24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Neyse bir gün böle beş gün böle aradan zaman geçir, padişah hastaliirr. Etreften getirmediği<br />

dogtor kalmır. Gelen çare bulamır padişahın derdine, yataglarda yatıır. Bir gün hekimbaşı<br />

gelir uzak diyarlardan “Padişahım sağ olsun senin derdine çare ormanda gara bir geyik<br />

var yalanız alnı sekili” yani annında beyazlıg var. O geyiğin beyni senin hastalığına şifadı. O<br />

geyiği tutacaksan getirip beyni çıgartacaglar, ordan sonra gurutacan, bala gatıp yitecen, senin<br />

derdine derman budu.” diğir. Vezirin oğlu diğir “Onda ne var men gider bularam geyiği.”<br />

Kizrin oğlu diğir “Men beş dakkada.” Guşanırlar, ogunu yayını alıller, atlara biner giderler.<br />

Kâloğlanın da bir topal atı varmış, topal ata binip giderken herkes gülürmüş, diyir, “Abooo,<br />

Kâloğlan da gidip geyik getirecek, heç olacak şey mi?”<br />

Bunların arkasından gidir, bunlar dolanıllar dağı daşı, avlanıllar, bulamırlar bir türlü.<br />

Bunlar boş gelirler. Keloğan gidir, gidir, kılı kıla tokandırir gene, “karşısına şeyler gelsin”<br />

diyir işte, “geyikler gelsin.” Ormandaki, geyiklerin başı hepsini iştima edir, Kâloğlanın önüne<br />

geyikleri, orda doktorun dediği, hekimbaşının dediği geyiği bulur, “aha bu geyik” diyir, “bunu<br />

bana vereceniz,” “Sağa feda olsun” diyiler, bir bahtım 2-3 gün sonra Kâloğlan geyiği atın terkisine<br />

attı, getirir. “Aboo, herkeş hayret edir, bele iş olar mı? Vezirin oğlu kocaaa Vezirin oğlu,<br />

Kizirin oğlu, koca Kizirin oğlu, gettiler boş geldiler, Kâloğlan getti geyiği buldu geldi, hem de o<br />

doktorun dediği geyik.<br />

Neyse Kâloğlan kesir, beynini çıkartir, dohtorun dediği gibi gurudur, bala katir, padişaha<br />

yedirir. Padişah ayağa kalhir, deyir “Benim derdime, menin derdime derman olan kim ise,<br />

getirin karşıma, ne muradı varsa verecem.” Kız hemen kaça kaça gidir, Kâloğlanı alır, getirir,<br />

“Baba aha Kâloğlan, benim kişim, getti işte dohtorun dediği geyiği getirdi, sana yedirdi, sen de<br />

Allah’ın izniyle ayağa kalktın.”<br />

Kâloğlana işte “dile benden ne dilersen,” deyi, Kâloğlan da “canının sağlığı” diyir,<br />

“Ben heç bir şey istemem, benim her şeyim var.” Lan nasıl her şeyin var?” işte, Sen Kâloğlansın,<br />

geçinemirsen, falan.” Bele diyende gız birden sırrını verir, der “Aslında bu kel değil, işte<br />

beledir, şeledir.” diyerken, Kâloğlan güzel halına dönür, elece kalıir, sırrı açığa çıhıir. Padişah<br />

bahir ki, ohhooo, Vezirin oğlu, Kizirin oğlu bir tarafa, Kâloğlan bir tarafa. Kâloğlan onlardan<br />

hemi babayiğit, hemi güzel, hemi de ahıllı. “Oğlum men ettim, gızım men ettim, siz etmeyin,”<br />

Ellerine ayaklarına gapanıir, “Ben yağınış ettim, senin buna getmene göynüm razı değilidi, işte<br />

keldi dedim, işte aşağıladım, bele oldu, şele oldu, beni affedin.” “Tamam, seni affettik” diyiler.<br />

Tekrerden düğün yaptırır, kırk gün gırk gece davul çaldırır, bunları evlendirir, sarayın<br />

da en eyi yerine yerleştirir.<br />

İkinci aşama yazıya geçirilen masalın çocuğa uygun hale getirilmesi ve yöre ağzından<br />

İstanbul Türkçesine çevrilmesi aşamasıdır.<br />

Masallar çocukta soyut düşünme kabiliyetini geliştirir. Pozitif mantığın hep görünen ve<br />

duyumsanan dünyası, insanın zihninde mümkün olan şeyleri azaltmakta ve hayal gücünü sınırlamaktadır.<br />

Oysa masallarda “olmaz” yoktur. Her şey mümkündür. Sınırsız varlık alanı, düşünme<br />

imkânı vardır. Tüm bunlar hayal gücünün sınırlarını ortadan kaldırır ve soyut düşüncenin<br />

önünü açar. Nitekim çocuklarda zirveye çıkan bu talep, yetişkinlerde de farklı biçimlerde tezahür<br />

etmektedir (Türinay,1982:162).<br />

Hemen her masalda iyilikle kötülük karşı karşıyadır. Adalet-zulüm, doğruluk-haksızlık,<br />

alçakgönüllülük-kibir gibi değerler hep mücadele içindedir. Hiç bir masal yoktur ki, iyi olanın<br />

zaferiyle bitmiş olmasın ve kötüler kınanmasın. Kendini kahramanla özdeşleştiren dinleyici ya<br />

da okuyucu iyilik için mücadele etmekte ve artık onun zaferinde bir pay sahibi olmaktadır<br />

(Gökşen, 1972: 62).<br />

Masal metinlerini sosyal hayata yönelik barındırdığı mesajlarla gerek masal dinleyicisine<br />

gerekse okuyucusuna yaşama dair pratikler kazandırır. Masallar, bireyin toplumsal yaşam koşullarına<br />

uyumunu, diğer insanlar gibi toplumun bir üyesi olduğu bilincini ve kültürünün inceliklerini<br />

öğretir. Anne-baba evlat ilişkisini, diğer aile fertlerinin birbirleriyle münasebetlerini, komşuluğu,<br />

kötülerle mücadeleyi, toplum düzenini, adalet anlayışını, bireyin içinde yaşadığı çevreyle<br />

yaşadığı problemleri ve çözüm yollarını barındıran masallar sosyal hayatı bir bütün olarak<br />

30 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!