24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Şöyle ki, birçok çocuk edebiyatı yazarının eserlerinin farklı dillere çevrilmesi, Reyhan<br />

Yusifgızı’nın “Yeşil Gözlü Kız” bilim-kurgu hikayesinin 2009 yılında Ankara’da düzenlenen<br />

yarışmada 3’lük ödülünü alması ve eserin Türkçe yayınlanması, 2014 yılının en dikkat çeken<br />

olaylarından biri deneyimli yazar G. İsabeyli’nin, dilinin basitliği, akıcılığı, temizliği, ferdiüslubi<br />

tonları ile diğerlerinden ayrılan, zengin folklor motifleri uzerinde kurulmuş, çocuğu düşünmeye<br />

sevkeden, insan hasletinin karakter keyfiyetlerini bedii şekilde özetleyen “Cin” masalhikayesinin<br />

Anderson ödülünü kazanması sadece yazarın değil, çocuk edebiyatımızın nesir alanında<br />

başarıları sırasındadır. Son dönemin önemli olaylarından biri de “Azerbaycan Çocuk<br />

Edebiyatı Antolojisi”nin yayınlanması idi. Kitapta Eyvaz Zeynalov, Gülyaz İbrahimova, Ağanene<br />

Seyidgızı, Hicran Hüseynova, Refige Memmedova, Aygün Bünyadzade, Münevver Tapdıgova,<br />

İrade Aytel, Günel Almaz, Efsane Laçın’ın hikayeleri nesir bölümünde yeralmıştır.<br />

Karabağ savaşı, mücadelenin dehşetli ağrıları, günümüz çocuklarının da hayatına, duygu<br />

ve düşünce alemine, yaşantılarına maalesef nüfuz etmektedir. Çocukları bu olayların seyircisine<br />

değil, katılımcısına, kahramanına dönüştüren yazarlar, savaşı geniş sahneler, kahraman şovalyelerin<br />

timsalinde takdim etmemekte, daha fazla gerçekliğe dayanmakta, savaşın küçüklerin gözlemleri,<br />

yaşantıları, ruhsal-psikolojik sarsıntıları fonunda özetlemektedirler. Eyvaz Zeynalov’un<br />

“En Kıymetli”, Gülzar İbrahimova’nın “Evin Erkeği”, G. İsabeyli’nin “Açlık Deresi”, Sevinç<br />

Nurugızı’nın “Ağca ve Cubbulu” hikayeleri her açıdan ilginç örneklerdir. Gülzar İbrahimova<br />

Hocalı’dan göç etmiş binlecle aileden birinin başına gelen felaketi “Evin Erkeği” hikayesinde<br />

tarihe tanıklık eden çocuk hafızasında, yurduyla birlikte mahvolan küçük çocuğun ruhsal psikolojik<br />

sarsıntılarında özetleye bilmiştir. E. Memmedhanlı’nın “Buz Heykel” eserini hatırlatan bu<br />

hikayede, karın, kışın fırtınasında yurdundan göç etmek zorunda kalan ailenin dramı yanıklı bir<br />

şekilde tasvir edilmektedir:<br />

“Her taraf bembeyaz kardı. Kar yağıyor, hey yağıyordu. Masallardaki gibi. Çıplak ayakla karın<br />

üzerinde yürüyorduk. Hayır, bu bir ruya değildi. Biz gerçekten de karın üzerinde çıplak ayakla ilerliyorduk.<br />

Bazen ise hızlanıyorduk. Annemle ben, güçük kızkardeşim de annemin kucağındaydı...<br />

Ben çok küçükken karda oynayan ellerim donardı. Hızlıca koşup ellerimi sobada ısıtırdırm... Fakat<br />

şimdi yakıyordu ayaklarımı kar. Bir de baktım ki, ayaklarımın altından kan akıyor, korktum. Anneme<br />

söyledim. Annem başındaki örtüyü alıp ikiye böldü. Örtünün her bir parçasını bir ayağıma bağladı. Kan<br />

durmuyordu” (İbraimova, 2014: 401)<br />

Yazar kocasını Ermenilerle savaşta kaybeden, altı yaşında oğlu ve küçücük kızı ile canını<br />

ve yavrularını kurtarmak için yol giden annenin, ailenin faciasını savaşın “evin erkeği”ne dönüştürdüğü<br />

küçük çocuğun hafızasında canlandırmaktadır.<br />

“Birazdan kızkardeşimin sesi kesildi. Annem ağlaya ağlaya karı kazarak onu karın altına gömdü.<br />

Ben sorduğumda, ağlaya ağlaya dedi:<br />

Kızkardeşini burada saklayalım ki, Ermeniler onu görmesin. Bir de Hocalı’ya döndüğümüzde alırız.<br />

Doğru söylüyorsun anne, iyice sakla ki, Ermeniler onu bulamasınlar, -dedim.<br />

Sonralar, çok sonralar anladım ki, kızkardeşim ölmüştü.” (İbrahimova, 2014: 402)<br />

Geşem İsabeyli’nin 2014 yılında yayınlanan “Açlık Dersi” hikayesi de sorunu psikolojik<br />

hale getirmek, savaşın feci ovgatının insan, çocuk aleminde doğurduğu sarsıntıları göstermek<br />

açısından ilginç örneklerdendir.<br />

Yazar, küçük hikayede Karabağ’dan, Hocalı’dan göç etmiş bir ailenin on yaşlı çocuğu<br />

Elat’ın manevi/ruhi ıztıraplarının, soyut açlık mefhumunun felsefi özetini yapabilmiştir. Çocuk,<br />

savaşın seyircisi gibi takdim edilmemekte, küçük Elat’ın isminden yaşadıklarına kadar hafızaya,<br />

düşünceye dayanmaktadır. Hikayede yaşantının aydın olması, duygusal ifadesi dikkat çekmektedir.<br />

Evde yemeye, içmeğe birşey bulamayan, sevdiklerini Karabağ’da kaybeden, yurdundan<br />

uzak düşmüş Bakü’nün gecekondularından birine sığınan, hayatının ağırlığından “-Burada böyle<br />

yaşamaktansa, orada ölmek iyidi, anne!” (İsabeyli, 2014: 5) diyen 10 yaşlı Elat’ın, yurt, el,<br />

oba, iyi yaşam, baba, tokluk-açlıktan çıkıp “açlık dersinden” yaşantılarının yekunu olarak aldığı<br />

5 notundan küçük bir süjede yazarının olayı psikoljik hale getirme, çocuğun ıztırapları, manevi-<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 55

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!