30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bu hikâyede Sevguli’nin durumu kadar Keje’nin durumu da hüzünlüdür. Keje evleneli 20‐25 yıl<br />

geçmesine karşın, çocuk sahibi olamamıştır. Ataerkilliğin dikte ettirdiği ve kadını nesenleştirdiği bir<br />

durum söz konusudur: miras paylaşımı. Malın ve arazinin bölünmesi, toprağın Hasan’ın çocuğu<br />

olmazsa kendi aileleri dışına gideceği kaygısıyla, Keje’nin çocuk doğurması beklense de, bu<br />

gerçekleşemez. Sevguli’nin kaybettiği anneliğinin hikâyesinin, bir anlamda Keje’deki izdüşümü, onun<br />

anneliği “kazanma” arzusu ile ilgilidir. Keje’den değil ama, köy kadınları arasında bir rivayet olarak<br />

dinlediğimiz hikâyede Keje’nin göğüslerinin Sevguli çocuk doğurunca süt ile dolduğu ve çocukları<br />

emzirdiği rivayet edilmektedir. Yani o kadar fazla çocuk sahibi olmayı istemiştir ki Keje, empatik<br />

olarak göğüsleri sütle dolmuşur. Tıbben böyle bir durumun mümkün olup olmamasından çok,<br />

kadınların “anneliğe” ait bir sembolü Keje’ye atfetmelerinin de önemli bir nokta olduğunu ve bu<br />

sembol ile birlikte Keje’nin de aslında “sembolik” olarak “anneliğine” kavuştuğu, en azından anlatı<br />

düzleminde bu şansı yakalayabildiğini görüyoruz.<br />

Kumalık hikâyesinde Sevguli’ninki kadar, Keje’nin de hüznü vardır. Onun hüznü ise, kendisine<br />

“eksik” hissettirilen anneliği ile ilgilidir. Keje Sevguli’nin çocuk doğurmak için geldiğini bilir ve bunun<br />

için Hasan’a kızgındır; ona küfür eder. Öte yanda Sevguli, Keje’nin anne olamamasını her çocuk<br />

doğurduğunda hatırlatmaktadır. Belki de Keje’nin gerçek kızgınlığının sebebi de budur. Ama Hasan<br />

durumdan memnundur ve şöyle der: “Bana küfür etme. Sen demedin mi evlen? Bu evliliği sen yaptın.<br />

[beni sen evlendirdin]” Öte yanda Sevguli ikinci evliliğini şöyle anlatır:<br />

Kayınbiraderim Hüseyin’in oğlu Halit doğunca, Keje ve Hasan demişler ki, “Halit’i bize<br />

evlatlık verin. Zaten yan yana oturuyoruz. Bütün arazimiz ve mal varlığımız onun olsun.<br />

Kaynım Hüseyin de “zaten siz öldükten sonra tek varis benim, arazi zaten bizim olacak,<br />

çocuğumuzu vermiyoruz,” demiş. Kocasının evlenmesine çok karşı olan Keje bu konuşmaya<br />

çok kızmış ve demiş ki: “Gerekirse kocamı ben evlendireceğim. Yeter ki arazi size<br />

kalmasın.” Böylece, Keje köy kadınlarına da Hasan için kadın arasınlar diye haber salmış.<br />

Sevguli, hikâyesinin bu kısmında kuma gelme sebebini de açıklamaktadır. Burada kumayı kabul<br />

eden Hasan’ın ilk karısı olan Keje’nin yaptığı seçimin nedeni ön plana çıkmaktadır. Kuma, sadece<br />

çocuk doğrumak ve soyu devam ettirmek için gelecektir. Evlilikler sevgi ya da aşk temelli değil,<br />

üreme, soyun devamı ve mal paylaşımı ile ilgildir ve kadınlar da bu amaç için sadece birer araçtır.<br />

Sevguli de bu süreçte genellikle “nesne” iken gücü ele almakta ve anlatmaya başladığında kendi<br />

öznelliğine kavuşmaktadır.<br />

Varto’da görüşmelerimiz sırasında Sevguli’nin hikâyesini bilen ve bizimle paylaşan köylü kadınlar<br />

ve erkekler, Keje’nin davranışını “asil” bir davranış olarak karşıladıklarını ve Keje gibi davranan<br />

kadınların toplumda saygınlığın arttığını düşündüklerini belirttiler. “Asil” olma durumu, sadece<br />

köylülerin değil, Sevguli’nin de altını çizdiği bir durumdur ve fedakârlık ve feragat ögelerini de<br />

içermektedir. Köyde anlatılan ve bilinen odur ki, Sevguli’nin çocuklarını manevi olarak kaybedeceği<br />

korkusuyla ruh sağlığı bozulur. Şifa aramak için ziyaretlere ve kutsal ocaklara götürülür. Köyde ise,<br />

Sevguli’nin anneliğinden feragat etmesi takdir edilerek anlatılmaktadır. Kadınların neredeyse o kadar<br />

çok şeyden fedakârlık etmeleri beklenmektedir ki, kendi hayatlarını bile “ataerkilliğe” feda<br />

etmektedirler. Sevguli, çocuklar doğunca ev içindeki konumunu ve yaşantısındaki değişiklikleri şu<br />

şekilde anlatmaktadır:<br />

Tabii, sonra çocuklar doğunca, Keje beni çok sevdi. Çocuklara hep o baktı ve büyüttü.<br />

Çocuklarım ona “anne” diyorlar ve bana da Sevguli diyorlar. Ben çocuklarıma hiç birgün<br />

onların annesi olduğunu söylemedim. İlk iki çocuğum doğduğunda, çocukları Keje’nin<br />

çocukları olarak nüfusa kaydedildiler. Çünkü onun resmi nikahı vardı. Son doğan iki çocuğu<br />

da benim çocuğum olarak yazdılar. Sanki Hasan, Keje’den boşanıp benimle evlenmiş<br />

gibi... 10

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!