24.11.2015 Views

II ULUSLARARASI ÇOCUK VE GENÇLİK EDEBİYATI SEMPOZYUMU

CY5mNcim

CY5mNcim

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Büyük bir sanat eseri, bir dünya klasiği olan Faust, bir Ortaçağ Alman efsanesine dayanır.<br />

Goethe’nin dehası, bir Ortaçağ hikâyesinden bir şaheser çıkarmıştır (Kaplan, 2013: 43).<br />

Batılılar çocuk edebiyatı için de önemli bir kaynak olarak gördükleri destan ve efsaneleri çağdaş<br />

edebiyata dönüştürürken hem edebiyatı hem de kültürü yaşatmayı amaçlamışlardır (Şirin, 1987:<br />

342, 343). Aynı durum bizim için de geçerli olabilir. Zira Türk edebi birikiminden faydalanarak<br />

dil ve edebiyatın kültür taşıyıcılığı işlevi sayesinde yeni nesillere edebiyatımızla birlikte kültürümüzü<br />

de aktarma imkânına sahibiz. Kültür ve edebi birikimimizde sihir ile ilgili birçok kıssa,<br />

anlatı ve gelenek mevcuttur. Dede Korkut Hikâyeleri başta olmak üzere masalları, destanları ile<br />

halk edebiyatımız ve ayrıca klasik edebiyatımızın bizlere sunduğu malzemeyi kullanarak hem<br />

bize özgü sanat eserleri vücuda getirmiş oluruz hem de evrensele ulaşmanın ilk adımı olan yerli<br />

olmayı başarırız. Böylece, edebi mirasımız içinde geleceğe taşınan kültürel değerlerimizi de<br />

yaşatmış oluruz. Bu iş, kolay olmamakla birlikte nesillerin gayretli çalışmaları ile başarılı neticeler<br />

vereceğinden şüphe edilmemelidir.<br />

Bu bağlamda, evrensel sihir olgusunun en güçlü motiflerinden biri olan uçma motifi söz<br />

konusu edilebilir. Harry Potter serisinde de gördüğümüz, sihirbaz ve büyücülerin süpürgeye<br />

binerek uçmaları meşhurdur. Klasik Türk şiirinde onlarca beyitte cadıların süpürgeye binerek<br />

uçtukları bilgisine yer verilir. Ahmet Paşa’nın<br />

Görüp zülfü hayâlin kirpigimde<br />

Dedim cârûba binmiştir bu câdû (Ahmet Paşa Divanı, G256/3)<br />

beyti bunlardan sadece biridir. Mantıku’t-Tayr mesnevisinde ise “Anadolu'da sihir ateşini<br />

yakarak içine girdiğim zaman küpe binip Horasan'a varırım.” diyen bir cadı, küpe binerek uçtuğunu<br />

dile getirir:<br />

Rûm ilinde sihr odına çün girem<br />

Küpe binüben Horasan'a varam (Gülşehrî, Mantıku’t-Tayr/3587)<br />

Sihir ve büyü noktasında cadıların küpe binip uçmaları yerli bir unsurdur. Zira dilimizde<br />

“öfkesinden küplere binmek” deyimi cadıların öfkeyle küpe binip sihir yaptıkları ve uçtukları<br />

hakkındaki rivayete dayandırılır (Onay, 1996: 150; Karaman, 2015a: 464-465). Cadıların küpe<br />

binerek uçmaları, Lâmiî Çelebi’nin Ferhâd ile Şîrîn mesnevisinde,<br />

Eger kaynatsa çölmek taşa deryâ<br />

Binerse küpe uça tâ semâ-vâ (Lâmiî Çelebi, Ferhâd ile Şîrîn/6690)<br />

“(Cadı) büyü yaparak çömlek kaynatsa deniz taşar, küpe binerse göklere kadar uçar.”<br />

beytinde de dile getirilir. Çocuk ve gençlik edebiyatı yazarları evrensel olanla birlikte, belki<br />

ondan daha önce, yerli olanı ön plana çıkarabilirlerse bu, Türk kültürünün gelecek nesillerde<br />

layıkıyla bilinip işlenmesinde önemli bir adım olacaktır.<br />

Mistik geleneği çok iyi bilen Paulo Coelho, bizzat kendisi Simyacı’yı Mevlana’nın Mesnevi’sinde<br />

geçen kısa bir hikâyeden esinlenerek kurguladığını söyler (Karaman, 2015a: 17).<br />

Şeyh Galib, bugün dünyaca ünlü mesnevisi Hüsn ü Aşk’ı onlarca kez okuduğu Mesnevi’den<br />

aldığı ilhamla yazmıştır. Şair, bu etkiyi Hüsn ü Aşk’ta<br />

Esrârını Mesnevî’den aldım<br />

Çaldım velî mîrî malı çaldım (Şeyh Galib, Hüsn ü Aşk/2020)<br />

beytiyle açıkça ifade eder. Orhan Pamuk, postmodern bir anlatı olan Kara Kitap’ı Şeyh<br />

Galib’in Hüsn ü Aşk’ını örnek alarak kaleme almış, böylece Doğu mirasından faydalanarak çağa<br />

hitap eden eserler yazılabileceğini göstermiştir (Koçakoğlu, 2012: 176). Mevlana’nın Mesnevi’si,<br />

Şeyh Galib’in Hüsn ü Aşk’ı başta olmak üzere klasik Türk edebiyatında birçok eser günümüz<br />

yazarları için ilham verici olabilir. Bu konuda Mehmet Kaplan “Avrupalı sanatçılar yeni<br />

ilham kaynakları bulmak için kendilerine tamamıyla yabancı eski ve iptidai kavimlere giderken,<br />

biz neden kendi atalarımızın eserlerine sırt çevirelim? Bizler onların çocukları değil miyiz?<br />

Onları tanımak ve sevmek bize bir asalet, şeref ve derinlik duygusu kazandırır.” (Kaplan, 2013:<br />

47) demektedir.<br />

<strong>II</strong>. Uluslararası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Sempozyumu 97

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!