30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Sertel’e göre faşizm geri bir ideolojidir ve hiç bir zaman onunla uzlaşılmaması gerekir. Bu tutarlı<br />

duruş Sertel’in faşizm karşında verdiği politik mücadelenin ideolojik temelini oluşturur. Sertel’e göre<br />

faşizm yenilmeye mahkumdur ve ona hizmet edenler teşhir edilmesi gereken insanlığa karşı suç<br />

işlemiş hainlerdir.<br />

Sertel’in yazılarında ön plana çıkan ikinci başlık San Fransisko Konferansı ve savaş sonrası dünya<br />

düzenidir. Sertel konferansın toplanmasını ve BM antlaşmasının imzalanması için çaba vermiştir.<br />

“Propoganda ve Realite” başlıklı yazısında konferansın toplanacağını ve her milletin sülhu sağlam<br />

kurabilmek için bazı fedakarlıklar yapmak mecburiyetinde kalacağını ve bu durumun bir realite<br />

olduğunu, bir birlik ruhuyla küçük ve büyük milletlerin birbirleriyle birleşmeleri, müşterek ve tek bir<br />

gaye uğrunda iş birliği yapmaları gerektiğini yazarak konferansı açıkça desteklemiştir. 8<br />

“Roosevelt’in Dört Hürriyeti” başlıklı yazı dizinde ise bu konferansın üstünde anlaşması gerektiğini<br />

düşündüğü fikilerini temellendiriyor. Bu dört hürriyet: Söz Hürriyeti, İhtiyaçtan Kurtulma Hürriyeti,<br />

Korkudan Kurtulma Hürriyeti ve Vicdan Hürriyeti’dir. 9<br />

Hemen ardından “Dünya Değişecek mi ve Değişen Şeyler” başlıklı yazılar yayınlamıştır. Burada da<br />

II. Dünya Savaşı’na neden olan hataları, milletler cemiyetinin hatalarını ve bu konferansta<br />

yapılmaması gekenleri konu alıyor. Sertel’e göre Wilson ilkelerine bağlı kalınmaması ve Sovyetler<br />

Birliği’ne karşı alınan cephe bu birliğin bir dünya birliği olmasının önünde engel olmuştur. Faturayı<br />

İngiliz muhafazakarları Tory’lere ve Sovyet karşıtı cepheye çıkarıyor. 10<br />

“Değişen Şeyler” başlıklı yazı dizisinde I. Dünya Savaşı’yla II. Dünya Savaşı’nı mukayese ediyor ve<br />

emperyalizmin I. Dünya Savaşı’nın emperyalist bir paylaşım savaşı olduğunu, II. Dünya Savaşı’nın da<br />

anti‐faşist bir savaş olduğunu; bu yüzden Sovyet Rusya, İngiltere ve Amerika’nın bu 4 ilke etrafında<br />

birleşmeleri gerektiği görüşünü ortaya koyuyor:<br />

1914 harbinin sonunda yapılan sulh muahedeleri ve milletler cemiyetinin sulhü<br />

emniyet altına alan maddeleri ancak galiplerin menfaatlerini garanti eder mahiyetteydi. Ne<br />

yeni bir harbin önlenmesi ne de harbin önüne geçilmesi prensipleri bu görüşmelerde yer<br />

almıştı. Bugün dünya sulhü kararlaştırılacağı bu devrede bütün dünya devletlerinin<br />

birleştiği nokta müşterek emniyeti tesis etmektir. Bu birliği meydana getiren en mühim<br />

amiller faşizme karşı mücadele bütün insanlara şamil bir hürriyet ve iktisadi emniyet<br />

meydana getirme arzusudur... 11<br />

“Yeni Devir Başlamıştır” ve “San fransisko” başlıklı yazılarında da hareketin anti‐faşist karakterine<br />

vurgu yapıyor. 12 “Elbe’de Birleşen Ordular” başlıklı yazısında ise Sertel, Berlin eteklerindeki Elbe<br />

kenarında Kızıl Ordu’yla garb ordularının buluşmasının askeri öneminden çok siyasi bir önemi<br />

olduğunu bu iki farklı ideolojinin aslında Avrupa’yı savaşa sürükleyen çatışmayı bitirdiğine işaret<br />

ediyor. 13<br />

Sertel’in bu konferansla ilgili değerlendimelerinin odağını Dünya Barışı’nı sağlamak, savaş karşıtlığı<br />

ve emperyalizmin hareket alanını daraltacak kararlar alınmasını sağlamak oluşturuyor. Ancak<br />

konferans, 26 Haziran'da elli ülkenin BM Antlaşmasını imzalanması ile sonuçlanmıştır. Küçük<br />

devletlerin isteklerinden ise çok azı gerçekleşmiştir. 14 Birleşmiş Milletler soğuk savaş dönemi boyunca<br />

gerçek bir uzlaştırıcı kurul olmasa da II. Dünya Savaşı sonrası birçok noktada halkların lehine kararlar<br />

alınmasını da sağlayabilmiştir. Sertel’in bu konferansı etkilemek istemesi, ayrıntılı değerlendirmeleri<br />

ve verdiği önem Cumhuriyet aydınını değerlendirmek açısından da ayrı bir önem taşıyor. Politikaya bu<br />

müdahaleci yaklaşım Cumhuriyet aydınlarındaki bir özellik olan devlet politikalarını etki etme ve<br />

kendilerini bu oluşumun bir parçası gibi görmelerinin somut ispatıdır. Sertel yazılarıyla politikaya<br />

doğrudan yön vermeye çalışıyor ve fikirlerinin adresi de konferansa katılan ülkelerin temsilcileri<br />

olduğu gibi aynı zamanda Türkiye’den katılan bürokratlardır. Bu yaklaşımın zaman zaman olumlu<br />

sonuçları olsa da aydınlarımız hapse atılmaktan ya da sürgüne gönderilmekten kurtulamamıştır.<br />

Sertel bir anlamda Halide Edip Adıvar ve Behice Boran ile birlikte Cumhuriyetin hem<br />

destekçisi (modernizasyon için) hem de muhalifi olarak tarihsel sürecin inşasında ve<br />

anlaşılmasında kritik yerlere sahiptir. 15

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!