30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Seçilmiş Hikayeler Dizisi’nde yayımlanır, bir yandan edebi yaşamı başlarken, diğer yandan iş hayatına<br />

atılır.<br />

Erbil, eşiyle birlikte 1957 yılında İzmir’e yerleşir. Kızı Fatoş Erbil burada dünyaya gelir. Ancak<br />

İstanbul ve Ankara’dan sonra İzmir, iş ve sosyal yaşam bakımından Erbil çiftinin gereksinimlerini<br />

karşılayamadığından Leyla ve Mehmet Erbil tekrar İstanbul’a Teşvikiye’ye taşınır. Burada Erbil’in<br />

örgütlü siyasi yaşamı başlar ve aralarında Behice Boran, Mehmet Ali Aybar, Cemal Hakkı Selek gibi<br />

önemli isimlerin bulunduğu yeni bir aydın çevresi ile tanışır. Edip Cansever ve Ahmet Oktay ile birlikte<br />

çalışmaya başlar. 1967 yılında kısa bir süre Zürih’te konsoloslukta katip olarak çalışır.<br />

İstanbul’a geri dönüşü ile birlikte Erbil, kurucu üyesi olarak yer aldığı Türkiye Sanatçılar Birliği ve<br />

Türkiye Yazalar Sendikası başta olmak üzere birçok dernek ve birlikte faaliyet gösterdi, atölye<br />

çalışmalarına katıldı. Özgün üslubu yanı sıra aydın kimliği ile öne çıkan Erbil 2002 yılında PEN Yazarlar<br />

Derneği tarafından Türkiye’nin ilk kadın Nobel adayı olarak gösterildi. Erbil 2013 yılında İstanbul’da<br />

vefat etti .Yazarın roman türünde yazılmış Tuhaf Bir Kadın, Karanlığın Günü, Mektup Aşkları, Cüce, Üç<br />

Başlı Ejderha (Novella) çalışması dışına öykü, deneme …vb. gibi farklı türlerde ele alınmış çok sayıda<br />

eseri bulunmaktadır.<br />

Tuhaf Bir Kadın (1971)<br />

Leyla Erbil’in ilk romanı olan “Tuhaf Bir Kadın” ilk kez 1971 yılında Habora Yayınevi tarafından<br />

yayınlandı. Daha sonra farklı yayınevleri tarafından basılan bu romanda, Erbil toplumsal tabuların<br />

üstüne gittiğinden muhafazakar çevrelerin tepkisi ile karşılaştı.“Tuhaf Bir Kadın” romanı “ Kız”,<br />

“Baba”, “Ana” ve “Kadın” olmak üzere dört bölümden oluşur. Bu bölümleri özellikle kadın karakter<br />

açısından kısaca göz atalım.<br />

Birinci bölümde ana karakter Nermin’in hayatının ilk yirmi yılı öykülenir. Nermin, 19‐20<br />

yaşlarında, sol görüşe sempati duyan genç bir kızdır. Toplumsal cinsiyet ideolojisinin yarattığı kadın<br />

kimliğinden rahatsızdır. Bu nedenle geleneksel değerleri sembolize eden anne figürü ile sık sık çatışır.<br />

Annesi tarafından sürekli eleştirilen Nermin, bir süre sonra kendisine dikta edilen değer yargılarının<br />

tümüne tepki gösterir. Toplumda kadın olarak değil aydın olarak tanınmak ister, şiirler yazar,<br />

edebiyatçılarla dostluk kurmaya çalışır. Bu sırada bir parçası olmak istediği erkek egemen edebiyat<br />

dünyası tarafından yaftalanır ve dışlanır. Bekaret sorunu, kadın cinselliği gibi konularda edebiyat<br />

dünyası ve Nermin’in arkadaş çevresi, tıpkı annesi gibi suçlayıcı bir tavır içindedir. Modern insanın<br />

çelişkilerinin ve kadın sorunun ele alındığı bu bölümde Nermin’in ilk gençlik yıllarında karşılaştığı<br />

problemler ve toplumu algılama biçimi günlük şeklinde tutulmuş notlarla ifade edilir.<br />

Bu sırada Doğu kökenli arkadaşı Halit ile duygusal bir yakınlaşma yaşar. Nermin’in Halit’e olan<br />

ilgisi ilk olarak şu satırlarda açığa çıkar: “Soğukkanlılıkla yatışmamı bekledi, sonra da tüm acıların<br />

dünyanın ve Türkiye’nin içinde bulunduğu politikaya bağlı olduğunu söyledi….” (Erbil,2011:17). Hızla<br />

gelişen ilişkileri ile birlikte Nermin içinde bulunduğu baskı ortamından kurtulmak için Halit ile<br />

kaçmaya karar verir. Bir yandan arkadaş çevresindeki gerginlikler diğer yandan annesinin Nermin’e<br />

yönelttiği suçlayıcı tavır ile karşı karşıyadır. Ancak Halit ile kaçış planları yaparken annesine<br />

yakalanması Nermin’i bir çıkmazın içine sürükler. Annesinin artan baskısı ile karşı karşıya kalan<br />

Nermin’in, tek seçeneği kalmıştır; yakın arkadaşı Meral’in ağabeyi Bedri ile evlenmek. Nermin kısa bir<br />

süre içinde bu şartlar altında Bedri ile evlenir.<br />

İkinci bölüme geldiğimizde; Nermin’in uzun yıllar gemilerde çalışmış olan, babası Hasan Efendi’nin<br />

hayatı karşımıza çıkar. Bu bölüm Hasan Efendi’nin geçmişi hatırlaması üzerine kurulmuştur. Ayrıca bu<br />

bölümde,Türkiye Komünist Partisi’nin kurucularından Mustafa Suphi’nin ölümü hakkındaki bilgi ve<br />

belgelere yer verilir. Hasan Efendi’nin ölmesiyle bölüm sona erer. Bu bölüme kadın karakterler<br />

açısından baktığımızda daha çok Hasan Efendi’nin gözünden ifade edildiğinden, kadın dünyasına dair<br />

detaylara fazla yer verilmemiştir. Burada Nermin, Hasan efendi tarafından uyumsuz kız olarak<br />

konumlandırılır. Ayrıca bu bölümde Nuriye Hanım’ın aşırı sert tavrının altından, Nermin’in ölen erkek<br />

kardeşinin acısı ve yeni bir erkek çocuk doğuramamış olmanın toplumsal baskısı açığa çıkar.<br />

Üçüncü bölümde, Hasan Efendi için verilen mevlitte, Nuriye Hanım’ın, eve gelen misafirleri<br />

kovmasıyla yaşanan kaotik durum anlatılır. ‐Miş’li geçmiş zaman kipi ile başlayan bu bölümde hayal<br />

ve gerçek arasında geçişler yaşanır. Bir süre sonra hangi olay gerçek hangi olay algı yanılsaması ayırt

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!