30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Türkiye’de üniversite eğitimi, farklı sosyal sınıflardan gelen erkekler için iyi kötü bir sosyal mobilite<br />

imkânı sağlamışsa da, üniversiteye devam eden kadınların çoğu erkeklere göre kentli üst ve orta üst<br />

sınıflardandır. Gülizar’ın da anılarında belirttiği gibi, Ankara Hukuk Fakültesi’ndeki az sayıdaki kız<br />

öğrencilerin çoğunluğu Ankara’nın prestijli okullarından gelmektedir ve bu durum da Gülizar için fark<br />

yaralarının daha da derinleşmesi demektir. Dahası, artık bir Kız Lisesi’nde değil, erkeklerin çoğunlukta<br />

olduğu bir “ordu”nun içindedir. Bu farkındalık ise, okul hayatındaki davranış ve kıyafet kalıplarında<br />

daha “maskülen” bir tarz benimsemesine neden olur:<br />

Benim kızım erkek gibidir, ordunun içine salsam tertemiz çıkar” diyen bir ana babanın<br />

elinde büyümüştüm. Şimdi bir ordunun içinde değildim ama ordu sayısında bir erkek<br />

topluluğu içindeydim, tertemiz çıkmalıydım. Dahası, herkese “erkek gibi bir kız” olduğumu<br />

göstermeliydim. O nedende, duruşumdan yürüyüşüme, bakışımdan davranışıma, oturup<br />

kalkışımdan konuşmama kadar erkeksi olmalıydım. 10<br />

Üniversiteyi bitiren Jülide Gülizar, 1954’te Ankara Radyosu’nun spikerlik sınavına başvurur ve<br />

sınavı kazanır. Kariyerinin başlangıcında, kendisini güçlü bir birey olarak hissederek şöyle der:<br />

Gece nöbetlerinde kendimi stüdyoda değil de, sekizinci bir renk ortamında, 13. ayın 5.<br />

mevsiminde yaşadığımı sanırdım. Ellerimde bu gecelerin ipini çekecek bir güç olduğunu<br />

düşünür, bu güçle her şeyi istediğim gibi değiştirebileceğimi sanırdım. Kadere ve zamana<br />

hükmetmek, bir kaşık suda kopan fırtınaları bir üflemeyle darmadağın etmek… Ve benzeri<br />

sıkıntılar kolayca üstesinden gelebileceğim oluşumlardı. 11<br />

Nitekim spikerlikteki başarılı kariyerini Ankara Kız Lisesi’ndeki arkadaşlarından yıllar sonra alınmış<br />

bir öç olarak niteler:<br />

Ağzımı açtığım anda, o deliklerin her biri kocaman kocaman mağara kapılarına dönüştü.<br />

İçleri kapkaranlık. Bütün dikkatimi toplayarak baktığımda, o karanlıkta Ankara Kız Lisesi<br />

öğrencilerinden oluşan bir kalabalık gördüm. Bu kez alay etmiyorlardı. Büyük bir heyecan<br />

içinde anonsumu bitirip dışarı çıktığımda, karşıdaki kontrol odasında beni izleyenler<br />

sordular. “Anonsa başlarken neden böyle ters ters bakıp, başını acayip bir şekilde salladın?<br />

Anonsu bitirdiğinde de yüzüne acayip bir gülümseme yayıldı.” Nedeni çok basitti.<br />

Mağaradakilere hava atmak istemiştim. 12<br />

Kadınlar için “özgürlüğe” açılan bir kapı olmasına karşın radyoevi, ataerkil otoritenin bütün ilişki<br />

ağlarıyla yeniden şekil bulduğu bir alandır. Çalışanları için bir “okul” işlevi gören Ankara Radyosu’nda,<br />

gençleri eğitenler çoğunlukla alanlarında deneyimli erkeklerdir. Bu adamlar, öğrencilerini sadece<br />

mesleki konularda eğitmekle kalmayarak, bir baba edasıyla koruyup kollar ve disipline ederler. Bu<br />

koruyup kollama güdüsü, özellikle radyoda çalışan genç kadınlar üzerinde kendini göstermektedir.<br />

Radyo evindeki ataerkil otorite kadınlar için mesleki açıdan önemli sıkıntılar da yaratmıştır. Örnek<br />

vermek gerekirse, erkek yöneticiler kadınları radyo dışında röportaj yapmaya göndermekten<br />

kaçınırlar. Yani radyo evi, kadın öğrencilerini mesleki gelişimleri için dışarıya göndermeyi reddeden<br />

otoriter erkek figürlerin denetimi altındadır. Ancak, kadınlar bu otoriteye her zaman koşulsuz boyun<br />

eğmezler ve “dışarıya gitme” hakkını ısrarları sonucu kazanırlar. 13<br />

Radyo evinin dışında ise kadınları başka bir meydan okuma beklemektedir. Fiziki görünümlerini<br />

çalıştıkları kurumun “saygın” imajına leke getirmeyecek şekilde düzenlemek zorundadırlar. Bu durum<br />

zaman zaman, kendi kendilerine “ama bu ben değilim” demelerine neden olmuştur:<br />

… Benim gönlüm naklen yayındaydı… Umutsuz bekleyişim sürerken, Scarlatti adında bir<br />

İtalyan hafif müzik orkestrası geldi Ankara’ya. Bugünkü Büyük Tiyatro sahnesinde bir<br />

konser verecekti ve bu konser radyodan naklen yayımlanacaktı. Radyo Müdürü Ümit Halil

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!