30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Zühre öyküsünün Farsçasını okuduk. Bu iki öykünün Farsçasını çok iyi öğrendik. Ezbere<br />

biliyorduk. Oğuz Profesör Ritter ile özel olarak da çalışıyordu. Belirli günler O’nun evinde<br />

buluşup, Oğuz ile beraber özel olarak Kur’an‐ı Kerim’i baştan sona okudular ve<br />

anlamlandırdılar. Diğer bir deyişle hatim indirdiler. Bu derslerin sonunu kutlamak için<br />

Profesör Ritter, Oğuz’u ve beni evlerine bir akşam yemeğine davet etti. Uzun uzun sohbet<br />

ettik. Gece orada kalmamızı istedi ama biz kalmadık.”<br />

Profesör Fuat Köprülü Edebiyat Tarihi derslerine geliyordu. Kalbiye onun hakkındaki anılarını şöyle<br />

anlattı:<br />

“Derslerde yanlışlarını çıkardığı için, Fuat Köprülü Oğuz’u mimlemişti. Bu yüzden<br />

Köprülü Oğuz’a bir talebe olarak her türlü zorluğu çıkardı, engelledi. Köprülü Edebiyat<br />

Fakültesi dekanıydı. Niyazi Aksu dekan katibiydi. Niyazi Aksu daha sonra Türkan ile evlendi<br />

ve onun çalışmasına müsade etmedi. Zengindi. “Kadın çalışmaz. İhtiyacımız yok,”<br />

diyormuş. Niyazi Aksu, Köprülü’nün çantasını taşır, arkasında yürüyerek sınıfa kadar<br />

gelirdi. Bu derste edebiyat tarihinin eski Türkçesini okuduk. Çok ağırdı. Köprülü’nün kendi<br />

kitabı vardı, onu okuduk. Köprülü bu kitaba Asya’daki Türklerden başlamış. Göktürkler,<br />

Moğollar, Uygurlar ile başlamış. Göktürkler 8ci asır. Göktürklerin Gültekin Kaan anıtları var.<br />

Danimarkalı alim Thomson bu anıtlardaki kitabeyi okumuş, alfabeyi çözmüş.”<br />

“Fakültedeki Fransızca hocamız Profesör Roben idi. Roben Türkiye’yi çok severdi.<br />

‘Boğazda kayıkla giderken çatalla balık tutarsınız.’ derdi. Bütün sınıfa bağıra bağıra<br />

Fransızca şiir okutur ezberletirdi. ‘Çok okuyun’ derdi. ‘Anlamasanızda okuyun. Sonra bir<br />

gün anlamaya başlarsınız.’ Bize Perrault’un Le Petit Chaperon Rouge masalını da<br />

ezberletmişti.”<br />

Kalbiye bu masalı yıllar sonra çocukları olduğu zaman onlara Fransızca olarak ezberinden anlattı,<br />

onları eğlendirdi.<br />

“Felsefe Profesörü Hans Reichenbach kardeşim Ruhiye’nin hocası oldu. Kendisi Albert<br />

Einstein’in öğrencisi imiş. Bir de Leo Spitzer ve Erich Auerbach vardı. Alman flologdular.<br />

Romanoloji Bölümümdeydiler.”<br />

Kalbiye Ragıp Hulusi hakkındaki anılarını şöyle anlattı:<br />

“Ragıp Hulusi dil dersi veriyordu .Kendisi 18 dil biliyormuş. Bir gün Oğuz ile Galata<br />

Köprüsü’nün altından geçiyorduk. O zamanlar, köprünün altında dükkanlar vardı. Her<br />

türlü yiyecek satılıyordu. Ragıp Hulusi orada bir pastanede oturuyormuş. Ragıp Hulusi bizi<br />

görmüş, çağırdı. Bize ikram etti. Yedirdi, içirdi. Sohbet ettik.”<br />

Kalbiye Edebiyat Fakültesinden mezuniyetini şöyle anlattı:<br />

“Edebiyat Fakültesinden mezuniyet tezi olarak Prof. Dr. Fuat Köprülü, bana Fatih’in<br />

divanının “istinsah” ını verdi. Fatih divanı “Avni” mahlası ile yazmış: Divan‐ı Avni. İstihsah<br />

aynısını çıkarmak yazmak demek. O zamanlar fotokopi yok. Divan‐ı Avni Fatih<br />

Kütüphanesindeydi. El yazması bir kitap idi. Kitabı dışarı vermezlerdi. Fatih kütüphanesine<br />

gider, kimlik vererek kullanır, sonra kitabı iade eder kimliğimi alırdım. Sonra yine gidip yine<br />

isterdim. Divan‐ı Avni’nin aynısını çıkardım. Eski yazı ile yazdım. Arapça, Farsça kelimeler<br />

vardı. Bu nedenle çok zor okudum. Tamamını ben kütüphanede çıkardım. Eve vermezlerdi.<br />

Kütüphanede yazar yazar gelirdim. Güzel kağıtlara yazdım. Çok güzel el yazısı ile eski yazı<br />

olarak aynısını yazdım. Profesör Köprülü’ye teslim ettim. Tezimi İstanbul Üniversitesi<br />

kütüphanesine koydular, herkezin faylanması için.”<br />

Kalbiye sözlü mezuniyet sınavlarından “Edebiyat Tarihi” sınavını şöyle anlattı:

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!