30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Benzer şekilde kişi gerçekte artık benlik öğretisi diye bir şey olamayacağını, Ben’ini kendi kendine<br />

belirleyemeyeceğini bilir. Bu da gösteriyor ki, Beauvoir’a göre eylemler, ancak başkalarının varlığıyla<br />

anlam kazanır. Çünkü yalnızca insan insana düşman olabilir, yalnızca o, eylemlerini, yaşamını anlamsız<br />

kılabilir, yalnızca insan insanı varoluşunda onaylayabilir, onun özgürlüğünü fiilen tanıyabilir. Her birey<br />

ötekilere bağlıdır ve ötekiler yüzünden başına gelen şey ancak kişinin kendisi aracılığıyla bir anlam<br />

kazanır. Ve özgürlüğün gerçeklik olabilmesi için açık bir geleceğe çıkması gerekir. Bu durumda kişiye<br />

geleceği açanlar, yarının dünyasını biçimlendirenler olarak geleceğini belirleyenler, toplumu paylaştığı<br />

insanlardır. 37 Bu nedenle Beauvoir Denemeler’de solipsizmi reddeder, alt yapısında boş bir narsizmin<br />

yer aldığı üçüncü romanı Tüm İnsanlar Ölümlüdür’de de “insan bütünüyle yalnız olduğu dünyada<br />

faydasız karşı çıkmalarının açık gerçekliğiyle felçli olacaktır, muhtemelen hayatta olmayı<br />

başaramayacaktır” diyerek bu düşüncesini sürdürür. 38 Bu reddediş aynı zamanda bir kabulü,<br />

ötekilerin özgürlüğünün kabulünü de beraberinde getirir: Kendi ifadeleriyle, “İnsanlar özgürdür ve<br />

ben dünyaya, bu yabancı özgürlükler arasına atılmış bulunuyorum. Üstelik onlarsız da<br />

edemiyorum.” 39 Böylece Beauvoir yukarıdaki örnekte olduğu üzere, eylemlerimizin şahit(ler)i olarak<br />

öteki’ye ihtiyaç duyduğumuzu ve eylemlerimizin ancak öteki aracılığıyla anlam kazanacağını güçlü bir<br />

şekilde bir kez daha vurgular. Çünkü kişi, ancak diğer insanlar aracılığıyla bir temel üzerine meydana<br />

getirilmiş dünyayı açığa çıkarabilir. 40<br />

Beauvoir, özgürlüğü tüm insani değerlerin temeli, insan davranışlarını haklı çıkaracak tek hedef<br />

olarak gösterir ve bu hedefi esas alarak ahlak için olumlu dayanaklar bulmaya çalışır. Buna göre bir<br />

eylem, kendisinin ve başkalarının özgürlüğünü kurtarmayı hedef alıyorsa iyidir. 41 Bu düşünceden<br />

hareketle Beauvoir başkalarının tutsaklığı ve zor durumda olmaları karşısında eyleminin amacı<br />

yapacağı ilkeler ortaya koyar. Denemeler’de kararlılıkla uyacağını belirttiği tüm bu ilkeleri şöyle ifade<br />

eder:<br />

Çağrılarımın boşlukta yitmemesi için yanımda beni duyacak, anlayacak kimselerin<br />

bulunması gerekir. Ayrıca, onların eşim, yaşıtım olması da gerekir. Aşağıya inemem, geriye<br />

dönemem; çünkü aşkınlığımın yarattığı hareket durmaksızın ileriye götürür beni. Ne var ki,<br />

geleceğe doğru da tek başıma yürüyemem; yoksa boşu boşuna taban teptiğim ıssız bir<br />

çölde kaybolup giderim. Kaybolmamak için, insanlara öyle durumlar sağlamalıyım ki,<br />

aşkınlığımı geride bırakabilsinler ya da onunla birlikte gelebilsinler. Bunun için bana yardım<br />

etmelerine ve aşma sırasında kendimi karmama elverişli bir özgürlükleri olmalıdır.<br />

Yoksullukla, hastalıkla, bilgisizlikle savaşarak özgürlüklerini tüketmemeleri için de sağlık,<br />

bilgi ve esenlikleri olmalıdır. 42<br />

Buradan da anlaşılacağı üzere Beauvoir’a göre eylemin amacı özgürlükse eğer, kendi özgürlüğünün<br />

başkalarının özgürlüğünü de gerektirdiği açıktır. Ancak bunu gerçek ahlak anlayabilir. Tek başına<br />

olmak ya da başkalarını umursamaksızın davranmak özgürlük değildir ve hiçbir eylem, o eylemin<br />

başkaları açısından yaratacağı sonuçlar hesaba katılmaksızın değerlendirilemez. 43 Dolayısıyla,<br />

eylemimiz başkalarının eylemlerine gölge düşürüyor, zarar veriyorsa gerçek anlamda özgür değilizdir.<br />

Sonuç olarak Beauvoir, kendi‐öteki’ye ilişkin ilk dönem düşüncelerinde başkalarının özgürlüğünü<br />

cesaretlendirmekten kaçınsa da artık eylemlerimizin ötekiler olmaksızın yararsız ve saçma olacağının<br />

farkındadır. Çünkü eylemlerimiz, eylemimizi kabul ya da reddetmeyi seçme hakkına sahip öteki<br />

özgürlükleri de gerekli kılmaktadır. Ancak kendileri de özgür olan ötekiler ile birlikte eylemlerimiz<br />

sonuca ulaşabilir ve sonlu kendiliklerimiz ile şimdinin sınırlarını aşarak geleceğe taşınabilir. 44 Öteki<br />

artık eylemlerimizi anlamlı kılan kişidir. Aynı zamanda Ben’i odak noktası olmaktan çıkararak Ben’de<br />

kendine (ötekiye) karşı sorumluluk duygusu uyandıran kişidir. Nitekim insan ancak böyle bir anlayışın<br />

yerleştiği, insanın insanın kurdu olmadığı bir dünyada mutlu olabilir, yaşamını anlamlı kılabilir.<br />

Ceylan ÇOŞKUNER<br />

Necmettin Erbakan University<br />

Philosophy Department<br />

ccoskuner@konya.edu.tr

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!