30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Bütün bunların ‘kurgu’lanarak aktarılmaya çalışılması, “anlatılması” zihnî bir çabanın<br />

yanı sıra muhayyilenin; uçsuz bucaksız, serazat muhayyilenin desteğine de muhtaçtır.<br />

Burada karşımıza romanın ve romancının imkânları çıkmaktadır. 24<br />

Romancıya gerçeği değiştirme, kendi gerçeğini yaratma özgürlüğünü veren kurgusal yapıdır.<br />

Mehmet Tekin’e göre, “…romanı roman yapan yanı anlatım teknikleri…” 25 dir. Romancı özgürlüğünü<br />

anlatım tekniklerini kullanma becerisi ile birleştirdiğinde estetik bir eser ortaya koyabilir. Aksi<br />

takdirde “…roman anında bir tarih, bir psikoloji veya sosyoloji kitabına dönüşebilir.” 26<br />

İpek Çalışlar’ın Halide'nin yaşamındaki "pek çok olay, durum, eylem, düşünce, duygu, heyecan,<br />

olgu, heves, beklenti vs." nedeniyle realitenin tespitinden öteye geçtiği görülmektedir. Çalışlar,<br />

eserde yalnızca bir biyografi yazarı değil, âdeta düşünce, duygu ve deneyimlerinin canlı olduğu<br />

muhayyilesini öteleyemeyen bir romancıdır. Yazarın, Halide Edip’in hayatına her yönüyle hâkim<br />

olması elindeki malzemeyi biyografinin bilgi aktaran yapısından kurtarmış ve anlatım tekniklerinden<br />

yararlanarak eseri biyografik romana yaklaştırarak okura sunmuştur.<br />

İpek Çalışlar’ın eserin genelinde Halide Edip üzerinde edindiği bilgiyi anlatma yöntemiyle aktardığı<br />

görülür. “Anlatma yönteminde, anlatıcının mutlak egemenliği vardır ve anlatım sorunu, onun<br />

tasarrufu ile çözülür.” 27<br />

Halide 1906 yılında büyük bir ameliyat geçirdi ve altı ay yataktan kalkamadı. Sonunda<br />

onu iklimi İstanbul’dan daha yumuşak olan Beyrut’a götürmeye karar verdiler. Ama<br />

babasının görevi nedeniyle seyahat etmesi için sultanın izni gerekliydi. İzin alınamayınca<br />

çareyi Burgazada’da aradılar. 28<br />

Halide uzun saçlarını dibinden kesmişti. Sürgün bir kadının uzun saçlarla uğraşmaya<br />

fırsatı olmazdı. Haminnesinin çarşafına büründü. Kalın bir peçe takmıştı. Gerekli<br />

ihtiyaçlarını kıyafetine uygun bir bohçaya sarıp eline aldı. Çocuklara da, evden kaçarken<br />

giydirdikleri eski püskü kıyafetleri tekrar giydirdiler. 29<br />

Özgür ve bağımsız bir kadın olarak Halide, kadınlar dünyasına yönelmedi, değişimden<br />

yararlanıp erkeklerin dünyasına girdi. Günlük Tanin gazetesine yazdığı yazılarla ve<br />

romanlarıyla ciddi bir üne kavuşmuştu. Değişim yanlıları tarafından bir kadın önderi olarak<br />

teşvik ediliyordu. Önce Halide Salih imzasını değiştirdi, okul günlerindeki gibi Halide Edib<br />

oldu. 30<br />

“Gösterme yönteminin tipik uygulamaları, bir romanda yer alan diyalog parçalarıdır.” 31 Yazar,<br />

anlatıcı konumundan uzaklaştığı diyalog cümleleriyle biyografinin bilgi veren tekdüze anlatımını<br />

kırmış ve böylece Halide roman kahramanı gibi okuru etkisi altına almıştır. Örneğin, yazar, Salih<br />

Zeki’nin Halide’ye karşı nasıl bir tavır içerisinde olduğunu ikisi arasında geçen bir diyalogla gösterir.<br />

Halide’nin İngiliz Nation dergisine gönderdiği mektup nedeniyle dost olduğu MissFry<br />

İstanbul’a gelecekti. Salih Zeki, bu haberi verirken Halide’ye, ‘Çok iyi yetişmiş bir kadın,<br />

fakat korkarım ki buraya gelir de seni görürse hayal kırıklığına uğrayacak!’ dedi. ‘Neden?’<br />

diye sordu Halide.<br />

Salih Zeki, Halide’nin yeni elbisesine bakarak, ‘Çünkü,’ diye başladı, ‘nar çiçeği renkli<br />

kadife elbiseli genç ve salak görünümlü bir kadınla karşılaşacak. 32<br />

Haminnesinin Halide’ye nasıl özendiğini yazar şu diyalog ile gösterir:<br />

Handan’ın yayımlandığı günlerde haminnesi kolunun altında bir defterle geldi, sıkıla<br />

sıkıla, ‘Halide ben bir hikâye yazdım. Bunu bastırmak mümkün mü? Ne dersin?” diye sordu.<br />

Halide şaşırmıştı. Haminnesinin en mutlu anları, bir yana çekilip aşk hikâyeleri ve şiirler<br />

yazdığı saatlerdi. ‘Yazdıkları o kadar iptidai ve mübalağalı bir hassasiyetle dolu idi ki hususi<br />

konuşmalarında orijinal, hatta zaman zaman mizaha kaçan haminnenin neden bu kadar<br />

kendinden başka şeyler yazdığına’, hayret etmişti.<br />

‘Bastırmak mümkün değil, haminne,” dedi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!