24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

asıl önemin Rus diline verilmesi, millî okullardaki derslerin kalitesizliği ve Rusçanın ağırlığının<br />

hissedilmesi bu durumun başlıca sebepleridir. Rus dilinin uluslararası dil olarak (birlik cumhuriyetler<br />

arası) kullanılması, akraba halkların ortak kullanabilecekleri millî dillerini bir kenara<br />

bırakarak Rusçayla iletişim sağlamaları da Ruslaştırma politikasının sonuçlarıdır (Aliyeva, Sscb<br />

Döneminde Azerbaycan’da Dil Plânlaması, 2005).<br />

Ayrıca, Azerbaycan yazarlar birliği üyelerinin aldığı kararlar doğrultusunda, eserlerini<br />

Rus dilinden ilham alarak yazmaya yönlendiren bu kültür siyaseti doğrultusunda, Rus edebiyat<br />

geleneklerinin millî edebiyata taşınması, Rus dilinin özelliklerinin Azerbaycan Türklerinin ana<br />

diline sokulmasının temeli atılarak dil plânlayıcıları, Rusça eserlerin çevirisi talimatlarını vermekle<br />

Rus dilinden Azerbaycan Türkçesine kelimelerin geçişini, eklerin, terimlerin alınmasını<br />

hızlandırmışlardır. Rus eserlerinin Azerbaycan Türkçesine çevirisi sırasında ister istemez dile ve<br />

millî kültüre uymayan Rusçaya has kelimeler olduğu Azerbaycan Türkçesine doğrudan aşılanmıştır.<br />

Rus dilinden olduğu gibi alınarak Azerbaycan Türkçesinde karşılık olarak türetilmiş olan<br />

kelimeler ana dilin kurallarına uymasa bile dile girmiştir. Bu tür satıraltı plânlar tercüme ve<br />

başka edebî çalışmalar aracılığıyla dili bozmaya başlamıştır (Aliyeva, Sscb Döneminde<br />

Azerbaycan’da Dil Plânlaması, 2005). Emperyalistlerin ana dile yaptıkları uygulamalar benzeşmektedir.<br />

Bunlara rağmen dillerini dolayısıyla varlıklarını korumayı başaran kardeşler devletler bugün<br />

bağımsızlıklarını elde etmiş ve Uygur kardeşlerinin elinden tutmaktadır. Orta Asya’da<br />

SSCB döneminde stratejik bir proje olan Uyguristan projesi kapsamında Ruslar tarafından Uygurların<br />

yoğun olduğu bölgelerde Uygur okulları kurulmuştur. Kazakistan Cumhuriyeti bağımsızlığına<br />

kavuştuktan sonra bu okullar mevcudiyetini koruyamaya devam etmiştir. Kazakistan’da<br />

yaşayan Uygurların talepleri ve Kazak kanunlarının izin verdiği ölçüde eğitim halen sürmektedir.<br />

Milli yarışmalarda dereceye giren Uygur çocuk ve gençleri bizzat Kazakistan’ın<br />

Cumhurbaşkanı Sayın Nur Sultan Nazarbayev tarafından ödüllendirilmişlerdir (Bolaşak, 2014).<br />

Ayrıca Kazakistan Cumhuriyetinde 1960 yılında kurulan, Başkanlığını Ahmetcan Haşirinin<br />

yaptığı Uygur Yazar ve Sanatçılar Konseyi’nde 20’den fazla Uygur yazar ve edebiyatçı üye<br />

olarak Kazakistan Uygur edebiyatı ve sanatı üzerinde çalışmakta ve Uygur Türklerinin kültür ve<br />

sanatına önemli katkılar sağlamakta ve eserler vermektedir (Uygur Edebiyat Ve Sanatına Da<br />

Gereken Önem Verilmeli, 2015).<br />

Doğu Türkistan’da ise esaret psikolojisindeki Uygurca düşük dil konumunda, aile hayatı<br />

ve günlük yaşamda kullanılmakta kendini yenilemek, dünyaya nam salacak edebiyatçılar yetiştirme<br />

noktasında her geçen gün kısırlaşmaktadır. Edebiyatın temeli olan edeple bağlar her geçen<br />

gün zayıflamakta sadece yaşam savaşı vermekle yetinen bir nesil doğmaktadır. Çocuk ve gençlerin<br />

yetiştikleri ortam hayatta olmayı ve güçlü bir şekilde ayakta kalmayı yegâne hedef haline<br />

getirmiştir.<br />

Uygur çocuk ve gençlerin aldıkları eğitimin niteliklerini Dr. İlham Tohti 12 Kasım 2010<br />

yılında Pekin Milletler Üniversitesindeki “Uygur ana dili hakkında endişeler ve Çin devletinden<br />

talepler” başlığı taşıyan tebliğinde şu şekilde anlatmaktadır; ‘ Temeli ve teknik hazırlığı (eğitimci<br />

kaynağı ve alt yapısı) yetersiz, bölge ve halkın özel durumu düşünülmemiş, vur–kes emri<br />

ile uygulamaya sokulmuştur. Derslerin içeriği ve okutma yönteminde, Çin’in diğer bölgelerindeki<br />

yararlanılmamıştır. Öğretim görevlisi, alt yapısı ve öğrencilerin öğrenim kapasitesi bakıldığından<br />

bakıldığında, şimdiki tek dil eğitimi için bile yetersizdir (Tohti, Yolum ve Gayem,<br />

Uygur Türkleri ve Çin Meselesi, 2015). Bugün geldiğimiz noktada Doğu Türkistan’da Hikâyeler,<br />

şiirler, romanlar ve sanat Uygur dili ile yapılmaya devam etse de eğitim alanında yapılan bu<br />

istikrarsız ve güven vermeyen değişiklikler halk nazarında okullarda devlet eliyle verilen eğitimin<br />

kuşkuyla karşılanmasına neden olmuştur. Zaman içerisinde halk okullardan ve eğitimin<br />

okullarda yapılan kısmından kopmuştur. Hatta dini hassasiyetin ağır bastığı bölgelerde Çin’in<br />

güdümündeki bu okullarda verilen eğitime karşı koymanın, çocukları okula göndermemenin<br />

cihat niteliğinde olduğuna dair aykırı fikirler ortaya çıkmıştır. İlköğretimin zorunlu olduğu ülkede<br />

çocuklarını okullara göndermeyen, gönderdiği zaman dejenerasyona uğrayacağından kaygılanan<br />

aileler alternatif eğitim araçları ortaya çıkmasına vesile olmuşlardır. Ancak bu alternatif<br />

482 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!