30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Feminist bakış açısı kuramına göre, araştırmacının kadın olarak konumlanışı, öteki<br />

kadınlardan bilgi edinmek ve onları anlamak için hayati önem taşır. Marksist teoriye<br />

yaslanan Nancy Hartsock (1987), kadının cinsiyetçi işbölümü ve genel olarak da cinsiyetçi<br />

ezme/ezilme içindeki konumu sayesinde, kadınların öteki kadınların hayatlarına<br />

araştırmacılar olarak daha güçlü içbakışlar yöneltebileceklerini savunmuştur.<br />

Görüşmecinin araştırma zeminine yönelik düşünümsellik bilinci olmalıdır. John Tosh’a göre 8<br />

(özne)nin yaşam anlatısı sürecinde iki tarafın da birbirinden etkilenmesi; diğer bir sorun ise bugünden<br />

geçmişe bakmanın dolaysız, saf bir bakış olmayacağının kabulüdür. Dona Harraway’in<br />

“konumlandırılmış bilgiler” kavramı feminist araştırma yöntemi açısından yol açıcıdır:<br />

Araştırmacının cinsiyetinin, sınıfının, ırkının ve milliyetinin çeşitli kategorilerini yansıtan<br />

‘bilinç haritalarını’ üreten ‘işaretlenmiş bilgiler’dir. Bunlar belirli bir konumu diğerine göre<br />

imtiyazlı hale getirmeksizin, her zaman bulunduğumuz yerin dinamiklerinin, bakış açımızı<br />

ve bilgi üretimini etkilediğini kabul ederek, bizim yer alışımızı (tarihsel, ulusal, nesle ilişkin)<br />

ve konumlanışımızı (ırk, toplumsal cinsiyet, sınıf, milliyet, cinsellik) yansıtırlar.<br />

Konumlanışımız sabit değil ilişkiseldir, ‘değerlerin yorumlandığı ve inşa edildiği<br />

gerçekliğimizi ve yeri oluşturan sürekli değişen bir bağlamdır. 9<br />

Bu yaklaşım araştırmacının kendi konumlanış zeminini sorgulamasının ötesinde diğeriyle ilişkiye<br />

geçmeden önce bunu yapmayı zorunlu kılar. Bu argümanları akılda tutarak yapılacak<br />

değerlendirmenin çok daha sağlıklı olacağı kuşku götürmez.<br />

Feminist araştırmacının kendi iç benliğini oluştururken birlikte çalıştığı kişilerle oluşturduğu dış<br />

gerçeklik bu gerçeklikle ilgili soruların artmasına beraber oluşturulan hikâyelerin/hikâyelerimizin<br />

çoğalmasına katkıda bulunur.<br />

Birlikte Çalışmak<br />

Kadınların birlikte iş yapması, üretmesi, paylaşımı için kadın olmalarının yetmediğini<br />

düşünüyorum. Kadın olmak başlı başına birçok iş yükünü barındırdığı için iki ya da daha çok kadın<br />

birlikte üretimde bulunduklarında bütün bu iş yükünün göz önünde bulundurulması zorunlu.<br />

Doğrudan doğruya patriyarkal sistemin özelliği olan iktidar, hiyerarşi, hegemonya gibi kavramların<br />

öncelikle bu ilişkilerde her an sorgulanması gerekiyor. Aksi takdirde içinde yaşadığımız ve de<br />

içselleştirdiğimiz sistemin tuzağına düşebiliriz. Lacan’a göre, “kadın oluş” kadının bir göstereni<br />

olmadığından özgürlüğünü kullanmak için bir artıdır (özgürlüktür). Bu özgürlüğün farkına varıp,<br />

ilişkilerimizin de sınırlarını zorlamak, sorgulamak, kendimizle ve karşımızdakiyle hesaplaşmak<br />

algılarımızın genişlemesine, kendimizi tanımamıza, benliğimizi oluşturmamıza yarar.<br />

Harding dediği gibi benim anne olmak, akademisyenlik ve belgeselci kimliklerim başlangıçta<br />

birbiriyle çelişiyordu ve kendimi bir hayli sorguluyordum. Hem benim için yepyeni bir durum olan<br />

anne olmaya alışmaya çalışıp hem de eski yaşantımı koruma mücadelem içinde en büyük desteği<br />

kadınlardan gördüm. Bu kadınlar başta annem olmak üzere, kadın arkadaşlarım ve annemin<br />

komşularıydı. Annem bebeğimin bakım işini komşularıyla birlikte paylaşırken kadın arkadaşlarım bana<br />

moral desteğinde bulundular 10 . Film yapma sürecinde sevgili arkadaşım Güliz hem bebekli olmanın<br />

getirdiği zorlukları, bocalamamı ve zamansızlığımı göz önünde bulundurmak hem de belgeselimizi<br />

düşünmek zorundaydı. Filmlerimizi yaparken de bol bol tartıştık, konuştuk, birbirimizi dinledik,<br />

birbirimizin dediklerini önemsedik, üzerinde düşündük. Birimizin motivasyonu azaldığında diğerimiz<br />

imdadına yetişti. Bu sürecin sonunda üç filmimiz oldu: “Kafesteki Kuş Gibiydik”, Bölge, Kadınlar<br />

Grevde. Ancak, emek piyasasında kadınların seslerini duyurabilsek de ‐ki evdeki cinsiyetçi<br />

işbölümünden çifte yükten söz etmişlerdi kadın işçiler‐ kadınların evde harcadıkları karşılıksız emeğe<br />

yeterince vurgu yapmamıştık. Bununla ilgili belgesel projemiz hâlâ beklese de Görünmeyen Emek

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!