30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ANTİK YUNAN TRAGEDYALARINDA TOPLUMSAL CİNSİYET VE<br />

KADININ TEMSİLİ<br />

Banu ÇAKMAK *<br />

Anlatı/Mit/Tragedya‐İdeoloji/Ataerki İlişkisi Üzerine<br />

İnsan, evreni, türü ne olursa olsun, kendini anlattığı ya da yaşamı anlamak için başvurduğu bir<br />

yığın anlatıyla doldurmuştur. İnsan anlatılarla büyür, onlarla yaşar; çocukken dünyayı masallardan<br />

öğrenir, büyüdüğünde öyküler ve romanlarda kendini arar. Yaşamı kuran ve sürdüren anlatılardır.<br />

İnsan bu metinlerde ister istemez duyduğunu, düşündüğünü ve yaşadığını anlatır. Dolayısıyla<br />

anlatılar insanı ve yaşamı yansıtır. Bu çerçevede anlatının, yaşam gerçeğiyle arasında dolaysız bir bağ<br />

vardır. Türü ne olursa olsun anlatılar, yaşamsal gerçekliği anıştıran bir şeyi görmemizi, algılamamızı,<br />

hissetmemizi sağlar çünkü biçim ve içerik olarak bireylerin yaşanmış deneyimlerini ihtiva eder. 1<br />

Anlatıların bağ kurduğu yaşamsa, “düşünme biçimi” olarak nitelendirilebilen türlü ideolojilerle<br />

örülüdür. “İdeoloji dediğimiz zaman ideolojinin bütün insan etkinliğine nüfuz ettiğini, yani insan var<br />

oluşunun yaşanmış deneyimiyle özdeş olduğunu bilmeliyiz.” 2 İnsan, ideoloji içine doğar ve onun<br />

içinde yaşar. Bu nedenle anlattıkları, yaşamını kuşatan ideolojiyi barındırır, ondan izler taşır.<br />

Yaşamdan dolayımla anlatı ve ideoloji arasında sıkı ilişki vardır. Anlatının malzemesi olan yaşam<br />

ideolojik olduğundan anlatının malzemesi de ideolojik olandır. Louis Althusser’in sanat yapıtı<br />

konusundaki sözleri anlatılar için de geçerlidir:<br />

Sanat yapıtı, niteliğiyle ideolojik bir etki yaratır, ideolojik olanın bir öğesi<br />

durumundadır. Sanat yapıtı insanların kendi yaşam koşullarını yapan yapısal ilişkilerle<br />

yürüttükleri ilişkilerin düşsel bir bağ içinde yansıdığı dizgeye girebilir, o dizge bir ilişkiler<br />

dizgesidir ve bu dizgeyi yapan ilişkiler ideolojik olanı meydana getirir. Sanat yapıtı<br />

doğrudan ideolojik bir etki yapmaktan geri duramaz bu nedenle ideoloji ile çok sıkı<br />

ilişkilere sahiptir ve sanat yapıtını onun ideolojiyle olan bu ilişkisini, dolaysız ve kaçınılmaz<br />

ideolojik etkisini hesaba katmadan düşünmek olanaksızdır. 3<br />

Anlatı, doğası gereği anlatmaya yani dile dayalıdır. Her kendiliğinden dil yani anlatırken kullanılan<br />

doğal dil ideolojik bir dildir ve bir ideolojinin aracıdır. 4 Dolayısıyla anlatı dile dayalı kimliği nedeniyle<br />

ideolojiktir. Anlatılar söz ya da yazı yoluyla farklı çağlara, coğrafyalara ve insanlara aktarılır. İnsan ölse<br />

de anlattığı kalır, anlatının özü aktarıma dayalıdır. Böylece anlatılar yalnızca insanı ve yaşamı,<br />

ideolojiyi yansıtmakla kalmaz, ideolojiyi sürdürür ya da kurar. Terry Eagleton’un sanatsal çalışmaların<br />

kapitalist ideolojiyi sürdürme biçimiyle ilgili olarak söylediği, aşağıdaki sözler, sanatsal çalışmaların bir<br />

kanadını oluşturan anlatılar ve onların ideolojiyle olan sürdürücü ve meşrulaştırıcı ilişkisiyle koşuttur:<br />

Sanatsal çalışmalar bir dünya görüşünü temsil ettiğinden çağın ideolojisiyle<br />

bağlantılıdır. İdeoloji insanların belli yer ve zamandaki toplumsal ilişkilerinin ürünüdür, sınıf<br />

ilişkileri ideoloji yoluyla yaşanır, meşrulaştırılır, sürdürülür. 5<br />

Daha açık bir deyişle insanlar kendinden önce yaşayanların anlatılarıyla büyürken, onların evreni<br />

ve yaşamı anlamlandırma biçimini, kanıksadığı ve anlatıya taşıdığı ideolojiyi de alır ve yaşatırlar.<br />

Çoğunlukla onlar gibi düşünüp hisseder, anlatılarla kendilerine taşınan ideolojiyi içselleştirir, bu<br />

ideolojiyle uyumlu bir şekilde yaşar. Çünkü her anlatı bir metindir ve her metin okuru yönlendirir.<br />

Okur, izleyici ya da dinleyici konumunda olsun, alımlayıcı, başıboş bırakılmış değildir. Boş alanları<br />

metindeki göstergeler doğrultusunda doldurur, metnin anlamını belli sınırlamalar içinde tamamlar. 6<br />

Bu sınırları çizen, okuru yönlendiren metne sızan ideolojidir. Alımlayıcı bu yolla metin ya da anlatıyla<br />

*<br />

Uludağ University, Department of Performing Arts

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!