II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

liğine engel olduğunu, insanlık çıtasını çok yükseltip insanları daha baştan başarısızlığa mahkum
ettiği için Peygambere karşı bir soğukluk, hatta öfke oluşturduğunu düşünüyorum. Peygamberi
çocuklara zor kullanarak değil, ancak uygun yöntemler kullanarak sevdirebiliriz. Doğru
olanın, Peygamberi bize yaşam amacımızı öğreten, dünyaya olan sorumluluklarımızı hatırlatan,
karşılacağımız problemler karşısında güçlü olmayı, zorlukların üstesinden gelmeyi öğreten,
mutlu, verimli, başarılı bir hayat sürmenin yollarını gösteren, kendisi bunları gerçekleştirmiş,
içinde doğduğu karanlık çağda bembeyaz ve tertemiz kalmayı başararak bizlere bunun başarılabileceğini
ispat etmiş olduğu için kendisine sevgi ve minnet duymamız gereken bir insan olarak
tanıtmak olduğunu düşünüyorum. Allah(CC) sadece peygamberleri değil her kulunu çok
severek, çok özen göstererek yaratmıştır. Her insanda C. Allah(CC)ın nurunun eşsizbir parçası,
sadece o kişiye özel bir esma bileşeni mevcuttur.Eşsiz Nur’un hemen hemen her cildinde Peygamberlerin
insanın hayat amacını bulmasına olan rehberliği ile ilgili ontolojik sorgulamaların
mevcut olduğunu söyleyebilirim. Eşsiz Nur da baş rolde olan aslında insan ve insanın içindeki
iyi özdür. Efendimiz (SAV) ise iyiliğin tüm evrendeki sembolüdür.
Z KUŞAĞI VE DEĞERLER EĞİTİMİ
24-25 Ekim 2014 tarihlerinde gerçekleşen 1. Uluslararası Çocuk ve Gençlik edebiyatı
Sempozyomunun Değerler Eğitimi ile ilgili oturumunda, Türkiye’de yapılan Değerler Eğitimi
çalışmalarının genellikle didaktik tarzda olduğundan, bu tarzın günümüz yeni nesillerine hitap
etmediğinden söz edilmiş, değerler eğitimini duygular aracılığı ile gerçekleştirecek edebiyat
eserlerine acilen ihtiyaç duyulduğu tespitine yer verilmiştir. (Aydın, 2014:122) İnsanların davranışlarını
düşüncelerinden çok duyguları belirlemekte, özellikle çocuklar ve gençler akıldan
çok kalple yönetilmektedirler. Bu noktada sanat eserlerinin insan davranışlarına yön verme gücü
ön plana çıkmaktadır. Didaktik, dayatmacı, buyurgan bir şekilde yazılan değerler eğitimi kitaplarının,
duygulara hitap edemediği için davranışlara yön verme etkisi ortaya çıkaramamaktadır.
Günümüz Değerler Eğitimi çalışmalarının yol haritasında yapılması gerekenin, duyguları işin
içine daha fazla katmak olduğuna inanıyorum. .
Yeni medya araçlarının hayatımızı her geçen dakika daha geniş bir şekilde etkisi altına
aldığı günümüzde yeni nesillerimize kendi inanç ve ahlaki değerlerimizi aktarmak anlamına
gelen Değerler Eğitimi, her geçen gün önemini artırmaktadır. 2015 yılında Hazar Derneğinde
yaptığımız “Nasıl Bir Eğitim? Nasıl bir Eğitimci?” başlıklı istişare toplantısında Prof. Dr Hayrettin
Karaman; günümüzde çocukların ailelerine aidiyetlerinin tarihin hiç bir döneminde olmadığı
kadar zayıf olduğu kanaatini ortaya koymuştur. Çocuklarımız her geçen gün hayatımızı
kapsama alanını artıran yeni medya araçları nedeniyle artık çok küçük yaşta global kültürün
etkisi altına girmekte, eskisinden çok daha az kendi ailelerine ait olmaktadırlar. Değerler Eğitimi,
çocuğun ailesine ve kendi kültürüne aidiyet duygusunu güçlendiren bir unsur olarak bu noktada
önemini artırmaktadır. Yapılması gereken çok iş var ve kuşak farkının hızına yetişebilmek
için bunların büyük süratle yapılması gerekmektedir. Bu hıza yetişebilmek için yapılabilecek en
önemli şeylerden biri ise insanoğlunun her çağda aynı kalan evrensel boyutuna, duygularına
hitap edecek, klasik niteliği taşıyan sanat eserleri ortaya koyabilmektir.
Fantastik edebiyatın eğitimde kullanımıyla ilgili Darko Suvin’in aşağıda yer alan ufuk
açıcı fikirlerine kulak vermenin, zamanın ruhuna uygun çalışmalar yapma hususunda inanıyorum
ki faydası olacaktır. Bilim kurgu camiasının önde gelen yazar ve eleştirmeni Darko Suvin,
bilim kurgudan yola çıkarak modern toplumlarda gitgide etkisini artıran “fantazya” olgusunun
eğitsel bir yanının da bulunması gerektiğini söyler. (Oskay, 1981:52) “Bugünkü toplumlarda
zorunlu öğrenim, sınıfsal ve ulussal farklılaşmaları ve bölünmeyi ortadan kaldırmayı amaç
edinmemektedir. Öyleyse bunu sanat yapmalı, insanoğlunun “elinden tutmak” için insanlığın
her türlü sorunuyla ilgilenmelidir.” Suvin, gerçek fantastik sanat yapıtlarının pozitivistik bilgi
(scienta)ın yanısıra sapienta denilen sağduyu ve basirete dayanan “toplumsal muhayyile” yeteneğine
sahip olmayı sağlaması açısından, tüm insanlığın gelişimine katkı sağlama hususunda
zorunlu eğitimden çok daha etkin bir eğitsel araç işlevi görebileceğini iddia eder. (Oskay,
1981:52)
710 II. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu