30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

tartışmalı bir durumdur. Bizler Sevguli’nin bize açılmasında anlatının gerçekleştiği bağlamın önemi<br />

kadar, Erdoğan’ın “yerli” bir araştırmacı olması sebebiyle “içeriden” bir bakış açısı sağladığını ve buna<br />

ek olarak bu konumunun da aynı zamanda Sevguli için “doğal” bir güven ortamı yarattığını, zaten<br />

araştırma öncesinde de kurulmuş güven ilişkisinin burada önem taşıdığını düşünüyoruz.<br />

Öte yanda, Hande’nin “dışarıdan” olarak belirlenen konumu, Sevguli ile kadınlık deneyimlerini<br />

paylaştıklarında minimalize olmuştur. “Yabancılık” kategorisine ait bir başka nokta da, Erdoğan’ın eşi<br />

olarak alan araştırması sırasında eşlik ettiğimde, Vartolular Hande’yi bir araştırmacıdan çok bir “gelin”<br />

olarak konumlandırmışlardı. Bir başka açıdan da Hande “yerli” sosyoloğun Istanbullu eşi idi. Biz bu<br />

sorularla da uğraşırken, kafamızdaki bir başka soru daha belirdi: “Kültürel olarak yerli” olmak ne<br />

demekti ki zaten?” Ayrıca araştırma sürecinde “yabancılık” kategorisinin de zaman zaman araştırma<br />

için bir artı değer sağladığı durumları da göz ardı etmemek gerekirdi.<br />

Ayrıca Sevguli’nin Erdoğan’a olan güvenini Hande lehinde de kullanmıştır. Burada bizi etkileyen<br />

bir önemli nokta da, feminist bakış açısı teorisyenlerinin baskın olan sosyal ve politik gruplar dışında<br />

bulunanların sadece kendi dünyalarında nelerle baş etmek zorunda olmalarını değil, aynı zamanda<br />

baskın toplum içinde nasıl davranacaklarını da bulmaları gerektiğini belirtmeleri olmuştur. Böylelikle<br />

onlara atfedilen “dışarıda” olma statüsü sosyal yapı içinde bulunanların göremediği ya da<br />

algılayamadıkları bir değer vermektedir. Bizler de bu statüleri farklı bağlamlarda yorumlayarak<br />

Sevguli’yi anlamaya çalıştık.<br />

3. Feminist etik<br />

Hiçbir alan durumunun mutlak olmadığını bilen biz araştırmacılar için de daha koruyucu<br />

yaklaşmak, daha “feminist” bir etik anlayışı getirmek şart olmuştu. Feminist olan bu etik anlayışı<br />

içinde bizler, feminist etiği klasik etik anlayışında farklı konumlandırdık. Alison Jaggar’ın da belirttiği<br />

gibi, feminist etik, kadınların ahlaki deneyimlerini daha aşağı gören etik kuralları reddeder. Her ne<br />

kadar bizler yorumumuzda Sevguli’nin deneyimlerinin onu bir nesneye dönüştürmeye çalıştığını<br />

görsek de, Sevguli’nin ataerkil normalara dik başlı olarak göğüs gerdiğini ve bunun da bir var olma<br />

stratejisi olduğu kanaatindeyiz.<br />

Ayrıca feminist etiği geleneksel etikten ayıran beş unsur, bizi Sevguli’nin hayat hikâyesine<br />

girmemize onu anlama çabamıza bir ön metin olarak okunabilir:<br />

I. Geleneksel etiğin kadınlardan çok erkeklerin konularına ilgi duyması (Oysa biz Sevguli’nin<br />

hayat hikâyesinin kadın hayatlarını anlamak için önemli olduğunu düşündük.)<br />

II. Geleneksel etiğin özel alanda—yani kadınların ev işi yaptıkları, bebeklere ve yaşlılara<br />

baktıkları ortamlarda—ortaya çıkan sorunları daha az önemli bulması (Biz tam da bu konuların<br />

Sevguli’nin hayatı olduğunu ve kendisin bu işlerle uğraştığını; bunu yaparken de yaratıcı stratejiler<br />

geliştirdiğini düşünüyoruz).<br />

III. Geleneksel etiğin kadınları erkekler kadar derin bir ahlaki anlayışa sahip olmadıklarını iddia<br />

etmesi (Biz burada tam da kumalık kurumunun kadınlara yönelik ahlaki davranışların erkekler için ve<br />

erkekler tarafından kadınların aleyhine kullandığını düşünüyoruz.<br />

IV. Geleneksel etiğin “bağımsızlık,” “otonomluk,” “akıllılık” gibi karakter özelliklerini erkeklere<br />

atfederek, bunları daha değerli görmesi ve bunun yanında “karşılıklı bağımlılık,” “cemaat,” “bağlılık,”<br />

“paylaşma,” “beden,” “duygular” gibi karakter özelliklerini kadınlara atfederek bunları daha az değerli<br />

bulması.<br />

V. Geleneksel etiğin ahlaki bir anlayış geliştirmede kurallar, “evrensellik” ve “tarafsızlık” gibi<br />

ataerkil yaklaşımları, “ilişkiler,” “taraflılık,” “sorumluluk” gibi feminist yaklaşımlardan daha değerli<br />

bulması. 23 (Bu son iki madde Sevguli’nin vurguladığı toplumsal normlar, “ayıp karşılama” gibi<br />

kavramlarla birlikte düşünülüğünde geleneksel etiği tam da karşıt bir poziyondan eleştirmekte vebu<br />

noktada anlam ifade etmektedir).

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!