30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olarak görüldü (Kollontai, 2000:33‐35). Sonuçta Marksizm’e göre ekonomik yapı değişmediği sürece<br />

toplumsal cinsiyet eşitsizliği de devam edecektir. İşlevselci yaklaşıma göre ise, ilkel toplumlardan<br />

başlayarak süre gelen bir rol farklılaşması vardır. Kadın aile kurumu için ev içindeki fonksiyonları<br />

yerine getirir. Erkek ise ekonomik geçim için gerekli fonksiyonu yerine getirir. Bu roller işlevselcilere<br />

göre iş bölümünün bir gerekçesidir. Aile kurumunun devamlılığı açısından ise oldukça önemlidir.Son<br />

olarak Etkileşimciler, cinsiyet rollerinin kimlik duygusundan türediğini belirtmişlerdir. Onlar cinsel<br />

kimliğin çocukluğun ilk yıllarında ebeveynler, yaşıtlar, öğretmenler ve medya gibi araçlarla etkileşim<br />

sonucunda geliştiğini ileri sürerler. Etkileşimciler, kadınlara yönelik ayırımcılığın ve önyargının<br />

sosyalleşmedeki farklılıklardan ortaya çıktığına işaret ederler (Coleman ve diğ., aktaran Demirbilek<br />

2007).<br />

Biyolojik, psikolojik ve sosyolojik kuramların hepsi toplumsal cinsiyete sorunsal ya da işlevsel<br />

olarak bir anlam yükler ve buna göre değerlendirme yapar. İster sorunsal ister işlevsel olsun<br />

toplumsal cinsiyet dönemin konjonktürel yapısına bağlı olarak değişir ve bu değişim nedeniyle bu<br />

kavram temelinde kuşaklar arasında farklılıklar gözlemlenir. Bu nedenle bu çalışmanın amacı,<br />

toplumsal cinsiyet rolleri algısının farklı kuşaklara göre değişim gösterip göstermediğini incelemektir.<br />

Yaşlı, orta yaşlı ve genç kadınlar arasındaki algı farklıklarının neler olduğunu, kadın ve erkek rolleri<br />

algısındaki, cinsiyet eşitliği konusundaki görüşlerinin nasıl farklılık gösterdiğini açıklamak bu<br />

çalışmanın temel odak noktasıdır. Araştırmanın temel amacı ve odak noktası göz önünde<br />

bulundurularak şu alt araştırma sorularına cevap aranmıştır: (a) Cinsiyet rollerindeki farklılıklar<br />

kadınların günlük faaliyetlerini ne şekilde etkiler?, (b) farklı kuşaklardaki kadınların cinsiyet eşitliği<br />

algıları da farklılık gösterir mi?, (c) aynı kuşaktan gelen kadınların cinsiyet rolleri algıları benzerlik<br />

gösterir mi?, (d) hangi cinsiyet rolleri algıları kuşaktan kuşağa transfer olmayı sürdürmektedir?, (e)<br />

hangi cinsiyet rolleri algıları kuşaktan kuşağa aktarılmamıştır?<br />

Yukarıda belirtilen amaçlara yönelik gerçekleştirilen bir araştırmanın cinsiyet sosyolojisine katkı<br />

sağlayacağı düşünülmüştür. Çünkü cinsiyet rolleri algılarındaki değişme ve ilerleme toplumsal cinsiyet<br />

eşitsizliğine yönelik bilimsel çalışmaların, uygulamaların ve toplumsal değişimin yönlendirilmesi için<br />

önemlidir. Ayrıca değişimin hangi noktada durduğunu bilmek, cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmaya<br />

yönelik geliştirilecek politika, program ve projelere destek sağlayabilir. Bu nedenler açısından söz<br />

konusu araştırmanın önemli olduğu düşünülmüştür.<br />

Araştırma yöntemi<br />

Bu araştırmanın yöntemi nitel araştırma desenidir. Bu araştırmanın amaçlarına ulaşmak için nitel<br />

araştırma desenlerinden derinlemesine görüşme tekniği kullanılarak veri toplanmıştır. Araştırmanın<br />

evrenini Ankara ili içerisindeki 20 yaş ve üzeri kadınlar oluşturmaktadır. Örneklem seçiminde<br />

raslantısal, amaçlı ve kartopu örnekleme teknikleri aynı zamanda kullanılmıştır. Bu araştırma<br />

amaçlarını ulaşmak için üç kuşak kadın ile görüşme yapılması gerekmektedir ve üç kuşak kadın tanımı<br />

şu şekilde yapılmıştır; 60 yaş ve üzeri birinci kuşak, 40‐59 yaş dilimi ikinci kuşak ve 20‐39 yaş ise<br />

üçüncü kuşaktır. Araştırmanın örneklemini her kuşaktan 7 kadın olmak üzere 21 kadın<br />

oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak iki araç kullanılmıştır. İlk olarak katılımcıların demografik<br />

bilgilerinin toplandığı Katılımcı Bilgi Formu ve ikinci olarak derinlemesine görüşme için hazırlanmış<br />

soruların bulunduğu formdur. Derinlemesine görüşme için alan yazından altı ana tema olduğu<br />

belirlenmiştir. Bu ana temalar şunlardır: (a) Çalışma hayatı ve eğitim, (b) aile içi iş bölümü, (c) cinsellik<br />

ve dış görünüm, (d) evlilik, (e) iktidar ilişkileri ve aile içi kararlar ve (f) kadına yönelik şiddet.<br />

Araştırmacı bu ana temaların belirlenmesine yönelik sorular hazırlamış ve hazırlanan sorular uzman<br />

görüşüne sunulmuştur.<br />

Bulgular<br />

Bu araştırmanın amaçları doğrultusunda gerçekleştirilen derinlemesine görüşme verileri üç aşama<br />

da raporlaştırılmıştır. İlk olarak kategoriler ve o kategoriden veri toplamak için sorulan derinlemesine

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!