30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

KADININ HAFIZASI: ÇAYKARALI RUMCA KONUŞAN KADINLAR<br />

Gülmelek DOĞANAY *<br />

1980’lerin sonundan itibaren resmi tarihin dışarıda bıraktığı tüm geçmişe dair anılar dile<br />

getirilmeye başlanmıştır. Pierre Nora, bu süreci, “tarihin demokratikleşmesi” nin bir sonucu olarak<br />

“hafızanın başkaldırısı” şeklinde ifade etmektedir. Ulusal hafızadan toplumsal hafızaya geçişin<br />

yaşandığı 1 ve içerisinde bulunduğumuz zaman diliminde, kazananlar yerine artık mağdurların, gelecek<br />

yerine geçmişin, homojenlik yerine dışlananların birlikteliğinin, geçmişle geleceğin kesintisiz<br />

devamlılığı anlayışı yerine parçalanmış tarihlerin su yüzüne çıktığını görüyoruz. 2 Ancak bazı<br />

durumlarda sessizleştirme ve asimilasyona dayalı resmi ideolojinin tek tipleştirmeye çalıştığı bireyler<br />

farklılıklarını ve belleklerini gizlemekte ve bu belleği hiç bilmemektedirler. Özne olmak için kişisel bir<br />

tarih gerektiğini belirten Leyla Neyzi'ye göre bu durum bireylerin öznelliği açısından sorunlara yol<br />

açmaktadır. 3<br />

Kadınlar da mensubu oldukları kültürel grubun ortak hafızasını oluşturmada ya da kurgulamada<br />

erkeklerle aynı güce sahipler mi? O kültürel kimliğin aktif birer öznesi olarak hareket edebiliyorlar mı?<br />

Kültürün ve hafızanın aktarımı konusunda etkin midirler? Bu sorulara Çaykaralı kadınlar örneği<br />

üzerinden cevap bulmaya çalışacağız. Fransız feministlerinin iddia ettiği gibi din, felsefe ve dille<br />

desteklenen erkek merkezli bir anlayış, söylem ve tarih yazımı söz konusudur. Öyleyse herkes adına<br />

konuşan erkeğin bu dilini yapıbozumuna uğratmanın yolu ancak kadınların sözlerine yer vermekle<br />

olacaktır. Bu nedenle kadınları dinlemeye, onları konuşturmaya ve onlara yeni şeyler söyleme ya da<br />

olanı başka bir bakışla anlatmalarını sağlamaya çalışacağız. Çünkü kadınlar aynı zamanda bir sınıfın,<br />

cinsiyetin yanı sıra, milli, etnik ve ırksal cemaatlerin mensubudurlar ama kendi toplumlarının<br />

eyleyicileri değildirler. 4 Maksadımız erkeklerin yazdığı, oynadığı ve anlattığı tarihin ya da kültürel<br />

deneyimlerin kadınlar tarafından nasıl algılandığını anlamak olacaktır.<br />

Çaykaralı Rumca konuşan kadınlar, araştırmanın nesnesi olarak seçilmiştir. Özellikle etnokültürel<br />

farklılıklar gösteren bu kadınların seçilmesindeki neden, farklı olduklarını Trabzon’da dile getiremiyor<br />

olmalarında ya da bunun farkında olamamalarında yatmaktadır. Asıl amaç, kimliklerini saklayarak<br />

hatta unutarak yaşamak zorunda kalan kadınların resmi tarihin gizlediği ve hatta dışladığı geçmişlerini<br />

onların aracılığıyla ve yine kadın gözüyle yeniden ortaya çıkarmaktır.<br />

Sorularımıza cevap ararken niteliksel yöntem kullanılmış ve böylece araştırmanın saha çalışması<br />

gerçekleştirilmiştir. Çaykaralı kadınların ortak hafızaları ile ilgili verileri elde etmek için yarı<br />

yapılandırılmış görüşmeler yapılmış ve sözlü tarih çalışması ile görüşmecilerin anlatıları<br />

kaydedilmiştir. Daha sonraki araştırmalarımıza bir giriş olarak kabul ettiğimiz bu çalışmada, şimdilik üç<br />

kadınla yaşam öyküsü görüşmeleri yapılmıştır. Görüşmecilerle mümkün olduğunca kendi özel<br />

alanlarında, kendilerini rahat hissettikleri ve “mahremleri” olarak kabul ettikleri meseleleri<br />

konuşabilecekleri mekânlarda derinlemesine mülakat yapılmıştır. Böylelikle katılımcı gözlem yapma<br />

imkânı elde edilmiştir.<br />

Sosyal tarih ve feminizmden faydalanılarak hazırlanan bu çalışmada sosyolojik veriler<br />

kullanılmıştır. Bu anlamda ilk olarak sözlü tarih ve feminist tarih metotlarının sosyal bilimlerdeki yeri<br />

ve çalışmamıza olan katkıları üzerinde durulacaktır. Böyle bir yöntemsel çerçeve çizildikten sonra<br />

toplumsal hafıza kavramsallaştırması etrafında Çaykaralı kadınların "Rus işgalini" nasıl anımsadıkları<br />

ve nasıl bir travma inşa ettikleri üzerinde durulacaktır. Ulusal hafızaya eklemlenmeye çalışırken<br />

Pontus kültürünü reddedişleri ve unutmaya çalıştıkları olgular anlatılmadan önce o kültüre ait hangi<br />

kalıntıların bilinçsizce bugüne aktarıldığı belirtilecektir.<br />

*<br />

Karadeniz Technical University, Department of Public Administration.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!