30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sahnelerde, özellikle gazinolarda hem Batı dansları hem de göbek dansı ve türküler aynı sanatçı<br />

tarafından sergilenmeye 1940’lı yıllardan sonra da devam eder. Emine Adalet Hanım,1944 yılında<br />

Türkiye’ye döndükten sonra ilk olarak İstanbul’da Taksim Belediye Gazinosu’nda çalışır ama aynı anda<br />

4 gazinoda birden sahneye çıkmaktadır. Kristal Gazinosu’nda da çalışır. “ Sıra bana geldi. İspanyol<br />

danslarımı yaptım. Çok alkışlandım.Bir,iki tane de türkü söyleyecektim. Şalvarımı giydim.(…) Ben dans<br />

sanatçısı olduğum için (müzisyenler ) bana eşlik etmek istemiyorlardı. (…) İkinci kemancıya gittim.<br />

Rica ettim, kemanı istedim. (…) Önce bir taksim yaptım sonra da bildiğim şarkıları çalıp, söylemeye<br />

başladım. Gazino alkıştan yıkılıyordu”. Bu gelişmeye bağlı olarak , dönemin en ünlü müzisyenleri 28<br />

teker teker sahneye gelip , Emine Adalet Hanım’a eşlik etmeye başlarlar. O dönemlerde de hala Batı<br />

dansları , göbek dansı, türkü ve halk oyunlarının sahnede aynı anda yer almaya devam ettiğini Pee’nin<br />

anılarında da tespit edebiliyoruz.<br />

Dans erkek egemen bir aktivitedir ve dansözlük ise bir kadın mesleğidir…<br />

İnsanlar konuşarak anlaşmayı keşfetmeden önce hareketle anlaşıyordu ve tüm yaşadıklarını<br />

dansla anlatırken, doğa olayları ve insanın dünyaya gelişinin de bu dilinin içinde önemli bir yer tuttuğu<br />

söylenir. Doğa olaylarını beden hareketleriyle sembolize etmeye çalışan insanın; vücudunun özellikle<br />

kalça ve bel bölgesini kullandığı ifade edilir. Bu varsayımlar bazı dans tarihi araştırmacıları tarafından<br />

sorunlu gözükse de, Grau “ homo sapiens’in varlığından önce de, insanların kendilerini anlatmak ve<br />

iletişime geçmek için dans etmiş olabileceğini” vurgulamaktadır .” 29<br />

İnsanı dünyaya getiren kadındı; bu nedenle bu süreci anlatanlar da kadınlar oldu. Gebelik<br />

sürecinde yaşanan sancılar ve doğum sırasında kasılan, titreyen vücut; dansta yerini aldı. Orta Doğu<br />

coğrafyasında toprak genişletmek için yapılan savaşlar ve ticaret ise , Arabistan Yarımadası’nda<br />

ortaya çıkan oryantalin 30 dünyaya yayılmasını sağladı. Arap topraklarından Anadolu^ya ulaşan göbek<br />

dansı bir senteze ulaştı ve bu topraklar için vazgeçilmez danslardan biri durumuna geldi.<br />

Dans bedenin sanatsal bir biçimidir; bedenin de toplumsal cinsiyet farklılıklarının büyük oranda<br />

kaynaklandığı yer olduğu varsayılır. Ve kadının toplum içindeki varlığı üzerinde erkek denetimi<br />

oluşmaya başladığında , ilk denetim altına alınan kadın bedeni oldu.Göbek dansı ise diğer danslardan<br />

farklı bir kategoridedir. Adeta bir kimliktir. Bu kimlik kadınlar için bazen sapkın bir kimliğin adresi de<br />

olabilir.Dansta erkek bakışı net ve belirgindir ; göbek dansında ise iyice netleşir. 31<br />

Modern Batı kültüründe, seyreden ve seyredilen, gözlenen, gerçek cinsiyetlerine rağmen<br />

toplumsal olarak cinsiyetlendirilmiş durumdadır. Seyredilen (özellikle sahnede ) , pasif bir konumda,<br />

geleneksel olarak kadın konumundadır. Seyreden ise, gene gerçek cinsiyetinden azade bir durumda,<br />

sergilenen imaja bakan, hatta ona sahip olandır. Seyreden, geleneksel olarak erkek konumu olan<br />

iktidar konumundadır. Burada rahatlıkla bir “eril bakış”tan bahsedebiliriz. 32<br />

Anadolu turnelerinde kumpanyaların gösterilerini seyretmeye gelenler hep erkeklerdir. Seyirciler<br />

arasında Emine Adalet’e aşık olan çok sayıda erkek olur ve anlatılarında bu erkeklerle yaşadığı “flörtü”<br />

zaman zaman anlatır ya da bu anılar başkaları tarafından dillendirilir. Emine Adalet’e ilişkin bir hatıra<br />

da Ordu Palas anıları içersinde yer alır 33 .<br />

Türkiye’nin ilk çağdaş dansözü sayılan Emine Adalet Pee, Ordu Palas’ta raksederken,<br />

kentin gözde gençlerinden Mehmet Rıfat Bey’e vurulur. O Mehmet Rıfat Bey ki tamburi,<br />

ressam, öğretmen… Adalet Hanım, kentin bol paralı fındık tüccarlarına dönüp bakmamış<br />

ama Mehmet Rıfat Bey’in atölyesinden ayrılmaz olmuştur.(...) Ordu’da gün boyu Mehmet<br />

Rıfat’ın udunu, udundan sesine yankılanan şarkılarını dinlemiş, menevişli bakışlarının<br />

içinde yağmurlu Ordu günleri geçirmiştir. Ordu Palas’ın hemen hemen karşısına düşen<br />

atölyesinde Mehmet Rıfat ve Emine Adalet Pee, neler yaşamışlardır? Karşılıksız bir aşk

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!