30.05.2016 Views

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

sempozyum_bildiri_kitabi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

‘Neden basmayacaklarmış? Senin kitabın çok satıyor, benim borçlarım faizlerim<br />

yükseldi.’<br />

‘Benimki biraz başka.’<br />

‘Başka mı? Neresi başka? Hep aşk hikâyesi, benimkinde seninkinden daha çok aşk var.<br />

Bir piyano bile soktum, âşıklar pencereden konuşuyorlar, sevişiyorlar. Seninki gibi ikisini de<br />

bir odaya koyamam. Bunu alacaklılarımın hepsi bir araya gelse bile yaptırmam. 33<br />

Halide'nin son günlerine ait Tezer'in anlattığı anıları roman tekniğine uygun olarak kaleme alan<br />

Çalışlar, bu diyalog ile aynı zamanda öznenin içinde bulunduğu psikolojik durumu da okuyucuya<br />

sezdirmeyi başarmıştır.<br />

Artık göçüyorum Tezer…” deyince, Tezer onun ellerine sarıldı. “Şimdiye kadar pek çok<br />

hastalık atlattınız, bunu da yeneceksiniz,” diye itiraz etti. “Hayır, böylesini hiç geçirmedim.<br />

Yalnız bir ay daha yasamak isterdim… 34<br />

Tarihsel dokunun ön planda olması ve tarihi belgelerin yoğun bir şekilde kullanılması Halide<br />

Biyografisine Sığmayan Kadın adlı çalışmanın biyografik roman ile benzer özellikler göstermesine<br />

engel olmamıştır. Tarihi olayların neden‐sonuç ilişkisi bağlı kalarak kurgulanması ve kronolojik akışı<br />

bozacak kesintilerin olmaması bu çalışmayı üslup ve anlatım yönüyle biyografik romana<br />

yaklaştırmıştır. İpek Çalışlar, romanda olayları anlatmaya anlatının dönüm noktası diyebileceğimiz<br />

noktadan‐ İstanbul’un işgalinden başlar. Halide bu dönemde iki çocuk annesidir ve işgal altındaki<br />

İstanbul’da tehlike altında olduğu için buradan ayrılıp Ankara’ya doğru yola çıkmıştır. Yazar, esere<br />

Halide’nin gizlice Ankara’ya gidişini anlatarak başlamış böylece okurda merak duygusu uyandırarak<br />

onu eserin içine çekmiştir. Geri dönüş tekniği romanın yalnızca başında kullanılmıştır. İstanbul’un<br />

işgal günleri anlatıldıktan sonraHalide Edip’in doğumuna dönülmüş, sonrasında hayatına yön veren<br />

olayları ‐Amerikan Kız Kolejine gidişi, Salih Zeki ile evliliği, oğulları Ali Ayetullah ve Togo Hasan Zeki’nin<br />

doğumu, Salih Zeki ile boşanması, Suriye‐ Lübnan günleri, Sultanahmet Mitingi, Ankara’ya gidişi,<br />

Adnan Adıvar ile evliliği, Amerika’da verdiği konferanslar, Hindistan günleri, Türkiye’ye dönüşü,<br />

İstanbul Üniversitesinde İngiliz Filolojisi Bölümü Başkanlığına getirilmesi ve Meclise girişi, 1964 yılında<br />

vefatına gelene kadar kronolojik bir sıra ile kaleme alınmıştır.<br />

Anlatım tekniklerinden birisi de tasvir tekniğidir. Nesnel ve öznel tasvirler de romanda kullanılan<br />

anlatım teknikleri arasında yer alır. Eserde İpek Çalışlar’ın hem nesnel hem de öznel tasvirleri<br />

bulunmaktadır.<br />

Yazarın dikkat çeken nesnel tasvirlerinden biri Halide'nin evi ile ilgilidir. Bu tasvir bir tesadüf<br />

değildir. Çünkü Halide için evi hem "hayatının başlangıç"ıdır hem de sonrası için önemlidir. Wellek'e<br />

göre, " Mekân insanın arzularının bir ifadesi olabilir." 35 Çalışlar, Halide'nin evini Abdülhamid'in sarayını<br />

gören bir ev olarak tasvir ederek "mekânın insanın arzularıyla" olan ilişkisini ustaca bir araya getirmiş,<br />

Halide'nin "özgür, eşit, çağdaş bir toplum" için başlattığı mücadelesini sebep‐sonuç bağlamında<br />

açıklamıştır.<br />

Halide’nin hafızasındaki hayat, Beşiktaş’ta doğduğu evde başlıyordu. Bu ev, Ihlamur’a<br />

giden uzun caddeye inen dik yokuşlardan birinin en tepesindeydi. Koyu yeşil çamlar, nazlı<br />

söğütler arasından Abdülhamid’in sarayını çevreleyen saraylar ile Marmara’nın mavi suları<br />

görünürdü. Arka bahçeye bakan pencereler, baştanbaşa mor salkımdı. Çifte teraslı<br />

bahçede, çifte aslanlı bir havuz vardı. Billur suların şırıltısına, kumrularla güvercinlerin<br />

sesleri karışırdı. Fıstık, akasya, erik ağaçlı bahçenin alev çiçekli bir nar ağacı yükselirdi. Bu<br />

bahçe onun için hayatın başladığı noktaydı. 36<br />

Satır aralarında İpek Çalışlar’ın Halide Edip’i olumlayan ve yücelten sesi duyulmaktadır. Bu durum<br />

anlatıyı, bilimsel bir biyografideki nesnel anlatımdan uzaklaştırıp romana yaklaştırır. Roman yazarı ana<br />

kahramanı öznel tasvirlerle idealize eder. Çalışlar, öznel tasvirlerle hem özneye olan sempatisini<br />

gizlememiş hem de eserdeki betimlemeler yardımıyla anlatımda akıcılık yakalamıştır.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!