30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

yazarlığı, ebelik ve bazı nezaretlerde memurluk olarak Tanzimat süresince devam etmiştir. Kamu<br />

hizmetindeki bu görevlerinin yanı sıra 1869’da ilk defa kadınlar için çıkan Terakki‐i Muhadderat<br />

başlıklı dergiyle basın yayın alanında, önce mektupları, sonra kendi yazdıklarıyla seslerini duyurma<br />

şansı yakalayan kadınlar, bu süreçte yazarlık‐ editörlük ve redaktörlük, çevirmenlik gibi işlerle aktif<br />

olarak ilgilenmeye başlamışlardır. 2<br />

Batı tarzında eğitim kurumlarının açılması kız çocuklarının eğitimini de ön plana çıkarmış,<br />

dolayısıyla bu çocukları eğitecek öğretmenlere duyulan ihtiyaç, ilk defa kadınlar için öğretmen<br />

okullarının açılmasını zorunlu kılmıştır. Kadınlar için ilk öğretmen okulu; “Darülmuallimat” 1870’te<br />

açılmıştır. İlk olarak Hatice Hanım Nakış muallimi, Madam Palker Resim Muallimi olarak göreve<br />

başlamıştır. Açılışından üç yıl sonra 17 kadın öğretmen mezun veren Darülmuallimat’ın ilk kadın<br />

müdürü Fatma Zehra Hanım olmuştur. İlk atanan öğretmenlerden biri olan Ayşe Sıdıka Hanım,<br />

Darulmuallimat’ta pedagoji dersi olmadığına dair Maarif Nezareti’ni bir layiha ile bilgilendirmiş ve<br />

Darülmuallimat’ta pedogoji dersinin başlatılmasını sağlamıştır. Dersi kendisi vermeye başlayan Ayşe<br />

Sıdıka Hanım bu alanda yazılan ilk Türkçe eserlerden olan “Usul‐u Talim ve Terbiye” adlı bir de ders<br />

kitabı yazmıştır. 3<br />

Üsküdar Kız Sanayi Mektebi muallimlerinden piyano öğretmeni Mari Haliç Kadın, tahsilini<br />

Avusturya’da yapmış batı kültürüyle yetişmiş, Macarca, Lehçe, Almanca, ve Fransızca öğrenmiştir.<br />

1889 da bir albüm çıkararak II. Abdülhamid’e hediye etmiş bu nedenle de Sanayi‐i Nefise madalyası<br />

ile ödüllendirilmiştir. Kasım 1875’te Amerika’da açılan sergiye de Osmanlı Devletini temsilen katılan<br />

Mari Haliç Hanım aynı zamanda Avusturya İmparatoru tarafından da Güzel Sanatlar (sanayii nefise)<br />

Okulu madalyasıyla ödüllendirilmiştir. Yatılı Kız Sanayi Mektebi muallimlerinden Şerife Hanım ise<br />

başarılı öğretmenlik dönemi dolayısıyla Ocak 1883’te Altın İftihar Madalyasıyla ödüllendirilmiştir. 4<br />

1909 yılında Maarif Nezareti’ne başvuruda bulunan Osmanlı Müdafaa‐i Hukuk‐ı Nisvan<br />

Cemiyeti’nin(Osmanlı Kadın Haklarını Koruma Cemiyeti)en faal üyelerinden Aziz Haydar Hanım<br />

bugünkü Erenköy Kız Lisesinin temeli olan okulu açabilmek için, o yıllarda Darülmullimat’ın müdür<br />

yardımcısı Nakiye (Elbi) Hanımın (Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu sonrası ilk kadın<br />

milletvekillerinden) desteğini alarak “Ana” adını verdiği okulun ruhsatını almaya hak kazanmıştır. 5<br />

Kadınların, zaman zaman da erkeklerle birlikte özel okul açma hakkına sahip oldukları bu dönemde<br />

Rehber‐i Osman‐i Mektebi müdürü Mehmet Raif ve İsmail Hakkı Beyler ile Necile Hakkı ve Nuriye Raif<br />

Hanımların “Milli Hususi Mektepler Osmanlı Anonim Şirketi” adıyla özel okullara ilişkin şirketi<br />

yönetme işinde dahi çalıştıkları görülmektedir. 6<br />

Kadınların meslek sahibi olabilecekleri okulların ilki Darülmuallimat sonrasında, kız ilk mektepleri<br />

ve rüştiyelerinin ülke genelindeki sayısı daha da artmış, kızların iyi birer eş ve anne olabilmeleri ev<br />

işleri konularına hâkimiyet sağlayabilmeleri açısından inas rüştiye, idadi ve sultanileri, İstanbul başta<br />

olmak üzere Bursa, Konya, Üsküp, Kastamonu, Adana, Maraş Halep, Bağdat, Kudüs, Kilis, Sivas, Tirilye<br />

gibi vilayet ve kasabalarda taşra vilayet merkezlerine bağlı olarak açılmaya başlamıştır. 7 Kız Sanayi<br />

Nefise Mektepleri de 1880 itibariyle yaygınlaşmıştır. Okulların idaresi, eğitim öğretim metotlarının<br />

geliştirilmesi genellikle bu alanda öncü kadın öğretmenler tarafından gerçekleştirilmiştir. 8<br />

Öğretmenlik dışında, kadınların diğer pek çok farklı sektörde istihdamı Balkan Savaşları ve I. Dünya<br />

savaşında gerçekleşmiştir. Erkeklerin cepheye gidişiyle boş kalan kadrolara kadınlar yerleştirilmiştir.<br />

Fakat kadınların memuriyetlerinin yaygınlaşması; erkeklerle aynı dairelerde çalışmaya başlamaları<br />

Osmanlı toplumunda hemen kabul edilmemiştir;<br />

“Maarif Nazırı Ahmed Şükrü Bey I. Dünya Savaşı esnasında P.T.T. Nazır vekili olduğu sırada önce<br />

toplu halde posta telgraf ve Cavit Bey de Maliye memurluklarına kadınları almış ve kadınlara birer<br />

örnek çarşafa benzer fakat göğüslerinde kırmızı bir kumaş parçası bulunan giysiler giydirtmiştir. O<br />

zamana kadar çarşaflı ve yüzü örtülü yaşayan kadınlar bu suretle memuriyet hayatına atılınca, halkla<br />

ve erkeklerle temas etmek, onlarla görüşüp konuşmak ve işlerini görmek mecburiyetinde kalmışlar ve<br />

tabiidir ki çarşafı daha pratik bir şekle getirip zamanla yüzlerini açmışlardır. Müslüman Türk kadınların

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!