24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

“Çocuk dediğin her lafa karışmaz. Çocuk dediğin çok soru sormaz. Çocuk dediğin karşılık<br />

vermez.” gibi çocuklukta eleştirel düşüncenin gelişimini olumsuz etkileyecek sözlü yaptırımlar<br />

ile bu beceri yeterince gelişemez. Bununla birlikte çocuğun gelişimini olumsuz etkileyen ve<br />

ondaki merak duygusunu yok eden bir diğer husus, çocuğun sorduğu sorulara açık ve tatmin<br />

edici şekilde cevap verilmemesidir (Altunbay, 2015: 155).<br />

Fablların eleştirel düşünme becerisine katkı sağladığı bilinmektedir, ancak önemli olan<br />

fablların hangi yaş döneminden itibaren nasıl kullanılacağıdır. İlköğretimden itibaren çeşitli ders<br />

kitaplarında ya da öğrencilere okutturulan kitaplarda fabl örneklerine rastlanmaktadır. Ancak<br />

fabllar, ileri derecede bir muhakeme yeteneği gerektirdiğinden soyut düşünme becerisi gelişmemiş<br />

çocuklarda kullanılması doğru değildir. J. J. Rousseau da, masal ifadesini fabl yerine<br />

kullanmakta olup, fablların kullanım durumuyla ilgili olarak şunları belirtmiştir:<br />

Önceki masalda çocuklar kargayla alay ederken tilkiye sempati ile bakıyorlar. Sonraki<br />

masalda ise örnek olarak ağustos böceğinin verildiğini sanırsınız, ama hiç de öyle değil, çünkü<br />

orada da karıncayı seçeceklerdir. Çünkü, küçülmeyi hiç istemezler: her zaman en iyi rolü üstlenirler.<br />

Bu da pek doğal bir seçimdir. Çocuklar için ne korkunç bir ders! Devlerin en çirkini,<br />

kendisinden istenen şeyi bilen ve geri çevirebilen, acımasız ve eli sıkı bir çocuk. Karınca daha<br />

fazlasını yapar, çocuğa kabul etmedikleri şeylerde dahi alay etmesini öğretiyor.<br />

Aslanın en gözde kahramanlardan biri olduğu tüm masallarda çocuk, sürekli aslan olur.<br />

Yapısı gereği bir şeyin paylaşımı söz konusu olduğunda, hepsini kendine almaya çalışır. Ama<br />

sivrisinek aslanı yıldırdığında, işler hemen değişiyor. Bu durumda çocuk, aslan olmak istemez,<br />

bu kez bir sinek olmayı yeğler. Pençesiyle saldırma cesareti gösteremeyenleri, iğne darbeleriyle<br />

öldürmeyi öğrenir (J. J. Rousseau’dan çev. Baştürk; Kızılçim, 2013: 81-82).<br />

Görüldüğü gibi fabl türünün kullanımı için bireylerin en azından soyut işlemler dönemine<br />

(12- +) geçmiş olması gerekmektedir. Aksi hâlde verilen mesajı doğru anlayamayacaklarından<br />

fabl, amacına ulaşamayacaktır. Soyut düşünmeyi kazanamamış bireylere fabl türünü kullanmaktan<br />

ziyade eğitici ve öğretici (kahramanlarının insan, hayvan ya da olağanüstü yaratıklar olduğu)<br />

masalların kullanımı daha yararlıdır.<br />

İlk Gençlik Çağı<br />

Batı literatüründe Adolescence (gençlik) olarak adlandırılan bu dönemdeki bireyler için<br />

en önemli sorun, onların kendilerini tanımaları ve “kim olduklarını” keşfetmeleridir. Bu dönemdeki<br />

birçok birey için “Ben kimim?” sorusu önem taşır. Olumlu benlik algısının oluşturulması<br />

ile birlikte bu soruya verilecek olumlu cevaplar, bireyin bu dönemi başarıyla tamamlamasını<br />

sağlar (Altunbay, 2015: 74). 13-15 yaş grubunu kapsayan ilk gençlik çağı, fiziksel, bilişsel ve<br />

duygusal bakımlardan her bireyde farklı gelişim görüldüğü bir dönemdir. Bu evre, aynı zamanda<br />

çocukluğun son dönemine denk gelmektedir. Bu yaş grubundakiler, henüz çocukluktan çıkamamış,<br />

ancak genç gibi davranmaya çalışan bireylerdir. Çocuklukla gençlik arasında kaldıkları<br />

anlarda hangi rolü üstlenecekleri konusunda tutarsızlık yaşarlar. Dolayısıyla okudukları<br />

kitaplarda aradıkları ve beğendikleri kahramanlar da değişiklik gösterir (Uslu Üstten, 2014: 96).<br />

Bireysel farklılıklar göstermekle beraber ortalama 12 yaşından sonra gelişen soyut düşünme<br />

becerisi, sorgulamak, eleştirel düşünmek, yaratıcı düşünmek, muhakeme etmek, kıyaslama<br />

yapmak için gereklidir. Bu nedenle fabl türü ancak soyut işlemler dönemine geçildikten sonra<br />

kullanılmalıdır. Bu döneme kadar olan ders kitaplarında ise fabl türü yerine eğitici masallara yer<br />

verilmelidir. Aksi hâlde çocuk için sıradan bir hayvan masalı konumunda olacak olan fabldan<br />

gerekli ve doğru mesaj alınamayacak, hatta J. J. Rousseau’un ifadesiyle bu tür fabllar çocuğu<br />

yanlış bile yönlendirilebilecektir.<br />

Türkçe Dersi Öğretim Programında Eleştirel Düşünme<br />

İlköğretim Türkçe Dersi (6, 7, 8. Sınıflar) Öğretim Programı’nda “okuma becerisi öğrencinin<br />

farklı kaynaklara ulaşarak yeni bilgi, olay, durum ve deneyimlerle karşılaşmasını sağlar.<br />

Dolayısıyla bu beceri; öğrenme, araştırma, yorumlama, tartışma, eleştirel düşünmeyi sağlayan<br />

bir süreci de içine alır” (2006, s.6) denilerek eleştirel düşünmenin geliştirilmesiyle okuma becerisi<br />

ilişkilendirilmiştir (Altunbay, 2015: 153). Türkçe derslerinde eleştirel düşünme becerisi<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 589

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!