30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

özellikle de “ulusun babası” olarak Mustafa Kemal ve kızlar arasındaki gizli anlaşmaya göre, kızlar<br />

babalarının koruyuculuğu ve sponsorluğu altında kamusal hayata adım atarlar. Ancak, Gülizar ve<br />

Ağaoğlu’nun hikâyelerinde gördüğümüz gibi, bütün “Cumhuriyet kadınları” babalarıyla ilişkilerinde bu<br />

kadar şanslı olmamışlardır. Önemli bir kısmı, eğitimlerini sürdürmek için babalarına karşı bir<br />

mücadele vermek zorunda kalmışlardır. Öte yandan, sosyo‐kültürel hiyerarşinin görece üst<br />

katmanlarında yer alan ve kendileri de yüksekokul mezunu olan babalar kızlarının eğitimini<br />

desteklemeye daha eğilimli olmuşlardır. 18 Ülkü Giray’ın yaşam öyküsü de bu durumu doğrular<br />

niteliktedir.<br />

Cumhuriyet kızlarının evdeki ataerkil otoriteye karşı mücadelelerinde, ev içindeki emekleriyle ya<br />

da gerektiğinde eşleriyle kavga ederek en büyük destekçileri anneleri olmuştur. Ancak bu olgu,<br />

Kemalist babalar ve kızları arasındaki ilişkiye odaklanan feminist çalışmalarda ne yazık ki genellikle<br />

göz ardı edilir. Örneğin Ayşe Durakbaşa ve Nilüfer Göle, cumhuriyet döneminde Kemalist kadın<br />

kimliğinin oluşumunu tartışırlarken, “baba”nın rolünü vurgularlar, ancak “anne”nin bu süreçteki<br />

failliği hakkında neredeyse tamamen sessiz kalırlar. 19 Böylelikle bu çalışmalar, kadınların emeğini sırf<br />

ev içinde olduğu için görünmez kabul eden hakim söylemin de tuzağına düşmüş olurlar.<br />

Ağaoğlu ortaokuldan sonra Ankara Kız Lisesi’ne devam etmiştir. Liseden sonra ise, Ankara Dil Tarih<br />

Coğrafya Fakültesi’ne kaydolur. Ancak Gülizar’dan farklı olarak, üniversiteye kaydolduğunu<br />

babasından ve erkek kardeşlerinden saklar. Okul kayıt parasını ise gazetelere yazdığı yazılardan<br />

kazanır. Üniversiteden sonra, 1951 yılında bir ekonomik özgürlük fırsatı olarak gördüğü radyonun<br />

sınavlarına katılır ve kazanır. Ancak ilk etapta bu durumu da babasından ve erkek kardeşlerinden<br />

saklar. 20<br />

Radyoevinde Ağaoğlu’nun “baba” figürü Radyo Dairesi Müdürü Refik Ahmet Sevengil olur.<br />

Ağaoğlu Sevengil’i Çalıkuşu’ndaki Dr. Hayrullah karakterine benzetmiştir. 21<br />

Kapıyı vurup çıkamıyor, ortalıkta kendi kimliklerimizle dolanamıyorsak… daha bir sokak<br />

öteye gitmeden bütün erkeklerimizin üzerimize çullanacağından kimsenin kuşkusu<br />

bulunmadığı içindi. Ama işte Feride’nin gurbet ellerdeki yaşamı bize olmazın olurluğunu<br />

kanıtlıyordu… Âşıksak, âşık olduğumuz gençle, yalnız onunla bir yuva kurmak istiyorsak, o<br />

kapı da her şeye karşın hala ve hep açıktı. İşte Feride… sonunda sevdiği adama<br />

kavuşuyordu. Bu durumda ortada Doktor Hayrullah gibisinden babacan bir koruyucunun<br />

bulunması yeterliydi. Acaba benim Doktor Hayrullah’ım kim olabilirdi? … Feride’yle<br />

tanıştıktan hemen hemen sekiz yıl sonra onun… babacan koruyucusu yaşlı askeri doktora<br />

duyduğu derin saygı ve sevgi, kendi adıma tek kişide odaklaşmış olarak tecelli etti. Refik<br />

Ahmet Sevengil’e âşık olmuştum. Babam yaşındaydı, ama yüreği çoşkularla doluydu. Daha<br />

önemlisi, Refik Ahmet Bey, benim yazdıklarımla alay etmiyordu. Beni yüreklendiriyordu. O<br />

yıllarda buna öylesi gereksinim duyuyordum ki… 22<br />

Ağaoğlu yapımcı ve oyun yazarı olarak mesleki kimliğinin ailesinin erkek bireyleriyle ilişkisinde<br />

gerçekleştirdiği dönüşüm ve kendisinde yarattığı özgürleşme algısı hakkında şunları söylemiştir:<br />

Bazı güzel yaz akşamlarında Refik Ahmet Bey ve o sıralar Devlet Tiyatrosu Genel<br />

Müdürü Cevat Memduh Altar’ın sekreteri olan Sevim San’la buluşup Gençlik Parkı’ndaki<br />

Yelken Klubü’ne giderdik. Ben de erkek kardeşlerim gibi artık büyüdüğümü, kişiliğime ve<br />

özgürlüğüme kavuştuğumu kanıtlamak istercesine limon suyu bol bir votka<br />

ısmarlıyordum… Yazarlığım baba evinde, ‘resmiyet’ kazanmıştı. Nişanlılığım süresince ve<br />

evlendikten sonra evlilik evinde de kimse kalkıp gecelerce ışığımı söndürmedi artık. 23<br />

Ne var ki, bu kişisel özgürleşme hissi son derece kırılgandır. Çünkü “baba”nın otoritesine karşı<br />

koyuş süreci, başka bir “baba” figürünün himayesine geçişle sonuçlanmış gözükmektedir. Ancak yeni<br />

“baba” figürü kadınları belli sınırlar dahilinde kamusal alanda varlık kazanmaya teşvik etmektedir.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!