balı, 1946: 32-33)<br />

sözüyle bilinmezlik ve gizem karşısında çocuğun artan merakını yansıtmaktadır.<br />

Can, çıkılması yasak olan üst katın gizemini çözmeye çalıştığında köşkün çalışanı Murat<br />

amcasından “Üst kat ölülerindir.” (Balı, 1946: 34) uyarısını işitir. Balı, böylelikle roman<br />

kurgusundaki merak unsuruna ‘korku’yu da ustalıkla ekleyerek okuyucuların ilgisini pekiştirmeyi<br />

amaçlar. Hepsi cinayete kurban gitmiş köşkün beyleriyle ilgili olarak Can’a olayların iç<br />

yüzünün anlatılmaması, yazarın okuyucu kitlesine gösterdiği pedagojik özenin bir göstergesidir.<br />

Kilitli odalara ilişkin “sana çocuksun, anlamazsın dedim ya!.. Bileceğin üst katta sade onların<br />

518 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!