30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

onun kurumlarına da yönelik olması, sonraları Mısır demokrasisi için de önemli bir problem teşkil<br />

etmiştir. 12 Avrupa’da eğitim görmüş, servet sahibi, vatansever kişilerin bağımsızlık söylemleriyle<br />

iktidara gelmeleri ve fakat ardından fazla liberal davranmaları halk nezdinde antipati uyandırmıştır.<br />

Milliyetçiliğin ve ulus devletlerin popülerliğinin dünya çapında artmış olması, Mısır toplumunda da<br />

bir uyanış sağlamıştır. Bağımsızlık söylemlerinin milliyetçi tandansla ele alınması aynı dönemlerde<br />

büyüyen kadın hareketlerinin de bu alanda varlık göstermesine sebep olmuştur. Heterojen bir toplum<br />

yapısının olduğu Mısır’da, ortak söylemin milliyetçilik üzerinden yürütülüyor olması bir kimlik<br />

oluşturma mücadelesinin verildiğini göstermektedir. Feminist teorinin kodları Mısır’da<br />

farklılaştığından olsa gerek, milliyetçi ideoloji üzerinden okunan kadın hak ve özgürlükleri devrimsel<br />

nitelikte bir alan açmamıştır. Sömürgecilikten ve modernlikten korkan tüm doğu toplumlarında<br />

olduğu gibi Mısır’da da bu nedenle tamamen doğu normlarında bir toplum yaratılmak istenmiştir.<br />

Mısır’da feminist hareket Shaarawi’nin Roma Konferansı dönüşü sonrasında Nabawiyya Musa ile<br />

birlikte istasyonda peçelerini çıkarmasıyla somut olarak başlamıştır. Feminist hareketin bu şekilde<br />

ortaya çıkışı kimi yazarlarca geleneğe saldırı olarak yorumlanmıştır. 13 Ancak bu eylem ile birlikte<br />

Shaarawi, kadının kamusal alanda varlığını ispat etmiş ve bundan sonra kadının ve kadın bedeninin<br />

kamuya açık, erkek egemen yerlerde daha çok görüleceği mesajını vermiştir. Bu nedenle bu<br />

protestoyu İslami düzene ve onun kurallarına bir başkaldırı olarak okumak yanlış ve eksik olacaktır.<br />

Metnin altında, kadının aileye ve eve ait bir “nesne” olduğu algısının önüne geçilmek istendiği<br />

yatmaktadır.<br />

Milliyetçi söylemle yoğrulan feminist ideoloji, kadına yeni alanlar açmaktan ziyade yeni bir söylem<br />

üretiyormuş gibi kadını, milletin, ailenin, akrabalık ilişkilerinin devamını sağlayan “anne”, “bacı”, “eş”<br />

olarak nitelendirmiştir. Dolayısıyla kadınların gasp edilen hak ve özgürlüklerini elde etmeleri ve<br />

toplumsal cinsiyet ilişkilerini yeniden belirlemeleri hiç kolay olmamıştır. Shaarawi’nin istasyonda<br />

gerçekleştirdiği gösteri ile birlikte kadın hareketi önemli bir ivme kazanmışsa da toplumsal algıda<br />

herhangi bir değişiklik yaratmamış; kadınlar “öteki”leştirilmekten kurtulamamış, erkeklerin<br />

iktidarından sıyrılamamış ve en önemlisi de kendi kimliklerini oluşturamamışlardır. Aksu Bora<br />

feminizmin milliyetçilikle flörtünü yorumlarken, modernleşmenin bir “gelenekselden kopuş ve yeni<br />

bir dünya kurma” hikâyesinden çok, geleneğin ve “yeni”nin yeniden tanımlanırken yeni iktidar<br />

ilişkilerinin kurulup işler hale getirilmesi süreci olduğunu söyler. 14 Milliyetçi elitler tarafından<br />

yürütülen feminist hareket bu anlamda kısır kalmış, tabana inememiştir. Bu da Mısır kadın<br />

hareketinin en temel problematiğidir.<br />

Kadın hareketinin başarısı / Başarısızlığı ve sonuç<br />

Mısır’da Shaarawi tarafından gerçekleştirilen eylem, belleklerde sadık, munis, fedakâr, cefakâr,<br />

itaatkâr olarak yer etmiş olan kadın imgesini yerle bir etmiştir. Çizilen yeni kadın profili bu anlamda<br />

erkeklerle mutlak eşitlik talep eden ve gasp edilen haklarının iadesini isteyen güçlü, azimli, isyankâr,<br />

kültürlü ve ısrarcı kadınlardır. Bu protesto aynı zamanda sınıf farklılıklarına ve aristokrasinin mutlak<br />

kurallarına karşı bir başkaldırıdır. 15 Kaldı ki Shaarawi’nin bu eylemi birçok kadına da doğrudan etki<br />

etmekten uzaktır. 16 Dolayısıyla bunu İslami kural ve değerlere karşı bir başkaldırı olarak okumak yanlış<br />

olacaktır. Kuran’ın yeniden yorumlanması, Hz.Muhammed döneminde kadınların yaşantısının<br />

farklılığını iddia ederek, bugün kadınların eve kapatılmasının altında kimlik yitimi olduğu gibi iddiaları,<br />

yozlaşmış olan geleneklerin ve alışkanlıkların ataerkil düzenden kaynaklandığı tezini destekliyor ve<br />

bunların düzeltilmesi için kadının eğitim almasını şart koşuyordu.<br />

Shaarawi önderliğinde şahlanan Mısır kadın hareketinin yaygınlığı için ise pozitif bir bakış açısı<br />

takınmak doğru olmayacaktır. Zira dönemin koşulları ve Mısır’ın sosyo‐ekonomik durumu çok daha<br />

acil başka iyileştirmelerin yapılmasını gerekli kılmaktaydı. Toplumun çoğunluğunu oluşturan alt sınıf<br />

kentli ve köylüler için kadın haklarından başka ihtiyaçlar öncelikliydi. Ekonomik sıkıntılar, konut<br />

sorunu, topraksız köylüler, verimsiz topraklar, işsizlik genel ve kronik problemlerdi. Bu nedenle<br />

kadınların hak ve özgürlükleri tabir‐i caizse tabanı pek ilgilendirmiyor; dolayısıyla yapılan gösteriler<br />

üst‐ orta sınıf aristokrat kadınlar arasında kalıyordu. Kadın hareketinin milliyetçi söylem ile beraber<br />

yoğrulması teorik açıdan problemli bir alan teşkil ediyorsa da kapsayıcılığı ile tabana yayılmak için<br />

anahtar olarak kullanıldığını tahmin etmek zor değil. Mısır toplumunda özellikle alt sınıfların

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!