30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

KİMLİK TARTIŞMASI EKSENİNDE MISIRLI BİR FEMİNİST: HUDA<br />

SHAARAWI<br />

Cansu ABACI *<br />

Etnik köken, din, kültür gibi konularda aynı kalıba sokulamayan Ortadoğu ülkelerinin ortaklıkları,<br />

paylaştıkları sömürge geçmişleridir. Bir zamanlar Batının arka bahçesi olan ülkelerin yönetimleri, dış<br />

politikaları ve iç siyasetleri bağlı oldukları devletler tarafından idare edilmiş; böylelikle sömürgecilik ve<br />

kültürel değerler oryantalist bir yaklaşımla kurumsallaştırılmıştır.<br />

Çalışmamın odak noktası olan Mısır da, bir Ortadoğu ülkesi olarak benzer bir geçmişe sahiptir.<br />

Birçok milletten insanı bünyesinde barındıran Doğu vilayetlerinin idaresi Osmanlı İmparatorluğu için<br />

de hiçbir zaman kolay olmamıştır. Bu nedenle en önem verilen eyalet olan Mısır’a, Mısır’ın içinden bir<br />

hidiv atamayı resmi bir politika haline getiren Osmanlı’nın aksine İngiltere, Doğu’ya hakim olmak, onu<br />

yeniden kurmak ve onun amiri olmak için 1 olsa gerek önemli mevkilere İngiliz idarecileri ya da kendi<br />

değerlerine yakın memurları atamış, Süveyş Kanalı gibi önemli ekonomik değerlerin işletme hakkını<br />

İngiliz şirketlere vermiş, batı değerlerini benimsemiş okullar açmıştır. Tüm bunlar zamanla ülkede<br />

kimlik problemini ortaya çıkarmış; dahası İngilizlerin baskıcı ve jakoben yaklaşımı Mısır halkının kendi<br />

topraklarında kendilerini misafir gibi hissetmelerine neden olmuştur.<br />

I. Dünya Savaşının akabinde İngilizler halk direnişleriyle karşılaşmaya başlamıştır. Bunda<br />

Kahire’deki Fransız hukuk fakültesinden mezun olmuş, kırsal kökenli ancak servetini ve sosyal<br />

statüsünü Avrupalılaşmış bir avukat ve yargıç olarak elde ettiği söylenen Saad Zaglul’un etkisi büyük<br />

olmuştur. Mısır’ın tam bağımsızlığını ilk defa dile getiren ve bunun için tüm ülkeyi dolaşan Zaglul,<br />

Mısır tarihinin en çok desteklenen siyasal partisi El Vafd Partisi’nin de kurucuları arasındadır.<br />

Mısır’ın tüm probleminin tam bağımsızlık, anayasa ve parlamento olduğunu savunan Zaglul ve<br />

arkadaşlarının sabırlı politikaları, 1922’de Mısır’ın tek taraflı bağımsızlığını ilan etmesiyle<br />

sonuçlanmıştır. Görüşmeler neticesinde İngiltere Mısır’ın tam bağımsızlığını değilse de meşrutiyet<br />

idealini desteklemiş ve böylelikle kendisine bağlı bir kralın varlığını koruma altına alarak Mısırlılara<br />

demokrasi oyunu oynamalarına izin vermiştir. Zira ne de olsa Doğu Batının kötü bir taklidi olmaktan<br />

öteye gidemeyecek ve Batı her halükarda daha zayıf olan Doğu üzerinde tahakküm sağlayacaktır. 2<br />

Böylelikle 1923 yılında anayasa ilan edilmiş ve 1924’te de ilk parlamento seçimleri gerçekleştirilmiştir.<br />

Bu, ülke tarihinde ilk defa Avrupa model alınarak bir parlamenter sistem oluşturmaya yönelik ilk<br />

adımdır.<br />

Halkın %90’ının oyunu alarak parlamentodaki sandalyelerin çoğuna sahip olan Vafd Partisi bir süre<br />

sonra baştaki popülerliğini yitirmeye başlamıştır. Parti kurucularının Avrupa’da eğitim almış şehirli<br />

politikacılardan oluşması, Mısır’da halk üzerinde etkin bir güce sahip olan yerel iktidarların<br />

parlamentoya etkilerinin sınırlılığı, demokratik örgütlenme içerisinde öz kimliklerini oluşturmak<br />

yerine otoriter eğilimler sergilenmesi, muhalif partilerin görüşlerinin önemsenmemesi,<br />

kadrolaşmanın artması Vafd’in zamanla halktan kopmasına neden olmuştur.<br />

Dini değerlerin ve yaşam tarzının inkâr edilemeyeceği Mısır’da Vafd yöneticilerinin Avrupa<br />

değerlerini güzellemeleri ve halka benimsetmeye çalışmaları, kimlik probleminin tartışılmaya<br />

açılmasından feminist hareketin sorgulanmasına kadar olan sancılı bir süreci başlatmıştır. Liderlerin<br />

rasyonel sebeplerle Avrupa uygarlığının İslami düzenden üstün olduğu inancını yerleştirmeye<br />

çalışmaları Mısır toplumun şiddetli bir sarsıntıya uğratmıştır. Darwinizmden, sosyalizme, feminizmden<br />

Freudizme kadar Avrupa kökenli fikirler, dönemin gazetelerinde yaygın bir şekilde yer almıştır. 3<br />

Bağımsızlığını kazandıktan sonra, Batıdan ve Batıyı temsil eden her türlü fikir, kurum ve<br />

değerlerden arınmak isteyen Mısırlılar, Avrupa’yı ifade eden her türlü ideolojiyi, akımı, hareketi<br />

şeytanlaştırmıştır. Bu nedenle halk, emperyalizmi değil ama batılı değerleri savunan ve zaman zaman<br />

İslami değerlerden de üstün tutan yönetime karşı temkini elden bırakmamıştır. Avrupa menşeli<br />

akımların Doğudaki etkisinin bu kadar kısır ve kontrollü olmasının temel sebebini de halkın bağımsızlık<br />

*<br />

İstanbul Esenyurt University, Department of Social Services

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!