30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

topluma kabul ettirerek geleneksel kadınlardan örneğin kendi kazancı olmayan annelerinden<br />

farklılaşırlar. Üstelik seçtikleri alan olan yazı yaratısı, roman geleneksel olarak erkeğe ait bir alandır.<br />

Bunun da ötesinde romanın kurmaca dünyasından yine tarihsel olarak daha çok erkeğe özgü bir edebi<br />

tür sayılagelen otobiyografi ve hayat anlatısına yönelirlerdir. Nazan Aksoy, Kurgulanmış Benlikler:<br />

Otobiyografi, Kadın, Cumhuriyet isimli kitabının “Otobiyografi Tarihine Kısa Bir Bakış” bölümünde,<br />

otobiyografinin tarihsel olarak daha çok erkeklere özgü bir yazın türü olageldiğini, Batı dünyasının<br />

büyük adamlarının metinleri olduğunu vurgular. 1 Mitoloji çalışmalarıyla tanınan Joseph Campbell,<br />

Goddesses: Mysteries of the Feminine Divine (2013) isimli kitabının giriş bölümünde modern kadının<br />

ve onunla yaşamı paylaşacak erkeğin önünde hazır mitolojik modeller bulunmadığını, yeni mitlere<br />

ihtiyaç duyulduğunu ifade eder. 2 Agatha Christie ve Kerime Nadir de hem yaşamları ve hem de<br />

yaşamlarını metinleştirmeleriyle modern kadın mitine katkıda bulunurlar.<br />

Agatha Christie ve Kerime Nadir, modern 20. yüzyılın onlara sunduğu fırsatları değerlendirerek<br />

onlara kazanç getiren bir meslek sahibi olmuşlardır. Ancak endüstri devrimi ve modernite, toplumsal<br />

cinsiyet rollerinde önemli değişimler yaşanmasına olanak sağlamış olsa da bazı handikapları da<br />

beraberinde getirmiştir. Modernite geçişkenliklere direnç gösterir, sınırlar çeker, hayatı ısrarla ikilikler<br />

ve birbirini dışlayan zıtlıklar üzerinden açıklar: İyi‐kötü, güçlü‐zayıf, akıllı‐duygusal, maddi‐manevi,<br />

erkek‐kadın, kutsal bakire‐fahişe… Modernitenin bir başka handikabı da hiyerarşiyle kurduğu sıkı<br />

ilişkidir. İyi, güçlü, akıllı ve erkek olanın yeri daha üst basamaklardır. Zayıf, duygusal, akıl dışı, spiritüel<br />

olanın yeri aşağıdadır. Hiyerarşiye uymamanın ya da ikiliklere sığmamanın bedeli vardır. Agatha<br />

Christie örneğinde bu bedel toplum gözünde bir tür kadın dışılığa hapsolmak, Kerime Nadir örneğinde<br />

ise yine toplum gözünde belli bir tür kadınlığa hapsolmaktır. Bu durum her ikisini de hem yaşam<br />

pratiğinde hem de isimleri çevresinde oluşan ve içinde yaşadıkları toplumca kabul gören imgelerinde<br />

bütünlükten yoksun kılar. Hayatım ve Romancının Dünyası kitaplarında her ikisi de yaşamlarını<br />

yazarken stratejik olarak yaptıkları seçimler ile klişeleşmiş toplumsal cinsiyet rollerinin sınırlarının<br />

dışında kalan ve modernizmin birbirini dışlayan zıtlıklarına sığmayan varoluşlarına vurgu yaparlar.<br />

Agatha Christie otobiyografisini yazarlık kariyeri üzerine inşa etmemiştir. Baştan sona, duygusal<br />

deneyimleri üzerine kurgulamıştır. Kerime Nadir ise kitabını aşkları, duygusal ya da bedensel hayat<br />

deneyimleri üzerine kurgulamamıştır. Aklını kullanarak, sebatla sürdürdüğü kariyeri üzerine<br />

kurgulamıştır. Bu iki yazar kadın, okuyucularının gözden kaçırdığı ya da mevcut imgeleriyle<br />

bağdaştıramadığı bir yönlerini ön plana çıkararak erkekle aklı ve kariyeri, kadınla ise duygusallığı<br />

özdeşleştiren evrensel klişe anlayışı kırarlar.<br />

Hayatım ve Romacının Dünyası<br />

Agatha Christie otobiyografisini, kitabın sunum bölümünde yayıncının belirttiği üzere, 1950‐1965<br />

yılları arasında, toplam 15 yılda, ölümünden sonra yayınlanmak üzere yazmıştır. İlk basımı 1977’de,<br />

yazarın ölümünden bir yıl sonra, bıraktığı notlar derlenerek yapılmıştır. Agatha Christie<br />

otobiyografinin “çok ama çok muazzam bir kelime” olduğunu, “insanın tüm hayatını belli bir amaç<br />

uğruna incelemesini gerektirdiğini” vurgulayarak bu işin ağırlığına dikkat çeker. Kendisinin de hayat<br />

hikayesini yazma tutkusuna kapıldığını, isteğinin elini şöyle derinlere daldırıp bir avuç sıralanmış anıyı<br />

çekip çıkarmak olduğunu belirtir. 3 Metin boyunca tüm hayat evrelerinden, özel hayatına dair<br />

ayrıntılar vererek bahseder. Çocukluğu, aile büyükleri, flörtleri, eşleri, aile hayatları, aileyi etkileyen<br />

hastalıklar, ölümler, aile dostları, mali sarsıntılar, taşınmalar, oturduğu evler, evde çalışan aşçı, dadı<br />

ve hizmetçiler, ev tadilatı için ustalarla didişmesi, duvar kağıtları, anneliği, bebek bakımı, kızının genç<br />

kızlığı ve yetişkinliği, savaşların kendisini ve ailesini etkileyişi, seyahatleri otobiyografisinde genişçe<br />

yer alır. Ancak yazarın ortadan kayboluş hikayesi, yayıncının sunum bölümünde vurguladığı üzere, bu<br />

metinde yer almaz. 4 Agatha Christie özel hayatına dair en merak edilen bölümü kitabın dışında<br />

bırakmıştır. Otobiyografisi uzunca olsa da okurda hoş hisler bırakan, yer yer espirili, gündelik hayat<br />

ayrıntıları ile bezeli bir metindir. Ona dünya çapında ün getiren kompakt ve rasyonel polisiyelerin<br />

havasından uzak, sürükleyiciliği dert edinmeden rahat bir dille yazılmıştır. Agatha Christie tatmin<br />

edici, güzel bir hayat yaşadığını söyler, kendisine verilen onca sevgi için Tanrı’ya teşekkür ederek

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!