30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ayrıntılı bilgiler edinmek mümkün olamamıştır. ‡ Türk Petrol Vakfına bıraktığı kütüphanesindeki notları<br />

arasında bulunan eski yazıyla yazılmış iki defter, bu alandaki eksiklikleri giderecek niteliktedir.<br />

Kendisinin bahsetmediği ve muhtemelen yayımlamayı düşünmediği günlüklerin bulunup<br />

yayımlanması ile bu önemli araştırmacının yaşamına dair ayrıntılar da gün yüzüne çıkmıştır<br />

20 Ağustos 1967 tarihli yazı ile başlayan ilk defter, 27 Ekim 1982’de Fevziye A. Tansel’in ablasının<br />

vefat haberini almasıyla sona erer. Bu olaydan sonra uzun süre kendinde yazma gücü bulamadığını<br />

belirten Tansel, aldığı küçük notları genişleterek ikinci bir defter tutmaya başlar. Geriye doğru yazma<br />

işi 30 Ekim 1983’e kadar sürer ve bu tarihten 31 Aralık 1985’e kadar neredeyse günü gününe devam<br />

eder. Kitap hâline getirilirken günlüklerdeki sıra esas alınmış, ancak kronolojik olarak farklı yerlerde<br />

olanlar tarih sırasına konmuştur. Buna göre kitaptaki kronoloji, tespit edilen en eski kayıt olan 4<br />

Ağustos 1962 ile 31 Aralık 1985 arasındadır (Demir 2013: 209). Günlüklerin başına eklenen “Muhtasar<br />

Şecere”de Tansel, anne ve babasının aile köklerini ayrıntılı bir şekilde açıklar. Doğum tarihini ve yerini<br />

belirtir: 10 Şubat 1327/ 5 Safer 1330/ 23 Şubat 1912’de babasının görevli olarak atandığı Muş’ta<br />

doğmuştur. Önce annesinin daha sonra da babasının vefatından sonra üç ablasıyla babasının son<br />

görev yeri olan Elazığ’dan (günlüklerde “Elaziz” olarak geçer) İstanbul’a gelerek halasına bitişik Atik Ali<br />

Paşa’daki evlerine yerleşmişlerdir (Berktaş‐Yıldırım 2011: 11‐12). Bu kısa şecere, Fevziye A. Tansel’in<br />

kendini tanıtma isteğinden ziyade unutulma ihtimaline karşı ayrıntılarıyla soy ağacını çıkarma, kendi<br />

doğum tarihini, anne ve babasının ölüm tarihlerini saatleriyle tam olarak kaydetme gayretiyle<br />

yazılmıştır. Tansel, bu konuda çok titizdir. Tarihlere, yerlere, adreslere ve telefon numaralarına çok<br />

önem vermekte ve bunları mutlaka kaydetmektedir.<br />

“Muhtasar Şecere”de kısaca anlatılan Elazığ’dan İstanbul’a geliş onun yaşamındaki önemli kırılma<br />

noktalarından biridir. Tansel, Şaziye ablasının bu yolculuk esnasında yazdığı ve Hatıra‐i Mâzî başlığını<br />

koyduğu küçük defterdeki bilgileri, günün birinde kaybolur düşüncesiyle, günlüğüne aktarır. 6 Mayıs<br />

1337’de (1921) Elazığ’dan başlayan dört kız kardeşin (Şaziye, Aliye, Zekiye, Fevziye) meşakkatli<br />

yolculuğu, bir buçuk ay sonra 22 Temmuz 1337’de İstanbul’da son bulmuştur (50).<br />

Talât S. Halman, günlüklerin genellikle yalnız yaşayanların başvurduğu bir tür olduğunu belirtir<br />

(Halman 1962: 438). Suut Kemal Yetkin ise günlüğü “yazarın kendi kendisi ile alçak sesle konuşması”<br />

olarak niteler (Yetkin 1962: 432). Bu iki tespitin Fevziye A. Tansel için geçerli olduğunu söylemek<br />

mümkün. Çünkü Tansel, yalnız yaşamayı bilinçli olarak seçmiş; yaşadıklarını, duygularını ve planlarını<br />

günlük tutarak yani yazarak değerlendirmiştir. Diğer bir deyişle günlükler, yalnızca günü gününe<br />

tutulmuş, duygu ve düşünce anlatan ifadeler olmaktan çıkmış; meraklı okura, onun kişiliğinin<br />

bilinmeyen yönlerini tespit etme fırsatı vermiştir. 1962‐1985 arasındaki toplumsal gelişmelerle<br />

birlikte akademik yaşama dair bilgi ve değerlendirmeleri de içeren günlüklerden Fevziye A. Tansel’in<br />

hayata bakışı ve kişiliğine dair tespitlerimiz, bir anlamda yaşam öyküsünün ana hatları, şu başlıklar<br />

altında toplanabilir:<br />

Çalışma disiplini ve bilim ahlakı<br />

Günlüklerin neredeyse her satırında Fevziye A. Tansel’in çok çalışkan ve titiz bir araştırmacı olduğu<br />

görülmektedir. Karşımızda; yeni çalışmalar için kütüphanelerden sürekli kaynak toplayan, gittiği her<br />

bilimsel toplantıda özgün bir tebliğ sunmaya çalışan, yayımlanacak eserlerinin tekrar tekrar tashihini<br />

yapan bir bilim insanı durmaktadır. Hayat felsefesini özetleyen cümleyi, doktorunun verdiği ilaçlardan<br />

bahsederken söylemiştir. Bu ilaçlar arasında yer alan sakinleştiriciyi “pek nadir, lüzum hissederse”<br />

kullanacağını belirtir ve nedenini şöyle açıklar: “Çünkü benim en kuvvetli bir müsekkinim var:<br />

Çalışmak...” (Berktaş‐Yıldırım 2011: 344)<br />

Tansel için çalışmak ve üretmek, üzüntülerine katlanabilmenin de bir yoludur. Hocası Fuat<br />

Köprülü’nün sağlık durumu ile ilgili haberler karşısında “Çok çok üzgünüm. Ağlamamak için, kendimi<br />

bırakmamak için, İlâhiyat Fakültesi Mecmuası’na Mehmed Nazım Paşa hakkında bir makale yazmaya

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!