30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

OSMANLI HAREMİNİN EN ÇOK SEYAHAT EDEN KADINI:<br />

GÜLNUŞ SULTAN VE MİRASI<br />

Muzaffer ÖZGÜLEŞ *<br />

Evmenia adlı Giritli bir kız çocuğu, pek çok hemcinsiyle aynı talihi paylaşarak doğup büyüdüğü<br />

topraklardan ve ailesinden koparılıp bir köle olarak 1640’larda İstanbul’a getirilir. Osmanlı haremine<br />

cariye olarak girer ve IV. Mehmed’e Gülnuş adıyla sunulur. Ancak 1664’te Şehzade Mustafa’yı<br />

dünyaya getirince haseki unvanını kazanır ve padişahın gözdesi olur. IV. Mehmed onu hiç yanından<br />

ayırmaz, çıktığı seferlere ve meşhur av partilerine onu da beraberinde götürür, Balkanlar’da ve Doğu<br />

Avrupa’da birlikte yol alırlar. Öyle ki Gülnuş Sultan ikinci oğlu Şehzade Ahmed’i Hotin Seferi sırasında<br />

doğurur. Artık Osmanlı İmparatorluğu’nun en etkili kadın sultanlarından biri olma yolunda emin<br />

adımlarla ilerlemektedir. IV. Mehmed’in 1687’de tahttan indirilmesiyle 8 yıl saraydan uzak kalsa da<br />

1695’te oğlu II. Mustafa’nın tahta çıkışıyla gücü doruğuna ulaşır. Orduyla seferlere katılma kararlılığını<br />

valide sultanken de sürdürür, ta ki bu mevkide 20. yılını doldurduğu 1715’teki ölümüne dek…<br />

17. yüzyılın ikinci yarısıyla 18. yüzyılın başlarının, Osmanlı İmparatorluğu’nda siyasi, askeri ve<br />

ekonomik alanda çok önemli dönüşümlerin yaşandığı çalkantılı yıllar olması nedeniyle Gülnuş Sultan<br />

bir kat daha önem kazanmaktadır. Ancak genel olarak 17. yüzyıl, askeri başarısızlıklar ve ayaklanmalar<br />

nedeniyle Osmanlı tarihinde önemi gözden kaçırılan bir dönem olduğu için Gülnuş Sultan da bundan<br />

nasibini almış, şimdiye kadar hayatı ve yapılarına gereken önem verilmemiş, siyasete etkisi yok<br />

sayılmış ya da göz ardı edilmiştir. O nedenle bu makalede Gülnuş Sultan’ın hayatı, Osmanlı haremine<br />

dâhil oluşundan ölümüne dek ele alınırken bir Osmanlı harem üyesi için sıra dışı sayılabilecek katıldığı<br />

seferlere ve gezdiği yerlere özellikle değinilecektir. Bu sayede 18. yüzyılda Osmanlı’nın birçok alanda<br />

yaşadığı dönüşümlerin, bu aydın ve gezgin kadın sultan ve bıraktığı mirasla ilintisi değerlendirilecektir.<br />

Haseki sultanlık dönemi (1664‐1687)<br />

Önemleri genellikle bir şehzadeye bağlı olan Osmanlı harem kadınlarının varlıkları da ancak bir<br />

şehzade dünyaya getirdiklerinde, yani haseki olduklarında hissedilmeye başlanır. O ana dek sıradan<br />

bir cariye oldukları için, daha önceki yaşamları, adları, hareme getirilişleri bu nedenle genellikle<br />

önemsenmez. Koparılıp getirildikleri toprakları, kültürü ve kökenlerini unutmaları; Osmanlı’ya hizmet<br />

etmek zorunda olan bir köle olduklarını akıllarından çıkarmamaları beklenir. Doğurganlıkları ve<br />

hanedanın devamlılığını sağlamaları ölçüsünde değer kazanırlar. Osmanlı tarihçileri onları ancak bunu<br />

sağladıklarında, eşleri ya da oğulları üzerinden yazmaya başlar.<br />

Gülnuş Sultan için de bu durum geçerlidir. Yerleşik anlatıya göre Gülnuş Sultan, 1646’da Girit’teki<br />

Resmo’nun (Rethymno) Deli Hüseyin Paşa tarafından fethedilmesinden sonra buradan getirilen<br />

tutsaklardan biridir ve güzelliği nedeniyle saraya hediye edilmiştir. 1 Alderson’a –ve onu kaynak olarak<br />

gösteren pek çok yazara– göre Resmolu Rum Verzizzi ailesindendir. 2 Az sayıda da olsa, Venedikli bir<br />

İtalyan olduğunu iddia edenler de vardır. 3 1642 doğumlu IV. Mehmed’ten daha büyük olamayacağını<br />

varsayarak, doğum tarihini 1642, 1643 veya 1644 olarak öngören kaynaklar mevcuttur. 4<br />

Gülnuş Sultan’ın kökeni hakkında başka bir öneriyi, ikincil Osmanlı kaynaklarının dışında kalan<br />

Avrupa kaynaklarını, Gülnuş Sultan’ın betimlendiği dönem gravürlerini ve bir halk şarkısını ele alan<br />

Manusakas dile getirmektedir. 1682‐84 arası Venedik Balyosu olarak görev yapan Giovanini Batista<br />

Donado’nun Ağustos 1684’te Venedik Senatosuna sunduğu rapordan aktaran yazar, onun Girit’teki iki<br />

*<br />

University of Oxford, The Khalili Research Centre, Barakat Trust Post Doctoral Research Fellow. Bu<br />

makalenin <strong>sempozyum</strong>daki sunumu, Turkish Cultural Foundation tarafından sağlanan destekle<br />

gerçekleşmiştir. Makalenin içeriğindeki ifadeler tümüyle yazara aittir ve hiçbir şekilde Turkish Cultural<br />

Foundation’ın görüşlerini yansıtmamaktadır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!