30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

dönüştürülebileceğini örnekleriyle açıklıyor. Mesela müzelerin ve sistemin ortak özelliklerinden olan<br />

özne ve nesne ikiliğinden kaynaklanan aktif‐pasif, yorumlayan‐yorumlanan ayrımından ve bu ayrımın<br />

sebep olduğu ayrıcalıklardan sıyrılmak alternatif yaklaşımlarla olanaklı hale gelebilir. Yazar, burada,<br />

Smith ve Porter’ın da vurguladığı gibi ziyaretçilerin anlam üretme noktasında aktif katılımını<br />

sağlamanın öneminin altını çiziyor ve bu sayede küratörün yorumlama gücünün paylaştırılarak<br />

yayılabileceğini iddia ediyor. Hein’a göre, benzer şekilde, evrensel ve kanıtlanmış doğruyu sunma<br />

eğiliminde olan müzelerin, feminist perspektif sayesinde, göreceliği temeline alan kurumlara<br />

dönüştürülmesi mümkün. Müzelerin hem çalışanları arasındaki hem de kurumsal yapılarındaki<br />

hiyerarşiler de yine dönüştürülmesi gereken özellikleri arasında yer alıyor. Yazının devamındaki<br />

öneriler uygulamaya yönelik: “Şaheser” gibi hiyerarşiyi vurgulayacak tanımlamalardan uzak<br />

durulması; özellikle güvenlik görevlerinin sergi alanında yalnızca sergilenen objeleri “korumak” için<br />

bulunmaması ve ziyaretçilerle iletişim kurmak için donanımlı olması; alışılagelmiş kategorizasyon<br />

yöntemlerinin dışına çıkılarak objeler arasında alışılmışın dışında bağlantılar kurulması gibi...<br />

Müzeler ve feminist bakış açısının bir araya gelebilme yollarını teorik anlamda ele aldıktan sonra,<br />

dünyadan kadın müzesi örneklerine bakmak, pratikteki imkanları anlamak adına faydalı olacaktır. Bu<br />

noktada, yukarıdaki önerilerin yalnızca kadın müzeleri veya kadınları konu edinen sergiler bağlamında<br />

düşünülmesinin doğru olmayacağını; aksine, bunların her çeşit müze için uygulanabilir olduğunu ve<br />

zihniyet açısından dönüştürücü özelliklerini vurgulamak istiyorum.<br />

Kadın müzelerinin büyük anneleri olarak, 1950’den itibaren Avustralya’da ve ABD’de kurulan<br />

“Pioneer Women’s Museum”ları sayabiliriz. 1980’li yıllardan itibaren farklı disiplinlerin sıklıkla<br />

feminist eleştiri bağlamında ele alınmasıyla beraber kadın müzelerinin sayıları gibi içerik bakımından<br />

çeşitliliği de artmaya başlıyor. 1981’de Almanya Bonn’da bir kadın sanatçının önderliğinde ilk “kadın<br />

müzesi” kuruluyor. Bugüne kadar 2500’den fazla kadın sanatçının işlerinin sergilendiği müzede,<br />

1989’dan beri kadın tarihine ışık tutmayı amaçlayan sergiler de düzenleniyor. 11 Kurucularının işgal<br />

ederek daha sonra belediyeden süresiz kullanım izni aldığı bir binada yer alan müzenin kendine ait bir<br />

koleksiyonu ve sürekli bir sergisi bulunmuyor. 12 1987’de bir kadın koleksiyoner tarafından<br />

Washington’da açılan National Museum of Women in the Arts, sanat alanında kadınların erkeklerle<br />

eşit oranda temsil edilmeyişine bir cevap niteliğinde. 4500 objelik koleksiyonunun yanı sıra 18500<br />

ciltlik bir kütüphanesi ve araştırma merkezi bulunan müzenin misyonu hem geçmişteki kadın<br />

sanatçıları gün yüzüne çıkarmak hem de bugün hâlâ çalışmalarını sürdürmekte olanlara destek<br />

vermek olarak belirlenmiş. 13 1990’da, Amerikalı bir tarih öğretmeni ve kütüphaneci 2008’e kadar<br />

bireysel çabalarıyla devam ettireceği projesine başlıyor: Women’s History Museum on wheels, eski<br />

bir otobüste, Amerikan tarihinden 20 kadınının hikayesini insanlarla buluşturmak amacıyla gezici bir<br />

müze olarak hizmet veriyor. 14 1991’de kent müzelerine yönelik eleştirileri ışığında, yaşadıkları kentin<br />

kadın tarihini anlatmak üzere bir grup kadın tarihçi Bremen’de bir kent kadın müzesi kuruyorlar. Sabit<br />

bir binada faaliyet göstermek yerine şehrin tüm kamusal alanlarını kullanmayı tercih eden bu müze,<br />

hâlâ mekansız bir müze olarak çalışmalarına devam ediyor. 15 2000’de, Avusturya’nın kırsalında<br />

Hittisau Women’s Museum kuruluyor. Misyonunu kadınların kültürel üretimini desteklemek, kadın<br />

tarihini ortaya çıkarmak ve belgelemek olarak belirleyen müze yılda, sanat, mimari, tarih gibi konuları<br />

kadın bağlamında ele alan iki ya da üç sergiyi ziyarete açıyor. 16 Mimarisiyle ödüller alan bu müzeyi<br />

kuran kadın sanat tarihçisinin, böyle küçük bir yerleşimi seçmesinin nedenlerinin başında “köy<br />

kadınlarının yaşamına yeni bir anlam katmak” geliyor; öyle ki köyde yaşayan kadınlar kurulum ve sergi<br />

süresince müzede görev alıyorlar. 17 2003’te açılan sanal kadın müzesi MuSIEum‐displaying:gender,<br />

Viyana Kenti Kadın Bürosu’nun öncülüğünde ve finansal desteğiyle yürütülüyor. Bu sanal koleksiyon,<br />

Viyana’daki müzelerden dördünün‐Tarih Müzesi, Teknik Müze, Yahudi Müzesi, Etnoloji Müzesikoleksiyonlarından<br />

seçilen kadın içerikli objelerden oluşuyor. Sitede, söz konusu koleksiyonun<br />

haricinde makalelere de yer veriliyor. 18 2006’da İspanya Granada’da Museum ROMI‐Ethnology of the<br />

Spanish Gypsy Woman, Avrupa Birliği ve yerel yönetimin işbirliğiyle açılıyor. Roman kadınların

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!