24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

“‘Catherine!’ diyor annem. ‘Kendi sözcükleriyle konuşması gerek, ama sen onu başkalarını tekrarlaması<br />

için cesaretlendirirsen, bunu yapamaz’. Haksızlık beni karnımdan yumrukluyor. ‘Her şeyi<br />

mahvetmesine izin veriyorsun!’ diyorum. ‘Her zaman o kollanıyor!’ ‘Onun bana daha fazla ihtiyacı var.<br />

Aşırı tepki gösterme’” (KB, s.113).<br />

“Haklı farklı bir durum. Fark şu: Herkes ondan minicik şeyler beklerken, benden kocaman şeyler<br />

bekliyor” (KB, S.66).<br />

“‘David diğer insanları seyrederek bir şey öğrenmiyor. Bu yüzden ona her şeyi ben öğretmek zorundayım”<br />

(KB, s.75).<br />

“‘İkiye ayrılıyormuşum gibi hissediyorum. Bir yanım kaçıp gitmek ve arkadaşlarımın yanında<br />

normal bir insan olmak istiyor, ama öbür yanım, tek başına idare edemeyeceği için David’i yalnız bırakmak<br />

istemiyor’” (KB, s. 121).<br />

Yukarıdaki tümcelerde de engelli David’le yaşayan Catherine, üzerine yüklenen sorumluluktan<br />

sıklıkla rahatsız olmaktadır. Kendisinden hep daha fazla şey beklenmesi ona haksızlık<br />

gibi gelmektedir. David’in yanında olmak, ona bir şeyler öğretmek, onu koruyup kollamak, onu<br />

sakinleştirmek zorunda oluşu ve David’in bu konuda ona hiç yardımcı olmaması Catherine’i<br />

öfkelendirmekte ve David’in durumunu sorgulamasına neden olmaktadır. Bu tümceleri okuyan<br />

çocuk okur, Catherine’i iki farklı biçimde değerlendirebilir. Bir kısmı Catherine’in öfkesini<br />

haklı bulurken bir kısmı da daha anlayışlı olmasını bekleyebilir. Yazarın çocuk okura bu iki<br />

farklı çıkarımı yapma olanağı sağlaması da çocuk romanlarında olması beklenen demokratik<br />

tutumun örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Engelli ve engelsiz çocukları olan ailelerin çocuklarına<br />

gösterdikleri ilgi ve sevginin eşit olması gerektiğinin önemi de bu örnek tümcelerle ortaya<br />

çıkmaktadır.<br />

“Annem bu gerçeği, o zamanlar kaçınılmaz görünen benim kurtarılamayacağım, iyileştirilemeyeceğim,<br />

bana dair hiçbir umudun olmadığı gerçeğini, kabul etmeyi reddetmiş. Doktorların ona söylediği<br />

gibi embesil olduğuma inanamazmış ve inanmayacakmış. Ancak onun tutunabileceği, vücudum sakat olsa<br />

da zihinsel özürlüğü olmadığıma dair inancını destekleyecek tek bir kanıt parçası bile yokmuş” (SA,<br />

s.11).<br />

“Ben, onun çocuğu ve dolayısıyla bu ailenin bir parçasıydım. Büyüdüğümde ne kadar anlayışı kıt<br />

ve aciz olsam da, bana da diğerlerine davrandığı gibi davranma ve misafirlerin önünde kendisinden asla<br />

söz edilmeyen arka odadaki ‘yaratık’ olmayacağım konusunda kararlıydı” (SA, s. 11).<br />

“Ancak annem sadece benim geri zekâlı olmadığımı söylemekle yetinmiyordu, bunu kanıtlamak<br />

için elinden geleni de yapıyordu. Görev bilinciyle değil, sevgiyle yapıyordu bunu. Bu yüzden bu kadar<br />

başarılıydı” (SA, s.12).<br />

Sol Ayağım adlı çocuk romanındaki anne, Kardeşimm Benim adlı romandaki Catherine’in<br />

aksine çocuğunun engelliliğini kabul etmiştir. Neden bunun başlarına geldiğini hiç sorgulamamıştır.<br />

Oğlunun yaşamını güzelleştirmek, onu mutlu etmek için elinden geleni yapmaya çalışmıştır.<br />

Her iki romanda da engelli çocuklar toplumdan koparılmamış, aileler bu konuda gerekli<br />

özeni göstermiştir. Catherine’in duyduğu utanç ise Christy’nin annesinde roman boyunca gözlemlenmemektedir.<br />

Aksine oğlunun başardıklarıyla gurur duyan ve onu her zaman daha fazlasını<br />

yapması için cesaretlendiren bir anne karakteri kurgulanmıştır. Bu bağlamda Sol Ayağım adlı<br />

kitapla buluşan engelli bir çocuk okurun başarma duygusuna karşı inancı artar. Christy’nin yaşamıyla<br />

kendi yaşamı arasında benzer ve farklı yönler bulur. Kendisiyle benzer yaşamı olan ve<br />

başarıyı tadan Christy aracılığıyla yaşama sevinci ve başarma isteği duyar.<br />

Toplumun Engelliğine Bakışı<br />

“İç geçiriyor; onun hiçbir zaman, yumruğunu kaldırmış, bileğinden çamur akarak yüzeye çıkacağı<br />

ânın büyük heyecanını yaşayamayacağını fark ediyorum. Bir insan koca bir yaşamı, bunu yaşamadan<br />

nasıl geçirir?” (KB, s. 119).<br />

Catherine’in klinikte arkadaş olduğu bedensel engelli Jason hakkındaki düşünceleri çocuk<br />

okurun bedensel engelli biri ile duygudaşlık kurmasına olanak sağlar ve çocuk okur, engellilerin<br />

engellerinden dolayı yaşayamayacakları anlarla ilgili düşünme fırsatı bulur. Bu düşünme süreci<br />

çocuk okurun bedensel engelli biriyle tanıştığında daha duyarlı ve özenli davranış ve tutumlar<br />

sergilemesine yardımcı olur.<br />

602 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!