24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Medya ve internet kültüründen beslenen ‘yeni çocukluk’, yetişkinlerin değişen yaşam<br />

koşullarıyla doğrudan ilişkilidir. Yetişkinlerin yaşam biçimlerinin, içinde bulunulan çağın teknik<br />

gelişmelerine göre uyarlanması çocukların da teknoloji kültürüyle doğrudan bir bağ kurmasına<br />

zemin hazırlamaktadır. Bu bağlamda medya kültürü ve iletişim teknolojileri ile donatılan<br />

günümüz çocuklarının edebiyata ilgisizliklerinin sebebi de gün yüzüne çıkmaktadır. Medya<br />

kültürünün hâkim olmadığı dönemlerde sözlü kültürün ürünleriyle (ninni, masal, tekerleme vb)<br />

ya da çocuklar için yazılan eserlerle büyüyen çocuklar, günümüzde ‘sentetik kimlik’lerin tahakküm<br />

kurduğu sanal bir kültür atmosferinin içine sürüklenmektedirler. Bu çerçevede geleneksellikten<br />

beslenen çocukluk anlayışının yitmeye yüz tutması ve çocukların okuma kültüründen<br />

uzaklaşması, çocuk edebiyatının baş etmeye çalıştığı meselelerinden biri haline dönüşür.<br />

Bu bildiride, çocuk edebiyatının çağın gerçekleri karşısında nerede durduğu ya da durması<br />

gerektiği konusuna çocuk sosyolojisinin önemi bağlamında değinilecektir. Zira teknoloji<br />

çağıyla birlikte yetişkinlerin tutum ve davranışlarıyla beraber çocukların da gündelik yaşam<br />

pratikleri değişime uğramaya başlamıştır. Yetişkinlik ve çocukluk arasındaki toplumsal mesafeyi<br />

belirsizleştiren bu durum, çocukluğu tükettiği gibi çocukların hem sosyolojik algılarında hem<br />

de psikolojik yapılarında kırılmalara ve çözülmelere neden olur. Bu bağlamda, değişen çocukluğun<br />

çocuk edebiyatı ürünlerine ne şekilde yansıdığı ve modern çocukluğun açmazları bu bildiride<br />

tartışılacaktır.<br />

Geleneksellikten Beslenen Çocukluktan Tüketilen Çocukluğa: Yeni Çocukluk ve<br />

Edebiyat<br />

“Çocuklara göre” ve ‘çocuksu bir edebiyat’ oluşturma amacında olan çocuk edebiyatının<br />

yazınsal türleri, gelişmeye başladığı ilk dönemlerde özellikle pedagojik ve didaktik karakterli<br />

bir özellik gösterirler. Çocukları toplumun onayladığı ideal bireyler olarak yetiştirme amacı<br />

taşıyan ve salt ahlaki kaygılar güden çocuk edebiyatı anlayışının geçerliliğini yitirmesi de çocuk<br />

psikolojisinin gelişimi ve etkinlik kazanmasıyla paralellik gösterir. Nitekim çocuk edebiyatı<br />

ürünlerinde çocuk ruhunun inceliklerinin, çocuğa özgülüğün ve çocuksu bakışın yansıtılması,<br />

çocuk psikolojisi alanındaki çalışmaların yaygınlaşmasından bağımsız değildir. Ancak modern<br />

yaşamla birlikte çocuk psikolojisindeki teorik açılımlarla birlikte çocuk sosyolojisi de çocukların<br />

toplumsal yapıdaki konumlarıyla ilgilenen yeni bir alan olarak görülmeye başlanır. Çocuk<br />

sosyolojisinin gelişmesinde ve dikkat çeken bir alan olarak belirmesinde savaşların çocuklar<br />

üzerindeki etkisi, çocuk suçları, yersiz yurtsuz çocukların yaşam pratikleri, yoksulluk, çocukların<br />

eğitimi, sosyal eşitsizlik ve çocuk hakları gibi unsurların yanı sıra modernizmle ortaya çıkan<br />

tüketim anlayışının ve elektronik ortamın yaygınlaştırdığı evrensel kültürün yetişkinlerle birlikte<br />

çocukları da kuşatma altına almasının bir etkisi söz konusudur. Bu çerçevede sadece çocuk psikolojisinden<br />

değil aynı zamanda çocuk sosyolojisinden de beslenmesi gereken çocuk edebiyatının<br />

sorumlulukları artar ve sınırları genişler. Bu sorumluluklar, “yeni çocukluk” tasarımının<br />

içine hapsedilen modern ve enformatik dayatmaların girdabından sıyrılmaya ilişkin birtakım<br />

verileri içerir. Modern çocuk, kendisine verili bir şekilde yansıyan uygarlık modelini ve medya<br />

kültürünü özellikle teknoloji ve tüketim odaklı bir eğilimle içselleştirmektedir.<br />

Çocuklar için yazılan ve öznesi çocuklar olan çocuk edebiyatının estetik ve edebî değeri<br />

dışında sosyolojik bir boyutu da söz konusudur. Bu çerçevede, çocuklara yaşadıkları toplumun<br />

kültürel kodlarını, gündelik yaşam pratiklerini ve toplumsal deneyimlerini sade ve içten bir dille<br />

aynı zamanda da estetik bir ölçütle anlatması beklenen çocuk edebiyatı, teknik gelişmeler karşısında<br />

ikincil bir konumda kalmaktan kurtulmanın çözümlerini bulmak zorundadır. Zira modern<br />

iletişim araçları sayesinde hız kazanan enformasyon ile dünyada yeni bir çocukluk biçimlen(mektedir).<br />

(Şirin 1999: 13). İnşa edilen bu yeni çocukluk kurgusu, çocukluğu tükettiği gibi<br />

çocuğu da edilgenleştirmekte ya da yetişkinlerle eşitlemektedir. Nitekim Postman’a göre, “nereye<br />

bakılsa yetişkinlerin ve çocukların davranış, dil, tutum ve arzularının hatta fiziksel görünümlerinin,<br />

giderek artan biçimde birbirine benzediği, birbirinden ayırt edilmediği görülmektedir”<br />

(Postman 1995: 14). Çocuk ve yetişkin arasındaki benzerlik ilişkisinin belirginleşmesinde medya<br />

teknolojilerinin özellikle de internet ve televizyon kültürünün çocukları yetişkinlerin dünya-<br />

16 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!