24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Tabii ki, bolşeviklerin kurduğu Allahsızlar cemiyyetinde Gülbahar “günün zihniyyet”ini<br />

eks ettirmirdi. O`nlara Allah`ı, Peyğamber`i, anne babanı seven çocuklar gerek değildi. Dahası da<br />

Allah`ın, Peyğamber`in unutulmasını, Allahın da, Peyğamberin de yerini Stalinin koyulduğu<br />

imansızlar cemiyyetine dinine, milletine, diline sadık Gülbahar gerek değildi. Mütefekkir Cavidin<br />

Gülbahar`ı sonralar sovyetler döneminde yaranmış “baba”sı Lenin, vatanı geçmiş SSRİ, dinsizateist<br />

“pioner” obrazının alternativi idi. Bu şiirin güclü eleştirilere maruz kalmasına güclü<br />

sebeblerdendi. Ne karib ki, şiir Ömer Faik Nemanzade`nin de (Cavidin dostu. Şair 1914`de bir<br />

müddet Agarada Ömer beyin müsafiri olmuştu) eleştirisine tuş gelmişti. O, Аzerbaycan`da<br />

yaranmış edebiyat derslikleri hakkında yazdığı “Kiraat kitaplarımızda mövhumat üsulu” (1926)<br />

adlı makalesinde Cavid efendinin “Kız mektebi”nde şiirini Abdulla Şaik`in “Kiraat kitapı`nda<br />

neşr olunmasını tenkit etmişti. Şiire menfi münasibet uzun zaman, hatta Cavid efendinin<br />

“berahat”ından sonra da devam etmiş, şiirin üzerinde oynanılmış, ihtiyac olmadığı halde guya<br />

“tercüme” olunmuştu.<br />

Hala XIX y.y. 90`lı yıllarında şair Alikulu Gamküsar Türkiye Türkçesinden dilimize bir<br />

şiir tercüme eder. O`nun bu “yeniliğine“ heyretler içinde kalan Mirza Alekber Sabir şöyle karşılık<br />

verir:<br />

“Osmanlıcadan tercüme Türke” - bunu bilmem,<br />

Gerçek yazıyor genceli, yani ki henektir:<br />

Mümkün iki dil bir-birine tercüme, ama<br />

“Osmanlıcadan tercüme Türke” ne dimekdir?!<br />

Bu bakımdan, Cavid efendinin “Kız mektebi”nde şiirininde “tercüme”sine ihtiyac yoktu.<br />

Fakat yenice kurulmuş sovyetler cemiyyetinin dersliklerinde Türkce konuşan ve Türk tefekkürü<br />

ile düşünen, katiyyen sovyet adamına benzemeyen, milletini, dininin, dilini temsil ve taktim eden<br />

Gülbahar`ın boy güstermesi de kabul edilemezdi.<br />

Daha da kötüsü 1982`yılında, şairin 100` yıldönümü zamanı neşr edilen eserlerde de şiirin<br />

başına getirilen oyunlardır. Akademik İsa Habibbeyli`nin “süjetli lirikanın en mükemmel<br />

nümunesi” gibi değerlendiği “Kız mektebinde” adlı şiirini <strong>II</strong> sınıflar için hazırlanmış “Azerbaycan<br />

dili” dersliyinde tehrif olunarak adı değiştirilib “Mektebli kız” olub. “Kuzum, yavrum, Adın<br />

nedir?” - müraciatı ile başlayan şiir derslikte: “Kızım, balam, adın nedir?”-e, “Nasıl, zenginmidir<br />

baban?” – “Söyle, varlıdırmı atan?”a “Yokmu senin incilerin, altun bilerziklerin?” – “Yokmu<br />

senin sırğaların, kızıl bilerziklerin?”e çevrilib.<br />

Acaba, “kuzum”, “yavrum”, “zengin”, “altun”, “beyzade”, “bilgi”ni sözününün manası<br />

anlaşılmıyor? Elbette ki, anlaşıyor. Maksad şiiri Türkceden arındırmaktı.<br />

Şairin “Öksüz Enver” şiirindeki lirik kahramanın ruhi telаtümünü, manevi hayаtını ve<br />

kalbinde tüğyаn еden böhrаnlаrı tаm rеаllığı ile tesvir еderken Öksüz Enve`ri Türkçe<br />

konuşturuyor.<br />

Türkiye Türkcesini maharetle kullanan şair yaratdığı tüm eserlerinde Türkceni mükemmel<br />

şekilde işletmeğe müvaffak olmuştur. O’nun “işletdiyi oldukca tatlı ve işlenmiş, güzel bir Türkçedir.<br />

Kuzey ve Güney Azerbaycan, Türkiye, Türküstan ve s. Türk ellerinde tek bir münevver bulunmaz<br />

ki, Cavid'i okusun, ama anlamasın ve onun Türkcesinden zevk almasın” (Türkekul, 2007: 51)<br />

ve öyle bir cocuk bulunmaz ki, O’nun şiirlerindeki Türkçe konuşan çocuklara özenmesin, Türkçe<br />

konuşmaya gayret etmesin.<br />

Sovyet eleştirmenleri, “Dekerant tenkitçiler ağızları köpüklene-köpüklene yazısının dilini kakınc<br />

edirlermiş ona. Anlamırlarmış Cavid'in dilinin mahiyetini. Şunu görmeye iktidarları çatmırmış<br />

ki, Cavid'in dili Cavid’in tematikasını tamamlayan daha bir vasitedir” (8, 286). Ve bir de Cavid'i<br />

daha çok “osmanlıcılıkta - “möhteber efendi olmakda” ittiham edirdiler (Aliyev, 2008: 26). Edebiyatçı-<br />

eleştirmen Mehmet Cafer, Cavid'in dildeki bu tutumunu: “Cavid Azerbaycan edebi-bedii<br />

dilini sistemli dillerin hesabına zenginleştirmek hayaline kapılmış ve bu fikrinde daimi yersiz inat<br />

etmiştir” şeklinde değerlendirmiştir. Hüseyin Cavid'in hem konuşmasında, hem de yaratıcılığında<br />

bu “yersiz inad”ından hiçbir zaman vazgeçmediği görülmektedir. Oysa “Hüseyin Cavidin dili onun<br />

44 <strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!