30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

edilseler de bunlar mutlu sonla biten klasik aşk hikayelerinden değildir. Yayıncılar Christie’nin Mary<br />

Westmacott ismi altında farklı romanlar yazmasından nefret ederler ama Christie bu kitaplarının da<br />

basılmasında ısrarcıdır. 15 Absent in the Spring adını taşıyan, konusu da ayrıca dikkate değer olan Mary<br />

Westmacott imzalı romanı için Agatha Christie, otobiyografisinde özel bir vurgu yapar:<br />

(…) kısa bir süre sonra beni tamamen tatmin eden tek kitabımı yazdım. Bu yeni bir<br />

Mary Westmacott serüveniydi, aslında yazmayı hep istediğim ve konusu açık seçik<br />

kafamda olan bir romandı. Kendini çok iyi tanıdığını zanneden, ama çok da yanılmış olan<br />

bir kadının hikayesiydi. Kadının hareketleri, duyguları ve düşüncelerinin yardımıyla bu<br />

durum okurlara aktarılıyordu. Kadın sürekli olarak kendisiyle buluşuyor ama kendini<br />

tanıyamadığı için de giderek huzursuz oluyordu. (…) O kitabı tam üç günde yazdım. (…)<br />

Hiçbir zaman o kadar yorulduğumu hatırlamıyorum. (…) Budalaca kötü yazılmış hiç işe<br />

yaramaz bir kitap da olabilirdi. Ama dürüstlükle, samimiyetle, yani tam benim istediğim<br />

şekilde yazılmıştı. Bir yazara en fazla gurur ve zevk veren şey bu olmalı. 11<br />

Kadın dışılığa hapsolduğu Agatha Christie’likten kendini sıyırıp yazdığı roman bu kadının yazar<br />

olarak en gurur duyduğu eseridir. Agatha Christie’nin “görevi olmadan” yazdığı, basılması için ısrar<br />

ettiği ve yayıncısını çok endişelendiren bir başka kitabı da Come, Tell Me How You Live isimli, ikinci<br />

kocası ile yaptığı seyahatlerin anılarını yazdığı kitaptır. Bu kitabı, polisiyeler ile karışmaması için<br />

Agatha Christie Mollowan ismi ile yayınlatır. 15 Otobiyografisi de yine kendi deyişi ile Agatha<br />

Christie’nin “görevi olmadan” yazdığı kitaplarındandır 16 ve yine Agatha Christie algısının dar kalıpları<br />

içinde yazılmamıştır.<br />

Belli bir “kadın tarzına” hapsolmuş olan Kerime Nadir ise Ruh Gurbeti adlı eserini daha farklı bir<br />

edebi anlayışla yazdığını belirtir. Ciddi edebiyat çevresinden aldığı olumlu eleştiriye Romancının<br />

Dünyası’nda yer verir. 17 Haydutlar Hanındaki Kadın ile Dehşet Gecesi romanları ise Nadir’in ünlü<br />

olduğu aşk romanları kategorisinin dışında verdiği eserlerdir. 18 Dehşet Gecesi Türk edebiyatının<br />

gerilim türündeki ilk romanlarından sayılmaktadır. (Kaya Özkaracalar’ın Gotik isimli kitabının “Türk<br />

Edebiyatında Gotik” başlıklı bölümü ve Hürriyet Gösteri Dergisi’nde yayınlanan bir yazısı bu konuda<br />

aydınlatıcıdır. 19 ) Kerime Nadir, bu iki roman ile ilgili “kadın gibi yazmadığı” belirtilerek kutlandığını<br />

aktarır. Bu tepkileri iltifat olarak mı yoksa eleştiri olarak mı kabul edeceğine karar veremez. 18<br />

Agatha Christie ve Kerime Nadir meslek olarak yazarlığı sürdürebilmek için belli bir popüler edebi<br />

kategoriye hapsolmuştur. Sistem bu yazarların değişik türlerde kalemini bilemesine, belki de yeni<br />

melez türlerde derinleşmesine pek izin vermez. Bu durum elbette sadece kadın yazarlar için geçerli<br />

değildir. Ama bu tutumun Agatha Christie ve Kerime Nadir örneğinde doğurduğu sonuç: geçerli<br />

toplumsal cinsiyet kalıplarının bu kadınların kendisi tarafından, toplum gözünde tekrar tekrar<br />

meşrulaştırılmasıdır. Bu dar kalıpların gerekliliğinin ve gerçekçiliğinin sorgulanmaya başlanabilmesi<br />

için önemli olabilecek olgular, örneğin Agatha Christie’nin takma isimle yayınlattığı romanlar ya da<br />

Kerime Nadir’in toplumun dayattığı annelik ve eş rollerine yüz vermeyip ciddiyetle kariyerini<br />

sürdürmesi, yüksek edebiyatı hedefleyerek yazdıkları, ünlü olduğu kategorinin dışında kalan yapıtları<br />

görünmez olur ya da saklanır. Kadınların kendileri bile kendilerinden, yapabileceklerinden bihaber<br />

kalabilirler. Başka kadınlar için basamak, model teşkil edebilecek olgular silikleşebilir.<br />

Sonuç: Eksikten bütüne, yeni mitlere<br />

Kerime Nadir, “Aklı başında hiç kimse kişisel yaşamını başkalarının gözü önünde sergilemek<br />

yanılgısına düşmez” der. 6 Ama işte Agatha Christie otobiyografisinde tam da bunu yapar. Agatha<br />

Christie’nin “aklı başında” değil midir? Dünya çapında başarılı kariyerini neden vurgulamaz? Ya da<br />

onlarca popüler aşk romanı yazmış, Yeşilçam’ın en melodramatik senaryolarına imza atmış,<br />

eserleriyle aşk filmlerine kaynaklık etmiş bir Kerime Nadir kendi duygularından neden pek bahsetmez<br />

ya da bahsedemez? Neden aklını kanıtlaması gerekir?<br />

Joseph Campbell ile de çalışmış, Jung ekolünden gelen bir psikoterapist olan Maureen Murdock,<br />

The Heroine’s Journey – Woman’s Quest for Wholeness (1990) adlı eserinde kadının yaşam

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!