30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

olarak değişiklik gösterir. Anlatının neyi anlattığı sorusu bu aşamada önemli bir soru olarak ortaya<br />

çıkar. Deneyim anlatının içindedir ama anlatının deneyimden ibaret olduğunu söylemek olanaklı<br />

değildir. Çünkü tıpkı kitaplardan ve okuldan öğrendiğimiz geçmiş tarihsel olaylar ya da bize anlatılan<br />

çocukluk anılarımız gibi, deneyimlemediğimiz şeyler de anlatılar içinde bulunur. Öte yandan anlatısal<br />

ve deneyimsel olan bir arada öznelliğe dâhildir. İşte anlatılara dayanan sözlü tarihi ilginç ve özgün<br />

kılan budur. Anlatı geçmişin kendisini değil temsillerini sunar. Bu temsiller tarihsel, toplumsal ya da<br />

kişisel biçimlerde farklılaşmış ya da farklı düzeylerde bir arada bulunabilir. Kadın otobiyografilerinin<br />

erkek otobiyografileriyle karşılaştırıldığında tipik olarak konusuz, temasız ya da odaksız olduğu<br />

vurgulanır. 7 Bu durum kadın deneyimlerine tutulmuş bir ayna olarak kadın anlatılarının ontolojik<br />

farklılığından kaynaklanmaz. Dahası toplumsal cinsiyete dayanarak yapılan bu türden genellemelerin<br />

tüm kadınlar ya da tüm erkekler için geçerli anlatısal biçimlere karşılık gelmeyebileceği hesaba<br />

katılmalıdır. Örneğin Cumhuriyetin öncü kadınlarının anlatıları epik nitelikleri nedeniyle erkek<br />

anlatılarıyla ortaklıklar taşısa da görünür kıldığı deneyim alanının kadınların modernleşmesinin<br />

tarihsel ve toplumsal çerçevesini oluşturması nedeniyle kolayca uyarlanabilecek her türlü<br />

genellemeyi aşar. 8 Dolayısıyla anlatıların toplumsal iktidar ilişkileri içinden çıktığını bir kez daha<br />

vurgulamak istiyorum. Üstelik epik anlatı biçimlerinin toplumsal iktidar ilişkilerinin daha kapsamlı bir<br />

kavranışı içinden ortaya çıktığını da akılda tutmak gerekir. Gerçekleştirdiğim görüşmelerde aktarılan<br />

anlatılardan biri olan böylesi bir örnek olarak Semra Özal’ın anlatısı doğrudan ifade biçimlerinin altını<br />

çizdiği bağımsız bir kadın sözünü kurmaya yönelik özgün vurgusunun yanı sıra, epik niteliklerinin de<br />

neredeyse mitik bir geçmiş yaratmaya varan oldukça baskın bir tonda öne çıktığı bir anlatıdır. Her<br />

hâlükârda bellek geçmiş olayların pasif istifi değil, aktif bir anlam yaratma süreci, yani bizzat öznelliğin<br />

iş başında olduğu bir yerse, anlatıların gerçeklikten farklı biçimler alması, gerçeğin gizlenmesi ya da<br />

değiştirilmesi sözlü tarihçilere göre deneyimin değersizleştiği değil belirginleştiği bir noktaya ışık<br />

tutar. 9<br />

Feminist bakış açısı feminist bilginin zorunlu ve meşru zemini olarak kadınların deneyimine<br />

ayrıcalık verir. Feminist bakış açısı teorisinin en güçlü ve geçerli yanını oluşturan bu<br />

kavramsallaştırmanın aynı zamanda en çok eleştirilen ve teorinin en zayıf kalan yanı olması<br />

şaşırtıcıdır. Kadınların ezilme deneyimi cinsiyete dayalı iktidar ilişkilerini anlamak ve dönüştürmek için<br />

hareket noktası olarak kabul edilmiştir. Her ne kadar deneyim yerine farklı ve çoklu deneyimlere<br />

dikkat çeken çoğul bir ifade olan kadın deneyimleri kavramı tercih ediliyor olsa da bu<br />

kavramsallaştırma deneyimi nasıl anlamak gerektiği konusundaki sorunlardan kurtulamaz. 10<br />

Kadınların cinsiyete dayalı iktidar ilişkileri içinde tek deneyim biçiminin ezilme olmayabileceği, ya da<br />

ezme ve ezilme pratiklerinin basitçe erkek ve kadın cinsiyet kimliklerine denk düşmeyebileceği ya da<br />

cinsiyetin iktidarına direnmede kadınların tek başına olmayabileceği gibi eleştiriler bu sorunun bir<br />

yönünü oluştur. Daha güncel bir perspektiften feminist post yapısal kuramın alana yönelttiği<br />

eleştirilerin bir sonucu olarak kimlikler siyaseti böyle bir temele dayanır. Sorunun diğer tarafında<br />

deneyimi ilişkisel ve inşacı bir tarzda anlamaya yönelik çabaların yöneldiği deneyim sahibi özneler<br />

meselesi yer alır. Toplumsal cinsiyetin nesnel kategoriler içinde işleyen verili bir yapının ötesinde,<br />

toplumsal öznelerin eylemlilikleriyle kurulduğu kabul edildiğinde, belirli deneyimlere sahip belirli<br />

özneler yerine, deneyim yoluyla kurulan özne konumlarından, toplumsal öznelerden bahsetmek<br />

gerekir. 11 Türk modernleşmesinin cinsiyet rejimini anlamak için lider eşlerinin öznel deneyimlerine<br />

bakmak, ayrı ayrı hem yaşanan cinsiyet kimliği, hem atfedilen cinsiyet rolü hem de bu ikisi arasındaki<br />

bağlar bakımından modernleşmenin özgürleştirici olduğu kadar tahakküm edici sonuçlarını görmeyi<br />

sağlar. Bunu mümkün kılan modernleşmenin cinsiyet deneyimine bakmak ve bu deneyimin<br />

varsayımsal bir tanımını yapmak yerine kurumlar, zihniyetler ve pratikler yoluyla içini doldurmaya<br />

çalışmaktır. Araştırmamın bir parçası olarak Rahşan Ecevit’le gerçekleştirdiğim görüşmeler bunun<br />

çeşitli örneklerini sunması bakımından ilgi çekicidir. 1923 doğumlu olan Rahşan Ecevit’e<br />

Cumhuriyet’in ilk kuşağı olmak, başkent Ankara’da genç bir kız olarak yaşamı ve aile ilişkileri hakkında<br />

sorular sorduğumda Bülent Ecevit söze girmiş ve büyük şehirler ve Anadolu arasındaki farklardan,<br />

Ankara’nın Cumhuriyet Türkiye’sinin damgasını taşıyan, bozulmamış bir şehir olduğundan<br />

bahsetmeye başlamıştı. Rahşan Ecevit onun sözünü kesip:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!